Üç Alman araştırmacının kısa süre önce çevrimiçi olarak yayınladıkları ve henüz bilimsel bir inceleme sürecinden geçmemiş olan ön yayında, Sars-CoV-2’nin kasıtlı olarak genetiği değiştirilmiş bir virüs olduğuna dair argümanlar sunuldu. Araştırmanın yazarlarından Valentin Bruttel ntv.de’ye verdiği demeçte, 2021 yazının başlarında Sars-CoV-2’nin genomundaki ilk anormallikleri fark ettiğini söyledi.
Bruttel, “Diğer moleküler ipuçlarıyla birlikte, sonuçlarımız bu virüsün yüzde 99,9 oranında yapay, muhtemelen doğal bir virüsün manipüle edilmiş bir kopyası olduğunu gösteriyor. Muhtemelen bunun için kullanılan yöntemler, sentetik virüsler üretmek için bireysel viroloji laboratuvarları tarafından da çok benzer bir biçimde kullanılıyor”dedi.
Şubat ayında ABD’de yapılan iki bilimsel araştırma araştırma, Covid-19’un kaynağının Çin hükümetine bağlı bir laboratuvar değil, Vuhan’daki hayvan pazarı olduğuna işaret etmişti. Fakat bu araştırmadan sadece bir sene önce Dünya Sağlık Örgütü Covid-19’un laboratuvar sızıntısı olduğu teorisini yok saymak için henüz “erken” olduğunu işaret etmişti.
Sars-CoV-2 genomunda hedefe yönelik manipülasyon için bir tür “parmak izi” keşfettiklerini belirten Alman araştırmacılar, bunun virüsün genomunda düzenli olarak tekrar eden bir model olduğunu söylüyor. Bruttel, Sars-CoV-2 gibi RNA virüslerini genetik olarak değiştiren laboratuvarların, önce genetik materyali tek tek DNA yapı taşlarından bir araya getirdiğini açıklıyor. Bu yöntemde, genomda bu yapı taşlarının birleşme noktalarının yakınında görünür “tanıma bölgeleri” kaldığını işaret eden araştırmacı, bu bölgeler sayesinde birçok farklı yapay virüs varyantının kolayca oluşturulabildiğini de ifade ediyor.
Araştırmalarında bilinen yapay olarak yaratılmış virüslerin genomları ile doğal “model” virüsleri karşılaştıran Bruttel ve meslektaşları, doğal virüslerde tanıma bölgelerinin “tamamen rastgele dağıldığını” bununla birlikte genetik olarak bir araya getirilmiş virüslerde ise “her zaman belirli bir düzen” görüldüğünü söylüyor. Elde ettikleri ilk sonuçların ise doğal evrimin bu modeli tesadüfen üretmiş olma olasılığının “en fazla 100’de 1, muhtemelen çok daha düşük” olduğunu gösterdiğini sözlerine ekliyor.
Araştırmanın Sars-CoV-2’nin bir laboratuvarda sentetik olarak yaratıldığının bir kanıtı olmadığını ifade eden Alman araştırmacılar, virüsün desenini “bir cinayet silahı üzerindeki parmak izi”ne benzetiyor. “En az on başka sentetik RNA virüsünde de bulunan böyle bir modelin burada tamamen tesadüfen ortaya çıkmasının son derece düşük bir ihtimal olduğunu gösterdik” diyerek ihtimalin kuvvetli olduğunu vurguluyor.
Araştırma dünyasının virüsün kaynağı konusunda ikiye bölünmüş olması nedeniyle araştırmaya bir kısım bilim insanı sert eleştiriler yöneltti. ABD’deki Scripps Araştırma Enstitüsü’nden immünolog Kristian Andersen Twitter’dan yaptığı paylaşımlarda çalışmayı “saçmalık” olarak nitelendirdi. Andersen, çalışmanın “bir moleküler biyoloji anaokulunda bile geçemeyecek kadar kusurlu” olduğunu yazdı.
Alman virolog Friedemann Weber de Andersen’in ön baskıya yönelik eleştirilerini Twitter üzerinden yineledi. Giessen Üniversitesi Viroloji Enstitüsü’nün başında bulunan Weber, mesajlarında Bruttel ve meslektaşlarının bahsettiği izler olmadan da virüsleri genetik olarak manipüle etmenin mümkün olduğunu savundu.
