Demokrasi için yasama ve yürütme işlevini yitiren, siyasi iktidarın planlarını tartışmaya açmış gibi yaptığı parlamentoda, bugünlerde, hummalı bir şekilde Meclis bütçe komisyon çalışmaları yapılıyor. 26. Ekim -26 Kasım arasında sürecek Meclis komisyon toplantılarında, her bakanlığın hazırladığı bütçeler görüşülmekte. Komisyon toplantılarını izleyen, toplantılara katılan vekiller; görüşmelerde iktidar partisinin itirazlara verdiği cevapları akıl almaz ve cahilce bulduklarını toplantı sonrası aktardıkları görüşlerinde paylaşmakta.

Parlamento halkın iradesini temsil etseydi halkların iradesini taşıyan vekillerin itirazları, bunun da ötesinde halkların yaşadıkları, gerçekler; itiraza gerek duyulmadan iktidarın hedeflediği planları boşa düşürürdü. Bu zorlu çalışmada halklardan, yaşamdan yana siyaset yapan kadın mücadelesini, özgürlüğü, ekoloji politik perspektifi, barış siyasetini, emeğin sömürülmesine karşı duruşu, sömürüsüz yaşamı, çalışmayı siyasetinin temeli kılan siyasetçiler bu denli boşa gidecek çalışmaların içinde olmazlardı. Bugün; Demokrasinin olmadığı bir düzende yarın planlanıyor. Ve parlamentoda görev yapan vekiller demokrasinin olmadığı bir düzende görev yapmaya çalışıyor.

Komisyon görüşmelerinden sonra bütçe planlamaları genel kurula gelecek ve çoğunluğu ele geçirmiş, parlamentoyu işlevsiz kılan tek adam iktidarının yandaşları tarafından onaylanarak yürütmeye sokulacak.

Geçtiğimiz gün Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi görüşüldü. Sadece bütçe kalemleri incelendiğinde, bu incelemeler ve yaşanmış son yıl düşünüldüğünde, gelecek yeni yılın bu iktidarın yönetiminde geçmişi aratacağı, yaşama, yaşam alanlarına yapılması hedeflenenlerin yaşam üzerindeki olası yıkımlarının daha şiddetle süreceğini görmemek mümkün değil.

Eminim okurken şunu söylemeye başladınız bile; – tek adam rejiminden, demokrasinin her geçen gün daha fazla yok edildiği, halkların, yaşamın, yaşam hakkının yok sayıldığı bu iktidardan ne beklenebilir zaten- dediğinizi duyar gibiyim. Çok doğru. Ama sorun onlardan beklentiler değil zaten, gelecek yılda bizim de içinde olduğumuz yaşama yapacaklara karşı bizlerin siyasi olarak ne yapacağımızda; birlikte, dayanışarak bu rejimi ters yüz etme yöntemlerine ulaşmamızda.

Tarım Orman Bakanlığının bütçesi; 11. kalkınma planını referans almakta. Hedefine rekabetçi tarım sektörünü koymuş; bir diğer deyişle rekabetçi üretim ve verimlilikle hedeflenen endüstriyel tarım. Geçimlik tarıma kapitalizmin iktidarla birlikte saldırısı son on-onbeş yıldır sürmekte. Tarım alanları, tarlalar, meralar; kentleşmeye (İstanbul 3. Köprü, 3. Havalimanı, suyolu ve Yenişehir yapılanmasında vd projelerde olduğu gibi) çoktan açıldı. Maden işletmeleri, enerji santralları, otoyollar, otobanlar, köprüler vd’leri tarlaları çoktan ele geçirmeye, parçalamaya başlayalı epeyce oldu. 2000’li yıllarda yaşanan kapitalizmin krizleri (2001, 2008, 2020 ve devamı) kararnamelerle ülkeyi yöneten siyasi iktidarın can simidi oldu. Kendi siyasi krizlerinden kapitalizmin krizleri ile birlikte çıkışlarını bu yöntemlerle planladılar ve bizler buna son vermedikçe de bu planlamalar giderek şiddetlenerek yaşama geçmeye devam edecek.

Bütçede bir sonraki yıl için hedeflenenlerin Cumhurbaşkanı 1 nolu kararnamesinin 410 maddesine atfen yürütüleceği belirtiliyor. AKP başkanının yetkili bu dönem doğal hayatı korumak ve yaban hayvanların avlanması ihalelerinden, “toprağın korunması”, “mera ıslah”, “su yönetim” adı altında toprakla, ormanla, sucul sistemlerle, suyla ilgili verilecek tüm kararlara kadar tarım alanları, su varlıkları dahil doğal alanlar üzerinde kullanıma açma hedefini sürdürmekte.

