Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve Pandemi Çalışma Grubu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın pandemi tedbirlerinin gevşetilmesine dair maske şartının kalkmasını içeren kararlarına dair online basın toplantısı düzenledi.
TTB’nin sanal medya hesaplarında canlı yayınla gerçekleştirilen toplantıda konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, açıklanan bu kararların halk sağlığı bakımından kaygıyla karşıladıklarını ifade etti. Fincancı, “Bu adım, salgının başından beri halk sağlığını göz ardı eden fakat ekonomik faydaları gözeten politikaların yansımasıdır” dedi.
Fincancı, “Pandeminin 2’nci yılında yorgunluğunu yaşayan yurttaşlarımız ve sağlık emekçilerimiz yeni bir evreye adım atmış oldu. Bu evre, kamusal sorumluğun atılmadığı ve halk sağlığının önemsenmediği bir evredir. Tüm yurttaşlarımızı bu konuda uyararak aşılarını tamamlamaya, maske ve mesafenin öneminin devam ettiği konusunda bilinçli olmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Bakanlık önemsemiyor
Ardından konuşan TTB Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Esin Şenol, sağlıkçıların ağır şiddet iklimi dolayısıyla çok yorgun olduklarını ifade etti. Alınan kararların temkinli bir umut taşımadığını belirten Şenol, “Bu kararlar ‘cephaneleri tükettik, beyaz bayrak çekiyoruz’ açıklamasıydı, bir pes edişti. Bakanlık, bilançonun sonuçlarının yansıyacağı grupların farkında ve o gruplar önemsenmiyor” diye konuştu.
Virüse izin verildi
Daha sonra söz alan TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Oğuz Kılınç, virüse serbest dolaşım izni verildiğine vurgu yaptı. Kılınç, “Müzik yasağı hala güncelliğini korurken bu izin çok ironik. Diğer bir konu ise bu açıklama yapılırken bilim kurulu üyelerinin yüksek koruyucu maske takmasıydı. Kendilerinin inanmadığı bir şeyi halka anlatıyorlar. Risk grubunda olan insanlar, toplumsal tedbirler alınarak korunabilir. Omicron bu insanlarda hafif geçmiyor. Ölen insanların her birinin birer hikayesinin olduğunu toplumun bilmesi gerekiyor, bir sayıdan ibaret değiller. Karar vericiler bu tür kararlarla sorumluluğu üzerilerinden atmaya çalışıyor. Kör topal da olsa bu tedbirlerle devam edilseydi sonbaharda bir nefes alma şansımız olacaktı. Sağlık çalışanlarının ve toplumun nefes alma şanslarının ortadan kalkmasını üzülerek izliyorum” şeklinde konuştu.
Sorumluluğu halka yüklüyor
Pandeminin, kamu otoriterleri tarafından bireysel sorumluluğa bırakılmaması gereken bir süreç olduğunu söyleyen TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Levent Akyıldız, “Salgını belli ölçülerde iyi yöneten ülkelerden farklı olarak hızlı antijen testlerini hiçbir şekilde devreye sokmadan 2 yılı bitirdik. Havalandırma deniliyor. Kapalı alan havalandırılması iyidir ölçütü nedir. Halkın bunu nasıl denetleyebileceğiyle ilgili şu ana kadar ne sundunuz da halka bu sorumluluğu veriyorsunuz. İlaç konusundaki gelişmelerden söz ediliyor. Bir salgında korunma tedbirlerini öncelemek her zaman tedavilerden önemlidir. Elimizde çok yetkin ilaçların olmadığı bilgisiyle hareket ediyoruz. Bu şu anda tedavi edilebilir bir hastalık değil, korunma tedbirlerinin ve aşının önemli olduğu bir salgın” dedi.
Son olarak konuşan TTB Merkez Konseyi üyesi Meltem Günbegi ise sağlık hakkı talebi ve mücadelesinin yükseltilmesi gerektiğine dikkat çekerek “Elbette bizim sorumluklarımız var ama toplumun da bu konuda ısrarı gerekiyor. Sağlık alanında çalışanların ve toplumun sağlık hakkını talep etmesi gerekiyor” diye belirtti.
