Fotoğraf: Isac Nóbrega/ Wikimedia Commons (CC BY 2.0)
Bu yılki Boao Forumu’nun teması da yine bir Çin kaygısı. Ukrayna Savaşı’nda aldığı tavır belirsizliğini korurken, Çin, uluslararası ilişkilere yeni bir terim getirdi. Bu terimin içinin ne kadar doldurulacağını zaman gösterecek. Biz şimdi, terimi Çin siyasi seçkinleri nasıl yorumluyor, ona bakalım.
Dışişleri Bakanı Wang Yi, Başkan Xi’nin terimi tanıtmasından bir gün sonra daha uzun bir açıklama yaptı. Açıklamada, savaşın kalkınma hedeflerini engelleyeceği ana vurgusu var. Bu, Çin’in toplum odaklı kalkınma ve insan hakları anlayışıyla uyumlu bir kavramsallaştırma. Çin, insan haklarının BM tanımının konuşma, örgütlenme, medya özgürlüğü gibi siyasi-yasal haklarla sınırlanmasına karşı çıkıyor ve barınma, eğitim, sağlığa erişim hakkı gibi, kendilerinin ‘kalkınma hakları’ dedikleri hakların da temel insan hakkı olarak sınıflandırılmasını talep ediyor. Benzer şekilde, BM ‘insan güvenliği’ kavramını bireyin fiziki ve ruhsal güvenliği olarak tanımlarken, Çin’in acil durum politikaları aynı kavramı ‘kalkınmacı güvenlik’ olarak tanımlıyor, yani toplumu kolektif olarak güvenliğe ulaştıracak önlemlerin insan güvenliği olarak tanımlanmasını öneriyor. Bu üç kavramın ortak noktası, Çin’in uluslararası sistemde iktisadi çıkarları siyasi ve askeri çıkarların önünde görmesi.
Wang Yi, Küresel Güvenlik Girişimi’nin var olan sistemi yıkma niyeti taşımadığını, ülkeleri BM etrafında birleşmeye çağırarak göstermek istiyor. Çin, Trump dönemi ABD’si BM İnsan Hakları Komisyonu, Paris İklim Anlaşması gibi birçok çok taraflı oluşumdan çekildiğinden beri uluslararası toplumun aktif bir lideri haline geldi. Küresel Güvenlik Girişimi’nin altı temasından birinin geleneksel olmayan güvenlik konuları, bir diğerinin de BM odağında ilişkilenme olması da bu kanıyı doğruluyor.
Metinde, Rusya’nın ‘bölünmez güvenlik’ kavramı da kullanılmış, ve Çin’in Ukrayna Savaşı için başında beri söyleyegeldiği “bir ülkenin güvenliği diğerinin hilafına korunamaz” ifadesi de var ama bu ifadeler Çin’in savaşları müzakere gibi diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğine inandığı çerçevesinde geçiyor, dolayısıyla Çin’in Ukrayna Savaşı’na dair tutumunda bir değişiklik yok ve Küresel Güvenlik Girişimi küresel iktisadi işleyişini korumaya yönelik bir çağrı.
Küresel Güvenlik Girişimi’nin kalkınma vurgusunun bir diğer nedeni de, Çin’in, Ukrayna savaşının ticaret ve yatırım ağlarını sekteye uğratacağı, ve zaten ne kadar devam ettireceğini kendisinin de öngöremediği katı pandemi kuralları yüzünden halihazırda küçülmekte olan ekonomisinin daha da zarar göreceği kaygısı. Bu nedenle, Küresel Güvenlik Girişimi’nin bir diğer vurgusu da, dünyanın, Soğuk Savaş dönemine benzer şekilde, kendi içine kapalı gruplara, ağlara bölünmesi ihtimali. ABD’nin Hint-Pasifiği bölgesel yapılanmasını hükümet sözcüleri daha önce de NATO genişlemesine benzetmişlerdi, aynı vurgu Wang Yi’nin bu metninde de var.
Wany Yi, metninde, Küresel Güvenlik Girişimi’nin Asya’dan başlayacağını iddia ediyor. Asya ülkeleri, Çin’le ABD arasında kalmamak için, nereden gelirse gelsin, her girişime, kağıt üzerinde de olsa, evet deme eğilimindeler. Öte yandan, kalkınma odağı, Küresel Güvenlik Girişimi’ni Küresel Güney ülkeleri için çekici hale getirebilir. Birçok kalkınmakta olan ülke, iktisadi kaygılar Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmadı. Küresel Güvenlik Girişimi’nin, savaşlar karşısında yaptırım uygulama pratiğini değiştirmek gibi somut bir sonucu olacak mı, izlemek gerek.
Kaynak: EVRENSEL
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()