Tibbi cihaz sektöründe çalışan ve aktif olarak hastanelerde mesai yapan çalışanlar da ‘temas riski bulunmadığı’ gerekçesiyle aşılanmıyor. Öyle ki bugüne kadar hastanelerde çalışırken Covid-19’a yakalanan en az sekiz sektör çalışanı hayatını kaybetti.
Tıbbi cihaz sektörü, 2019’da 600 milyon dolar olan ihracatını, 2020’de 5 milyar dolara çıkardı. 2020 yılı ihracatının büyük bölümünü maske, tulum ve önlük gibi koruyucu ürünler oluşturdu. Ancak sektörün tek faaliyet alanı koruyucu donanımlardan oluşmuyor. Sektör, hastanelere tıbbi cihaz ve tıbbi cihazları kullanacak personel de temin ediyor. Bu cihazlar gerek ameliyatlarda gerekse tetkik ve tarama işlemlerinde kullanılıyor.
Ortopedi ve Omurga Cerrahisi Tıbbi Malzeme İmalatçıları, İthalatçıları ve İhracatçıları Yönetim Kurulu Başkanı Erkin Delikanlı’ya göre sağlık sisteminde en az 8 bin tıbbi cihaz sektörü çalışanı bulunuyor. Bu çalışanlar, ameliyatlara katılıyor, hastanelerde mesai yapıyor. Hatta pandemi sürecinde kullanılan solunum cihazlarının filtreleri bile bu sektör çalışanları tarafından değiştiriyor.
Delikanlı, futbolcuların kendilerinden daha önce aşılanmasını ise sakatlanan Beşiktaş futbolcusu Cenk Tosun’u hatırlatarak eleştirdi: “Personelimiz Sağlık Bakanlığı tarafından, sağlık profesyoneli gibi belgelendirilmiş durumda. Öncelik ise futbolculara veriliyor. Sakatlanan futbolcunun dizi çıktı. Bizim personelimiz o ameliyatın malzemesini teslim edecek ki o ameliyat yapılabilsin. Peki, hangimizin öncelikli olması gerekiyor? Bizi pandemiden futbolcular mı kurtaracak? Bizlere‘temas riski yok’ deniliyor, ancak bizler Covid-19 hastalarının ameliyatlarına giriyoruz. Hekim ve hemşire bu riski göze almış ise biz de alacağız. Ancak personelimizin de durumu görülmeli ve aşılama gerçekleştirilmeli.”
Delikanlı’nın sözlerini sektör çalışanları doğruladı.
İsmini vermek istemeyen ve Ankara’da bulunan çalışan, aktif olarak ameliyatlara giriyor. Beyin ve ortopedi ameliyatlarına katıldığını söyleyen sağlıkçı, geçen ay beş ayrı Covid-19 vakasının ameliyatına katılmış.
Ankara’da çalışan sağlıkçı, durumlarını şöyle anlattı: “Hastanelerde soyunma odalarımız var. Sağlık çalışanları gibi her sabah hastaneye gidiyoruz. Sigortamızın yattığı iş kolu bile medikal eczacılık. Bakanlık, bizleri sağlıkçı olarak tanıyor ve buna dair kartlar veriyor. Bir gün dahi uyuyakalsak, ameliyata gitmesek ameliyatlarda işler aksar. Beyin cerrahisi ve ortopedi ameliyatlarının yüzde 80’i cihazlarımızla gerçekleşiyor. Virüse yakalanmamız halinde acil ameliyatların aksamama şansı yok. Covid-19 hastalarının ameliyatlarına giriyoruz ama bizim risk grubunda olmadığımızı söylüyorlar”
İstanbul’dan bir sektör çalışanı ise şunları aktardı: “Hastaneye gidiyoruz. Covid-19 hastalarının solunum cihazlarının hava filtrelerini değiştiriyoruz, yoğun bakımlara girip çıkıyoruz. Bakanlık ise bizleri risk grubunda görmüyor. Akşam ise evimize gidip ailemizle bir araya geliyoruz. Yalnızca biz değil, ailemiz de risk altında. Sağlık sisteminin önemli bir ayağını oluşturmamıza rağmen görmezden geliniyoruz ve ben çocuğuma sarılmaya korkuyorum.”
Sektör temsilcisi ve çalışanlarının açıklamalarına dair görüşlerini almak için aradığımız Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu yetkilileri ise sorularımızı yanıtsız bırakmayı tercih etti.
Kaynak: Diken
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()