Hatırlarsanız her yıl yaban hayvanlarının avlanması, vurulması, öldürülmesi ihale edilmekte ve devlet öldürülen her canlıdan gelir elde etmekte, tarım alanları, sucul sistemler, ormanlar, yabanıllar rekabetçi sektörlere sunulacak, yapılaşmaya açılarak “korunacak”. Siyasi iktidar; Arazi kullanım planlamalarını yapacaklarını bütçede saklamamışlar. Milli parklar ve doğa turizmi uygulamaları ile önümüzdeki yıl milli parkların sayısı artacak, orman ekosistemleri turizm adı altında da yapılaşmaya açılacak.

Ormanları keserek yok eden, yanmasına yol açan ve izin veren bu iktidar, bütçe raporuna göre 2021’de ağaçlandırma yapmış. Ağustos 2021’de Marmaris, Manavgat ve çeperinde yanan binlerce hektar yaşanmışken, Bingöl’ün Amazonu sayılan Karacehennem ormanlarında kesim sürerken, Bartın’da yaşadığımız selin ana nedenleri arasında ormanlardaki kesimler olduğu açıkça ortada iken, orman ekosistemleri hızla kesilerek, yanarak yok edilirken, siyasi iktidar bütçesinde “ağaçlandırma” ile neyi kast etmekte dersiniz?

Bakanlık geçtiğimiz yıl olduğu gibi önümüzdeki yılda da kendisine tahsis edilen bütçeden hatırı sayılı bir oranı sermaye transferleri adına (yurt dışı da dahil olmak üzere) sermayeye aktarmakta (sermaye transferleri 07 kodlu bütçe kalemi 64.653.886.000 TL’lik toplam harcamanın 21.989.741.000TL’si). Sermayeye transfer edilen bu oran 2021’de harcama bütçesinin %19’u iken gelecek yıl (2022’de) %34 olacak. Sermayeye aktarılacak bütçe oranında % 178 artışı hedefliyor. Sermayeye bütçe aktarım yöntemi bu iktidarın sermayeyi destekleme yöntemlerinin bütçede görünen kısmı. Siyasi iktidarın bu aktarım için halklara hesap vermesi gerekiyor, bu nedenle sormak lazım; nereye, hangi şirketlere, hangi amaçlarla bu bütçe aktarımı yapılmakta.

Su varlıklarının sermayeye sunulmasına ait sermaye transferi 29.990.000/27.110.000 (0023.0041 su yönetimi /06.02sermaye üretim giderleri kalemi), orman ekosistemi için sermaye giderimi için uygun görülen miktar ise 40.000.000’lik bütçenin tamamı.

Bu arada 2021’de orman idarelerine herhangi bir araç alımı yapılmamış. 2021 bütçe harcamalarında araç alımı 0 olarak kayıtlı. 2022 yılı için de yangın söndürme araçları için de bütçe ayrılmamış. Kısaca bu yıl yaz aylarında yaşadığımız orman yangınları için neden sadece çevre yerel yönetimlerden yangın araçlarının geldiği, helikopterlerin gelmeyişi, yangın uçaklarının başka ülkelerden gelişi ve bu uçakların yangın sürerken günlerce hava limanlarında (Milas’ta, Dalaman’da) bekletildikleri daha net anlaşılmakta. Tüm bu yaşanmışlıklara yangın söndürme araçlarına bütçe ayrılmaması da eklendiğinde ormanların kullanıma açılması için yöntemlerden birinin kesim, diğerinin yangın olduğu, siyasi iktidarın 2022’de orman ekosistemini kullanıma açma yöntemlerinin bütçe kalemlerinde de siyasi hedeflerinde de ve yaşadıklarımızda da ortaya çıkıyor.

Yok ettikleri ormanların, suların sektörlere tahsisleri de planlanmış ve bütçe kalemlerine yansıtılmış. Önümüzdeki yıl CB kararnamesi ile su havzalarının planlı olarak sektörlere tahsisine tanıklık etmeye devam edeceğiz.

Söz de, karar da bugünden başlayarak bizlerin, halkların. Zaman;  yaşamı özgürleştirmek için, yan yana gelip tek adam rejimini, taşeronluğunu yaptığı kapitalizmi yenmemiz, sosyalizmi faşizmin karşısında yaşama geçirmemizin zamanıdır.

Kaynak: Yeni Yaşam

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…