Ocak’ta 120, Şubat’ta 109, Mart’ta 121, Nisan’da 129, Mayıs’ta 176, Haziran’da 187…
2022 yılının ilk altı ayında (181 günde) en az 842 işçi hayatını kaybetti
Raporumuzun girişinde Pressan, Efe Rakı, Atışkan Alçı, Termokar, Yemeksepeti, Sinbo, Enerya, İstanbul Finans Merkezi Şantiyesi, Çardak İskelesi, Ankara Etlik Şehir Hastanesi, İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi, Yazaki Kuzuluk, Abalıoğlu Lezita, TMK Kataforez, Smart Solar, Asen Metal, Süperpar, Getir Motokuryeleri, Mutlu Akü, Ormoteks, A101, Ev İşçileri, Acarsoy Tekstil, Neşe Plastik, EnerjiSa, Tepebaşı Belediyesi, PTT, Aliağa Gemi Söküm İşçileri, İBB Ağaç A.Ş., Mikropor, Lila Kağıt, Tüvtürk, EFT Tekstil, Mimarlar Odası İzmir Şubesi ve adını sayamadığımız işyerlerindeki mücadeleleri, direnişçi işçileri selamlıyoruz…
Açız ve yoksuluz
Temmuz ayından itibaren geçerli olacak yeni asgari ücret tutarı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında yüzde 30 oranında yapılan zam ile 5 bin 500 TL olarak açıklandı. Bu açıklamanın ardından televizyon programına katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, sendikal hareketi hedef alan açıklamalar yaptı:
“6 bin lira açlık sınırı var neden 5 bin 500 lira verdin. Memur konfederasyonları da dahil kendilerine göre açlık sınırını belirliyor. Bunlar bilimsel olarak yapılmış çalışmalar değildir… Yoksulluk sınırını 20 bin lira demişler bu komik oluyor… Uluslararası kuruluşların hesaplarına göre Türkiye’de açlık sınırı 3600 lira ile 4000 lira arasındadır. Yoksulluk sınırı da bu bahsettiğim kuruluşların hesaplamalarına göre benim geçtiğimiz günlerde baktığım rakamlar 9 bin liraydı.”
Açlık ve yoksulluk sınırını açıklayan sendikalar Türk-İş, DİSK/BİSAM, Birleşik Kamu-İş, Memur-Sen, KESK, Türkiye Kamu-Sen… Bütün sendikaların açıklamaları da açlık sınırının açıklanan asgari ücretin üstünde, yoksulluk sınırının da asgari ücretin dört katı civarında olduğunu işaret etmektedir. Sendikalar açlık sınırını (dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması tutarı) açıklarken “sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme” vurgusu yapar. Ancak halkımızın gerçekleri dediğiniz gibidir. Aileler sendikaların açıkladığı açlık sınırının altında, yeterli protein, vitamin alamadan, bolca karbonhidratla beslenmektedir. Sayenizde karnımızı doyurmak için besleniyoruz, “en ucuza ve en doyurucu” olarak beslenmeye çalışıyoruz. Bu yüzden çocuklarımız ya obez oluyor ya yetersiz besleniyor. “Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme” hakkımız elimizden alınıyor. Yine sendikalar yoksulluk sınırını (gıda harcaması, giyim, kira, elektrik, su, doğalgaz, iletişim, ulaşım, eğitim, sağlık, sosyal yaşam ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı) açıklarken “insanca yaşam” vurgusu yapar. Oysa aileler bütün harcamalarını kısıtlamaktadır. Zaten mecburi verilen kira ve ulaşım ateş pahasıdır. Sayenizde kışın doğalgazı yakmıyoruz, kıyafet almıyoruz, sosyal yaşam nedir unuttuk…
Esasen iktidarın sözcüsü bir gazete olan Yeni Şafak gazetesinde evvelsi gün çıkan bir haber de durumu özetliyor: “Enflasyon farkı ve vatandaşın alım gücünün düşmesi sonrası asgari ücrete yüzde 30 oranında ek zam yapıldı. Bu gelişme sonrası hemen hemen her sektörde fiyatlar adeta uçtu. Temel gıda ürünlerinde 10 liraya satılan 1 litrelik süt 15 liraya, litrelik ayçiçeği yağı 34 liradan 40 liraya, 1,5 litrelik su 2.5 liradan 3 liraya çıkarken gayrimenkul sitelerindeki ilanlarda da kiralık ev fiyatları yeni zam sonrası 1000 lira kadar yükseltildi.”
İşçi sınıfı sağlıklı ve güvenli çalışmak, yaşamak için örgütlenmelidir
6331 Sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası’nın Resmi Gazete’de yayınlanmasının üzerinden on yıl geçti. Bu süreçte 18 bin işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti, yüzbinlerce işçi yaralandı, birçok arkadaşımız sakat kaldı. Meslek hastalıklarına dair ise bir bilgimiz yok, zira tespiti yapılmıyor, gizleniyor.
