‘Çocukların yediği öğün sayısı azaldı’
Gözlemlerinizi biraz paylaşır mısınız? Genel tablo nasıl? Depremzede çocuklar beslenebiliyor mu?
Genel olarak gıdaya erişimle ilgili sorunların arttığını gözlemliyoruz. Depremin erken dönemine göre desteğin azaldığını, deprem bölgesinin unutulduğunu görüyoruz. Hanelerin öğün sayısının azaldığını, tek tip beslenmeye eğilimli olduğunu, çocukları dikkate alan bir öğünün hem aileler hem de aşevleri için sağlanmadığını söyleyebiliriz. Yine ailelerin gıda seçiminde en ucuz ürünlere kaydığını gözlemliyoruz. Çocuk beslenmesi açısından olumsuz etkisi olan abur-cubur tüketiminin artışını da not edebiliriz. Bir önemli gözlemimiz de gıda güvencesinin oldukça sorunlu olduğunun, özellikle çadırlarda kalan depremzedelerin büyük zorluklar yaşadığının altını çizmeliyiz. Özellikle yağmur sonrası gıda güvenliği çok daha olumsuz etkileniyor. Yerleşim yerlerindeki su birikintileri, çöp vb. gıda kaynaklı enfeksiyonlar için tehdit içermektedir. Tüm bunlara sık elektrik kesintilerini de ekleyebiliriz. Mültecilere ait geçici yerleşim alanlarında gıdaya erişim ve gıda güvenliği ile ilgili sorunların daha yaygın olduğunu da gözlemlerimiz arasında yer alıyor.
Çocukların hem beslenmesi hem de beslenemeyen çocukları tedavisi için kısa sürede alınabilecek ne gibi önemler var?
Aslında tüm çocukları dikkate alan bir beslenme stratejisiyle hareket edilmesi gerekir. Depremin üzerinden 9 ay gibi uzun süre geçtiği günümüzde çocuklar için olmazsa olmaz olduğu bilinen gıdalar bellidir. Okul öncesi, okul çağı ve adolesan çocukların ihtiyaçlarını dikkate alan bir yaklaşım esastır. Bunların kamu tarafından karşılanması, yeterli ve düzenli olarak dağıtılması gerekir. Barınma koşullarının ve toplu yaşam alanlarının hijyen koşullarının düzeltilmesi de bu süreçte gıda güvenliği açısından kritik öneme sahiptir. Tüm bunları yaparken toplumun kültürel özellikleri ve karar süreçlerine katılımına da izin verilmelidir.