Bruttel, yapay virüsler tarafından kazara tetiklenen bir pandemi riskinin hala hafife alındığı uyarısında bulunuyor. “Yapay olarak üretilen pek çok virüs, Sars-CoV-2’den kat kat daha ölümcüldür.” Yaklaşık on yıl önce son derece tehlikeli kuş gribi üzerinde yaptığı genetik deneylerle infial yaratan virolog Ron Fouchier’i hatırlıyor. Bruttel şu uyarıda bulunuyor: “Bu şekilde değiştirilmiş bir virüs kaçarsa, karmaşık tedarik sistemlerimizin tamamen çökmesine yol açabilir.”
Pandemi 6. Dalgası pikini yaptı ve inişe geçti. Bu son dalgada Haziran 2022 itibari ile birçok yerde BA.4 ve BA.5 tarafından varyantı baskın hale geldi. Küresel düzeyde vaka sayısı ve ölümlerde azalma olsa da Avrupa kıtasında bazı ülkelerde vaka sayısında artış gözlendi. Pandemi boyunca toplam vaka sayısı 633 milyona, toplam ölüm sayısı ise 6 milyon 583 bine yaklaştı. Aktif hasta sayısı 14 milyon 560 bin civarında
Son 24 saatte yeni vaka sayısı 204 bin civarında, Covid-19’a bağlı ise 616 kişi hayatını kaybetti. Yeni vaka sayısını yüksek olduğu ülkeler şu şekilde: Tayvan (35 bin), Fransa (31 bin), Japonya (31 bin), Güney Kore (26 bin) ve İtalya (26 bin).
Hafta sonu bildirim sorunları (bildirim yapmama, yetersiz bildirim vb.), sağlık hizmetlerine erişim ve PCR testi yaptıramama gibi nedenlerle gerçek vaka ve ölüm sayısı saptanamıyor. Bu durum Pazartesi günlerine de yansıyor. Bu sorunu aşmak için son bir haftanın günlük ortalama vaka ve ölüm sayısı ya da toplam vaka sayısı ve ölüm sayısı üzerinden değişim izleniyor.
Son 7 günün ortalama vaka sayısı Temmuzun son haftası ile birlikte düşüşe geçmişti. Bir önceki haftanın günlük vaka ortalaması 455 binin altına inmişti, düşüş eğilimi geçtiğimiz haftada devam ederek 373 bin kişiye geriledi.
Ölüm sayısında düşüş eğilimi devam etti, bir önceki haftanın günlük ölüm ortalaması 1,413 iken son bir haftada bu sayı 1,211 kişiye indi.
Küresel haftalık toplam vaka ve ölüm sayılarındaki değişim de şöyle:
| Bir önceki haftaya göre değişim | ||||
| Kıtalar | Son 7 gündeki vaka sayısı | Son 7 gündeki ölüm sayısı | Vaka sayısı | Ölüm sayısı |
| Dünya | 2,608,675 | 8,477 | – %18 | – %14 |
| Avrupa | 1,455,776 | 4,405 | – %23 | – %10 |
| Asya | 854,603 | 1,661 | – %2 | + %1 |
| Kuzey Amerika | 184,753 | 1,668 | – %40 | – %36 |
| Güney Amerika | 81721,766 | 634 | + %34 | + %14 |
| Afrika | 4,393 | 26 | – %17 | – %62 |
Yukarıda tabloda görüldüğü gibi dünya genelinde geçtiğimiz hafta hem vaka sayısında (-%18) hem de ölüm sayısında (-%14) azalma eğilimi devam etti. Buna karşın Güney Amerika kıtasında vaka sayısında %34 ve ölüm sayısında %14 artış gözlendi.
Not: Dünya Covid-19 istatistiklerini Worldmeter sitesine göre vermeye devam ediyoruz. Her gün paylaştığımız veri bir gün önceye ait olup ülkelerin bildirimlerine göre şekilleniyor. Veriyi her gün sabit saatte (sabah 07.00-8.00) alıyoruz.
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()