Fotoğraf:Mustafa Kamacı/AA
İran’ın başkenti Tahran’da Astana üçlü zirvesi kapsamında AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin görüştü. Ortak bildirinin içerik olarak yeni bir şey olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. İlhan Uzgel, tarafların Suriye’yi kullanarak pazarlık yapmak istediğine vurgu yaptı. Uzgel, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik olası sınır ötesi operasyonuna Rusya ve İran’ın sıcak bakmadığını da belirtti.
Tahran’da yapılan üçlü Astana zirvesini dış politikayı yakından takip eden Prof. Dr. İlhan Uzgel ile konuştuk.

Uzgel, Tahran’da yapılan Astana görüşmesinin devam eden bir süreç olduğunu hatırlattı. Zirve öncesinde ABD Başkanı Biden’ın Ortadoğu ziyaretini de hatırlatan Uzgel, “Biden Erdoğan’ı genelde görmüyor, Erdoğan’la baş başa görüşme yapmaktan kaçınıyor” dedi. Üçlü zirveyi İran’ın bir fırsat olarak kullandığını belirten Uzgel, “Hem bir Amerikan müttefiki NATO üyesini yanına aldı hem de bir evet işte küresel olarak güçlü bir ülkeyi yanına alarak diplomatik bir mesaj vermiş oldu Amerika’ya ve Batı’ya” dedi.
Ortak bildiride çıkan mesaja ilişkin de Uzgel, “İçerik olarak hiçbir yenilik getirmiyor aşağı yukarı. Bildiğimiz konuları tekrar ediyor, samimiyetsiz ve içeriksiz bir metin. Dikkat ederseniz isim vermiyor. Terör örgütü diyor ama ne el Nusra’dan ne de Türkiye’ye göre, PKK ve PYD’den bahsediyor. Dolayısıyla bir genel geçer durumu kurtarmaya çalışan ama herkesin Suriye’yi kullanarak pazarlık yaptığı bir metin bir uzlaşı belgesi. Dediğim gibi hiçbir anlamı yok. Pazarlık bu metnin dışında yapılıyor” ifadelerini kullandı.
Ortak bildiri ve liderlerin yaptığı açıklamalardan ortaya çıkan duruma ilişkin Uzgel’in değerlendirmesi şöyle: “Orada da Erdoğan’a çok net soruyorlar: Türkiye’nin Suriye operasyonuna İran mı Rusya mı daha yakın? Erdoğan buna yanıt vermiyor. Burada açıklayacağı bir şey yok. Bunu kendine saklamak istiyor. İranlılar çok daha netler bu konuda. Çok enteresan tabii Amerikalılar şu an bir operasyon istemiyor olabilirler. Sonraki açıklamalarda belli ki Cumhurbaşkanı beklediğini alamamış görünüyor. Bu soruyu geçiştiriyor. Bu soru vesilesiyle yine bilindik, ‘Amerika PYD’ye silah yardımı yapıyor’ gibi bir söylemi kullanıyor.”
Zirvede çıkan durumu Erdoğan’ın iç siyasete yansıtıp yansıtmayacağına dair Uzgel, “Çok az. Çünkü somut bir kazanç elde etmedi. Mesela NATO zirvesindeki mutabakatı bile bir somut kazanç olarak sunabilmişti. Ama burada öyle bir tek madde bile yok. O yüzden buradan içeriye doğru kullanabileceği çok fazla bir malzeme yok. Tek Putin’i bekletme görüntüsü var. Onun da etkisi çok sınırlı. Seçmen onu bile fark etmez” ifadesini kullandı.
Hiçbir tarafın Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusuna (Rojava) olası sınır ötesi operasyona sıcak bakmadığını belirten Uzgel, “Var olan statükoyu en azından korumaya çalışıyorlar. Türkiye’yi daha fazla askeri olarak Suriye’de görmek isteyen yok. Amerika da dahil. Dolayısıyla buradan bir operasyon çıkmak ihtimali yok. Bu ihtimal daha da azalıyor. Yapsaydı bir ay önce anlamı vardı. Giderek bunun ihtimali azalıyor. Çünkü Suriye ordusu da oraya asker kaydırdı. Dolayısıyla da artık orada PYD değil, Suriye ordusuyla çatışmayı gerektirecek bir duruma dönüşüyor” değerlendirmesinde bulundu.
İdlib ile ilgili Uzgel, “Statüko değişmeyecek. Buna dair hiçbir şey yok. Bütün Suriye’deki durumun toptan ele alınmasını gerektiren bir şey. Türkiye açısından elinde bir koz. Türkiye o kozu kullanıyor, bırakmak da istemiyor. Dolayısıyla da hem Batı ile ilişkilerinde önemli İdlib hem de Suriye içindeki pazarlıklarda çok önemli” diye konuştu.
Ukrayna üzerinden ABD-Rusya geriliminin Suriye’ye yansımasının az olacağını düşünen Uzgel şunları söyledi: “Ruslar bir miktar askerini çekti. Onun dışında sahadaki durumu radikal bir şekilde dönüştürmedi. Yani Ukrayna ile savaştığı için Rusya Suriye’yi bırakmış, Suriye’yi terk etmiş değil. Burada Amerika’yla giriştikleri bir şey var. Pazarlık var, onu sürdürüyorlar. Yani Suriye’de statükoyu bozmuyorlar. Var olan statüko aslında tüm ülkelerin işine yarıyor, o yüzden devam ediyor. Yoksa bu dönüştürülürdü. Yoksa normal bir yer olurdu. Ülkeler istemedikleri için olmuyor.”
Ülkeler arasında yapılan ikili anlaşmalara dair Uzgel, “Bu tür anlaşmalar her görüşmede yapılıyor. Erdoğan, gittiği her zirveden bir sürü anlaşmayla dönüyor. Mesela ben size bir örnek vereyim: Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği kuruyor. Bunlardan hiçbir şey çıkmıyor. Zaten ticaret varsa ticaret. Amerika ile anlaşma yapıp 100 milyar dolar ticaret yapacağım diyorsun. İran’la 30 milyar dolar ticaret hedefliyoruz diyor. 7 buçuk milyar dolar kendi söylüyor. Bunlar genel bir çerçevedir aslında. Bu anlaşmalarla ilişkiler dönüşmez. Böyle en kritik anlaşmalar değil. Her gittiği zirvede yapılan protokol niteliğindeki anlaşmalar bunlar” tespitinde bulundu.
Kaynak: EVRENSEL
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()