
Fotoğraf: MA
Selahattin DEMİRTAŞ
Edirne Cezaevi
Seçimlerde emeğin ve emekçinin taleplerini görünür kılacak, oluşacak yeni yönetimle birlikte sol perspektifi çözüm gücü haline getirecek bir sol blok önerisi içeren yazıma çeşitli düzeylerde destek, öneri, eleştiri veya karşıt görüşler içeren açıklamalar yapıldı, yazılar yazıldı. Buradaki imkanlar ölçüsünde tümünü takip etmeye çalıştım. Her biri kıymetli ve bu tartışmaya katkı veriyor, tartışmayı olgunlaştırıyor.
Bu yazıdaki niyetim eleştirilere cevap vermek değil, baştan belirtmek isterim. Her eleştiriyi anlamaya çalışmak benim açımdan daha doğru bir tutum olacağından, hepsini dostça not ettiğimin bilinmesi gerekir.
Solun kendi içindeki çok parçalı ve uzlaşmaz duruşunu, bu konudaki ısrarını ve inadını hem yakın tarihimizden hem de kişisel deneyimlerimden yola çıkarak iyi bildiğimi söyleyebilirim. Durum ne yazık ki budur. Bağımsız, birleşik sol, sosyalist cephe veya çatı parti denemelerinin tümü bizzat sol eliyle her seferinde boşa çıkarılmış, fırsatlar bir bir heba edilmiştir. Günümüzde Türkiye’de kendisini sol, sosyalist, Marksist, komünist olarak tanımlayan kaç parti, hareket, platform, yayın çevresi veya girişim var, sayısını bilmiyorum. Ama birçoğunun “öz hakiki sol”, “gerçek sol”, “bizden başkası sol değil solu” olarak tanımladığını biliyorum. Çok uzun yıllardır çözülemeyen solda birlik sorununu cezaevinden şakkadanak çözme iddiasıyla bir çağrı yapmadığımın bilinmesini isterim. Türkiyeli solculara basit sorular sorup sorularıma basit yanıtlar isteyerek meramımı daha net anlatmaya çalışayım.
Sorular açık ve yalın. Yanıtlarını da aynı yalınlıkta ve somut şekilde verebilmek sola düşer. Bunun için bir konferans, bir çalıştay gibi bir çalışma yapmak faydalı olur diye düşünüyorum. Yoksa HDP sol mudur, Demirtaş gerçekte solcu mudur, Kürt hareketi solda mıdır diye tartışmak üzere bir konferans önermemiştim. Ama hiç değilse bir araya gelip bu soruların yanıtlarıyla emekçi kitlelerin karşısına çıkın. Merak etmeyin, ben de az buçuk solcu olarak sizin arkanızda olacağım.
Hiç değilse emekçiler için bu tarihi fırsatı kaçırmayalım. Unutmayın, sol akıl işin içinde olmadan toplum, devlet ve dünya daha iyiye evrilemez. Şu, fenomen haline gelmiş karikatürdeki isyanla bitireyim: Millet aç, aç!
Hepinize dostça selamla, sevgiyle…
Kaynak: EVRENSEL
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()