Bu tabloda bize düşen görev ise örgütlenme. Ancak örgütlü işçi sınıfı, ölümleri ve yaralanmaları önleyebilir. İşçi sağlığı temelde işyerlerinde korunur. Diğer yandan barınma, ulaşım, beslenme, kentsel yaşam, ekoloji vb. tüm hayatımızı da kapsayan bir yelpazeyle işçi sağlığı mücadelesi devam eder. Yasalar ve yönetmelikler, bu mücadele yükselirse işçi lehine yorumlanabilir veya değiştirilebilir. Bu noktada;
• Farklı işkollarından, mesleklerden işçiler olarak “sağlıklı ve güvenli yaşam” hedefiyle biraraya gelmeye;
• İş cinayetlerini, yaralanmaları, meslek hastalıklarını doğal bir sonuç olarak gören kapitalist sisteme karşı örgütlenmeye;
• İSİG mücadelesini, halk sağlığı ve ekoloji mücadelesi ile omuz omuza yürütmeye;
• Mücadele ederken devletten, sermayeden ve siyasi partilerden bağımsız, işçi sınıfının çıkarlarını temel almaya;
• Tüm işçilerin söz ve karar sahibi olduğu, kolektif bir üretimin pratikle sınandığı bir süreci hayata geçirmek için mücadeleye devam edeceğiz.
2022 yılı iş cinayetleri raporunun ilk altı ayına dair vurgulanması gereken bazı hususlar
1- İş cinayetleri Mayıs-Haziran ayları itibarıyla artışa geçti. Bunun temel sebebi yaz aylarının başlamasıyla birlikte tarım ve inşaat sektöründeki hareketlenme. Bu iki işkolu çalışma koşullarının en kötü ve örgütlenme oranının çok düşük olduğu alanlar (Tüm iş cinayetleri içinde ölüm oranı olarak inşaatlar yüzde 19’a, tarım yüzde 17’e çıktı). Diğer yandan sanayi işkollarındaki ölümlerin oranı da yükselerek yüzde 36’ya ulaştı. Özellikle metal, enerji, maden, taşımacılık, tersane/gemi işkollarındaki ölümler öne çıkıyor. Bu durum geleneksel sendikal merkezlerin çekirdeğini oluşturan işkollarında da güvencesiz çalışma koşullarındaki derinleşmeye (üretim zorlaması, işsizlik baskısı) işaret ediyor.
2- Ölüm nedenlerinden trafik, servis kazaları Haziran ayı ile birlikte artışa geçti. Temel neden olarak taşımacılık ve tarımdaki iş cinayetlerini gösterebiliriz. Özellikle araçların yeterli bakımının yapılmaması veya yolcu taşımaya uygun olmaması, şoförlerin ağır, uzun çalışma koşullarının, uygun olmayan yolların (çökük, yetersiz aydınlatma vb.) altını çizmeliyiz. Yine moto kurye ölümleri de her hafta meydana gelen iş cinayetleri arasında. Ancak diğer işkollarında da bu neden artıyor. Örneğin Şırnak’ta enerji işçilerini ve Siirt’te inşaat işçilerini taşıyan araçların devrilmesi sonucu dörder arkadaşımızı kaybettik. Keza en basit önlemler ile önlenebilecek olan yüksekten düşme ve elektrik çarpması sonucu olan ölümlerde de bir artış gözüküyor. İntiharlar ise geçinemeyen işçilerin banka ve tefecilerden aldıkları borçları geri ödeyememeleri ve yapılan baskılar nedeniyle artmaya devam ediyor. Kalp krizi nedeniyle meydana gelen ölümlerde de artış var. Aşırı ve sağlıksız çalıştırma koşulları kalp krizlerine neden olurken rahatsızlanan işçilere gerekli ilk yardımların yapılmadığını da görüyoruz.
3- İş cinayetlerinde yaş gruplarına baktığımızda yaz ayları ile beraber çocuk işçi ölümleri arttı. Yine özellikle sanayi işkollarında çalışan genç işçi ölümlerini sıkça tespit ediyoruz. Bütün içinde baktığımızda 27 yaş ve altı ölen işçilerin oranı neredeyse yüzde 20. Diğer yandan 51 yaş ve üzerindeki iş cinayetlerinin oranı ise 30 civarında.
4- İnşaat ve tarımdaki ölümlerin artmasına paralel olarak mülteci-göçmen işçi ölümleri de artıyor. Göçmen-mülteci işçilerin üçte ikisini ise Suriyeliler ve Afganistanlılar oluşturuyor. Ancak göçmen/mülteci işçilerin büyük bir çoğunluğunun kayıtdışı olarak çalıştıklarını ve yine bu yüzden iş cinayetlerinin gizlendiğini de unutmamalıyız.
5- İş cinayetlerinde ölenlerin yüzde 3’ü sendikalı işçi. Ancak sağlık, belediye, eğitim, tarım, enerji gibi işkollarında ölen sendikalı işçi sayısını (üye oldukları sendikanın herhangi bir açıklama yapmamasından dolayı) tespit edemediğimizin altını çizmek gerekiyor.

