AKP’den ayrılıp DEVA Partisi’ni kuran Ali Babacan’ı protesto eden Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencileri, Babacan’ı okula almama gibi bir durumun söz konusu olmadığını, protestoyu duyunca kendisinin gelmediğini anlattı. Öğrenciler protesto amaçlarının ‘hafıza tazelemek’ olduğunu belirtti.

Fotoğraf: Twitter

Babacan’ın dün ODTÜ’de planladığı öğrenci buluşması, protesto gösterisinin ardından iptal edildi. Protesto eylemini destekleyenler de oldu, ‘anti-demokratik’ bulanlar da.

Katıldığı bir sohbet odasında “ODTÜ’ye girip çıkmak için kimseden izin alacak halimiz yok” diyen ODTÜ mezunu Babacan, “Gençlerin tamamen fikir özgürlüğünü kullandığını düşünüyorum” dedi.

Babacan, protestoculara da, “Arkadaşlar konuşmak istiyorlarsa konuşmaya her zaman hazırız” çağrısında bulundu.

‘Protestoyla yüzleşmemesi kendi tercihi’

Üniversitede felsefe bölümü dördüncü sınıf öğrencisi Barış Deniz Kuş, neden protesto eylemine katılma kararı aldığını şöyle anlattı:

“DEVA Partisi üyesi bir kişi ODTÜ’lü öğrencilerin bulunduğu bir sosyal medya grubuna Babacan’ın üniversiteye geleceğine ilişkin bir ilan yolladı. Biz de geleceği yere öncesinde pankartlar astık ve bekledik. Ali Babacan 18 yıl boyunca AKP’yle hareket etmiş, AKP’nin suçlarına ortak olmuş biri. Babacan’ı bakanlık döneminde üniversitelerde protesto eden öğrenciler çok ağır saldırılara maruz kalmıştı. Bugüne kadar yaşadığımız her şey de payının olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla ODTÜ gibi bir yerde, öğrencilerin söyleyecek sözü, yapacak muhalefeti olmasından daha anlaşılır bir şey olamaz. Bu protestoyla yüzleşmek istememesi kendi tercihi.”

‘Hafızasız değiliz’

Üniversite bünyesindeki Marksist Fikir Topluğu üyesi Kuş şöyle devam etti: “DEVA da Gelecek Partisi de insanların hafızasını küçümseyen bir şekilde, sanki bunca yıldır hiç AKP’yle hareket etmemişler gibi davranarak kendilerini daha temiz bir yerden yansıtmaya çalışıyorlar. Ama biz de hafızasız değiliz. Bunları unutmadığımızı göstermek istedik. Gençliğe bir DEVA olamayacaklarını da göstermek istedik aslında bu protestomuzla.”

‘Biz kovmadık, kendisi gelmedi’

Sosyal medyada ve basında protestolarına ilişkin yanlış bir algının da yaratıldığını savunan Kuş sözlerini şöyle noktaladı: “Sanki Babacan geldi ve biz onu okula sokmadık ya da etkinliği bastık… Aslında kendisi gelmedi. Hatta biz beklerken DEVA Partisi üyesi bir kişiye Babacan’ı protesto hakkımızı kullanmak istediğimizi, kendisine sormak istediğimiz şeyler olduğunu söyledik. Babacan şu anda muhalefet cephesinde olduğu için geçmiş dönemin hafızasını taşımayan gençler üzerinde bir etki kapasitesine sahip. Biz soracağımız sorularla bu gençlere Babacan’ın geçmiş yüzünü de göstermek istemiştik. Ama muhtemelen kendileri düşünüp hesapladılar ve seçime doğru gidilirken böyle bir protesto görüntüsü vermek istemediler. ODTÜ kurulduğu günden beri ülkedeki sorunlara, derin çelişkilere ses çıkaran bir geleneği de temsil ediyor. Biz de bu geleceği yaşatmak için uğraşıyoruz.”

‘Konuşmanın yapılacağı yerde Ahmet Atakan’ın resmi var’

Protestolara katılan ODTÜ Fizik Bölümü öğrencisi Yaprak Delfin gerekçesini şöyle açıkladı: “Babacan’ın konuşma yapacağı yerin biraz ilerisinde Ahmet Atakan duvarı var. Ahmet Atakan; Antakya’da ODTÜ’deki eylemlere ve Gezi Parkı protestosuna destek veren bir yürüyüş sırasında öldürüldü. Gezi eylemcilerine ‘Terörist’ diyen ve davada taraf olan dönemin başbakan yardımcısı hangi yüzle Atakan’ın fotoğrafının önünde öğrencilerle buluşacak? Bunu kabul edilebilir bulmuyorum.”

Delfin, Babacan’ın ‘ifade özgürlüğünün kullandırılmaması’şeklinde gelen eleştirilerineyse şöyle yanıt verdi: “İfade özgürlüğü ve özgürlükler adı altında ülkeyi getirdikleri hâl emek sömürüsü ve ayrımcılık üzerinden yükselen bir Türkiye oldu. Babacan’ın bugün Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik ve siyasal durumunun mimarlarından biri olduğunu düşünüyorum. Yani Türkiye’deki siyasal İslam’ın yükselişi, neo-liberalleşme, özelleştirmelerden Babacan da sorumlu. Kendisi AKP iktidarında ekonomi bakanlığı, milletvekilliği, başbakan yardımcılığı yapmış biri. Bugün karşımıza bir muhalefet temsili gibi çıksa da hâlâ iktidarın bir uzantısı.”

‘Anti-demokratiklik eleştirisi gerçeği yansıtmayacaktır’

ODTÜ Siyaset Bilimi’nden emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Galip Yalman ise üniversitede farklı zaman dilimlerinde birçok kez benzer protestoların gerçekleştirildiğini hatırlatarak şunları söyledi:

“ODTÜ’de homojen bir yapı yok o nedenle protestoya katılmayan öğrencileri de hesaba katmak lazım. Farklı düşünen ODTÜ öğrencileri de olabilir. Ancak Türkiye öyle bir koşulda ki, sanki her şey çok demokratikmiş gibi bir siyasetçinin bir üniversiteye girmesini protesto etmenin anti-demokratik bulunması bence tartışmalı bir konu. Boğaziçi örneği ortada üniversitelerde öyle uygulamalar oluyor ki, öğrencilerin protestosuna getirilen anti-demokratiklik eleştirisi gerçeği yansıtmayacaktır. Çünkü üniversitelerin hiç de demokratik koşullarda yönetilmediğini biliyoruz.”

Kaynak: DİKEN

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…