‘KARARLAR DAHA FAZLA ÖLÜMÜN HABERCİSİ’
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı tarafından “Açıklanan Kararlar, Daha Fazla Hastalık ve Ölüm Habercisidir” başlığıyla yapılan açıklamada şunlar dile getirildi:
MASKE VE MESAFE HALA KRİTİK: Geçtiğimiz ay içinde sadece resmî açıklamalara göre dahi COVID-19’dan 7029 kişi (günlük 251 kişi) hayatını kaybetti. Şubat ayı, ölüm sayısı açısından 24 aydır süren pandeminin en kötü beşinci ayı olurken, 2022 yılının ilk iki ayındaki ölümler 24 aylık pandemi ölümlerinin yüzde 13’üne; son altı aydaki ölümler ise yüzde 40’ına karşılık gelmektedir. Aynı şekilde, günlük aşılama sayılarında sürecin en düşük günlük aşılama sayılarını görüyoruz, aşılamayı teşvik için gerekli çabalardan ve kararlılıktan yoksun bir salgın yönetimi görev başındadır. Tamamlanmış aşı oranımız halen toplumsal bağışıklık için gereken düzeyden çok uzakta; bilimsel veriler ise maske, mesafe ve havalandırmanın hâlâ kritik önem taşıdığını göstermektedir.
YANITLANMASI GEREKEN SORULAR: Semptomu olmayana test yapılmayacağı kararı ve kamusal alanların, toplu yaşam/kullanım alanlarının HES kodu dahil hiçbir ön tedbire gerek kalmaksızın kısıtlamalardan azade tutulması, hastalık dolaşımının sürmesi ve artması anlamı taşımaktadır. Yeterli aşı korumasına dahil olmayan ülkemizde kaç yurttaşımızın önlenebilir nitelikte ölümünün göze alınabildiği yanıtlanmalıdır. Bu koşullarda maskenin bireysel sorumluluğa terk edilmiş olması ve gerçek dışı bir rehavet yaratılmasını haklı kılabilir bir salgın kontrolüne sahip değiliz. Havalandırma konusunda yapılan açıklamada ise “iyi havalandırılan ortamlar”ın hangi yolla denetlenebileceği açık değildir. Daha önce yapılmamış denetimlerin nasıl sağlanabileceğine, belirlenebileceğine dair düzenleme; kontrol ve farkındalık konusunda somut herhangi bir adım atılmamışken sadece yurttaşın bunu nasıl belirleyebileceği de yanıtlanması gereken sorulardır.
YENİ BİR EVREYE ADIM ATILDI: Pandeminin ikinci yılında yorgunluğunu, yıkımını zorlu hayat koşullarıyla yaşayan yurttaşlarımız; tükenme eşiğinde özveri ile çalışan hekimlerimiz ve sağlık emekçilerimiz yeni bir evreye adım atmış oldu. Bu evre; göstermelik söylemlerden dahi vazgeçilerek kamusal sorumluluğun alınmadığı ve halk sağlığının geri plana itildiği, salgın yönetiminin salt siyasi öncelikler ve tercihlerle belirlendiği bir aşamadır. Tüm yurttaşlarımızı salgının yeterli kontrolünün sağlanmamış olduğu bilgisiyle uyararak gerek kendileri ve sevdikleri gerek toplumsal bakımdan aşılarını tamamlamaya; maske, mesafe, havalandırma önlemlerinin kritik önemini koruduğu konusunda duyarlı, özenli ve dikkatli olmaya; bilime uygun adımlar atılması için taleplerini yükseltmeye davet ediyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın aldığı kararlar ile yaşam hakkını ihlal ettiğini bir kere daha vurguluyor, bilim kurulunda yer alan üyeleri de mesleki ve kamusal sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.
Kaynak: Yeni Yaşam-DUVAR