Yüzde 65’ini ulusal basından; yüzde 35’ini ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla 2022 yılının ilk altı ayında (Ocak ayında 120, Şubat ayında 109, Mart ayında 121, Nisan ayında 129, Mayıs ayında 176 ve Haziran ayında 187 olmak üzere) en az 842 işçi hayatını kaybetti… (Bilgilerimiz her ay güncellenmektedir.)

2022 yılının ilk altı ayında iş cinayetlerinin istihdam biçimlerine göre dağılımına baktığımızda 729 ücretli (işçi ve memur) ve 113 kendi nam ve hesabına çalışan (çiftçi ve esnaf) hayatını kaybetti. Yani ölenlerin yüzde 87’sini ücretliler yüzde 13’ünü ise kendi nam ve hesabına çalışanlar oluşturuyor…

2022 yılının ilk altı ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: İnşaat, Yol işkolunda 165 işçi; Tarım, Orman işkolunda 144 emekçi (69 işçi ve 75 çiftçi); Taşımacılık işkolunda 98 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 58 emekçi; Metal işkolunda 55 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 49 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 40 işçi; Madencilik işkolunda 34 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 32 işçi; Enerji işkolunda 30 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 22 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 21 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 19 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 18 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 11 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 7 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 6 işçi; Basın, Gazetecilik işkolunda 4 işçi; Banka, Finans, Sigorta işkolunda 2 işçi; İletişim işkolunda 1 işçi; Elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 26 işçi hayatını kaybetti…

2022 yılının ilk altı ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 165 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 155 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 128 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 100 işçi; İntihar nedeniyle 46 işçi; Covid-19 nedeniyle 42 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 41 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 40 işçi; Şiddet nedeniyle 31 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 29 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 12 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 6 işçi; Diğer nedenlerden dolayı 47 işçi hayatını kaybetti…

2022 yılının ilk altı ayında iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle: 53 kadın işçi ve 789 erkek işçi hayatını kaybetti…

2022 yılının ilk altı ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle: 14 yaş ve altı 5 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 17 çocuk/genç işçi, 18-27 yaş arası 116 işçi, 28-50 yaş arası 416 işçi, 51-64 yaş arası 183 işçi, 65 yaş ve üstü 58 işçi, Yaşını bilmediğimiz 47 işçi hayatını kaybetti…

2022 yılının ilk altı ayında 48 mülteci/göçmen işçi hayatını kaybetti. Bu işçilerin geldikleri ülkelere bakarsak: 19 işçi Suriyeli; 12 işçi Afganistanlı; 4 işçi Özbekistanlı; 3 işçi İranlı; 2 işçi Türkmenistanlı, 1’er işçi Belaruslu, Endonezyalı, Iraklı, Kuveytli, Rusyalı, Pakistanlı, Sırbistanlı, Ukraynalı ve Yunanistanlı…

2022 yılının ilk altı ayında iş cinayetlerinde ölenlerin 26’sı (yüzde 3,08) sendikalı işçi, 816’ısı ise (yüzde 96,92) sendikasız. Sendikalı işçiler metal, kimya, sağlık, belediye, madencilik, iletişim, enerji, taşımacılık ve güvenlik işkollarında çalışıyordu.

2022 yılının ilk altı ayında Türkiye’nin 75 şehrinde ve yurtdışında on beş ülkede iş cinayeti gerçekleştiğini tespit ettik: 126 ölüm İstanbul’da; 31’er ölüm İzmir ve Muğla’da; 30’ar ölüm Antalya ve Kocaeli’de; 26 ölüm Denizli’de; 25’er ölüm Manisa ve Mersin’de; 24 ölüm Bursa’da; 23 ölüm Kayseri’de; 20’şer ölüm Aydın, Gaziantep ve Samsun’da; 19’ar ölüm Ankara ve Konya’da; 17 ölüm Şanlıurfa’da; 15 ölüm Zonguldak’ta; 13’er ölüm Adana ve Balıkesir’de; 11’er ölüm Malatya ve Sivas’ta; 12 ölüm Sakarya’da; 11 ölüm Hatay’da; 10 ölüm Çanakkale’de; 9’ar ölüm Kahramanmaraş ve Trabzon’da; 8’er ölüm Adıyaman, Erzurum ve Rize’de; 7’şer ölüm Ağrı, Batman, Bolu, Diyarbakır, Eskişehir, Kütahya, Mardin, Siirt, Şırnak ve Tekirdağ’da; 6’şar ölüm Bilecik, Çorum, Düzce, Kastamonu, Kırıkkale ve Yalova’da; 5’er ölüm Burdur, Çankırı, Karabük, Ordu ve Uşak’ta; 4’er ölüm Afyon, Karaman, Kırşehir, Sinop ve Tokat’ta; 3’er ölüm Artvin, Bartın, Edirne, Giresun, Hakkari, Iğdır, Kırklareli, Nevşehir, Niğde ve Osmaniye’de; 2’şer ölüm Aksaray, Bingöl, Isparta, Kars ve Van’da; 1’er ölüm Ardahan, Bayburt, Elazığ, Kilis ve Muş’ta; 22 ölüm Yurdışında (4 Irak, 3 Kuzey Kıbrıs; 2’şer İsrail, Rusya; 1’er Azerbaycan, Brezilya, Çin, Dominik, Libya, Makedonya, Malta, Mısır, Özbekistan, S.Arabistan, Tunus) meydana geldi…
Kaynak: İSİG Meclisi
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()