Son dönemde kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) ihraç edilen Barış Akademisyenleri’yle ilgili ‘göreve iade’ kararları çıksa da iş burada bitmiyor. Bazıları ya göreve başlatılmıyor ya da yeniden ihraç ediliyor.

Fotoğraf: IMC TV

Barış Akademisyenleri, 11 Ocak 2016’da Güneydoğu’daki çatışmaların sonlandırılması ve müzakere koşullarının oluşması için Barış Bildirisi’ni kamuoyuna açıkladı. Bildiriye 2 bin 212 akademisyen imza attı.

Bir gün sonra Yeni Şafak gazetesi ‘PKK’nın suç ortakları‘ manşetiyle akademisyenleri hedef aldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da o günden itibaren akademisyenlere ‘alçak, zalim, kapkaranlık, cahil, tiksinti verici, vatan haini, lümpen, terör örgütünün maşası, ahlaksız, mandacı artığı ve ruhu kirlenmiş‘ diyerek hakaret etti. Yükseköğretim Kurulu da bildiriye imza atan akademisyenler hakkında hukuki işlem yapılacağını duyurdu.

15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından çıkarılan KHK’larla 64 kurumdan 406 barış bildirisi imzacısı akademisyen ihraç edildi, pasaportlarına el konularak yurt dışına çıkışları engellendi. İşten çıkarılan, sözleşmesi yenilenmeyen, istifaya zorlanan akademisyenlerle bu sayı 549’a ulaşıyor. İmzacı akademisyenlerin isim listesi rektörlüklerce yollanan ihbar listeleriyle oluşturuldu.

Buna rağmen bazı üniversiteler ihraç yoluna başvurmadı.

OHAL Komisyonları

Darbe girişiminin ardından gelen olağanüstü hal (OHAL) ilanından altı ay sonra, 23 Ocak 2017’de, OHAL Komisyonu’nun kurulmasına hükmedildi. KHK’yla ihraç edilenler bu komisyona başvurabilecekti.

Yedi kişilik komisyon, başvuruları ancak 17 Temmuz 2017’de kabul etmeye başladı. Bu tarihe kadar geçen sürede KHK’lerin yayınlanması da akademisyenlerin ihracı da sürdü. O günlerde, 110 bin kişinin başvurusunu inceleyecek komisyonun, yargıya ulaşmada bir engel olduğu yorumları yapıldı.

Bazı akademisyenler bunun ‘etkisiz bir iç hukuk yolu’ olduğunu belirterek komisyona başvurmayı reddetti. Komisyon da beş yılda 384 akademisyenin başvurusunu geri çevirdi.

Şu anda bazı akademisyenler için göreve iade kararı verilirken aynı nedenden dolayı ihraç edilen diğer akademisyenler için aynı karar verilmiyor. Dahası, iade kararı çıkan akademisyenlerin bazıları ya göreve başlatılmıyor ya da yeniden ihraç ediliyor.

Diken, Barış Akademisyenleri’nin son durumunu Eğitim-Sen’le konuştu.

‘Keyfi tutum sergileniyor’

OHAL Komisyonu’nun başvurusunu reddettiği 384 akademisyen idare mahkemelerinde dava açtı. Bu davalara bakması için Ankara İdare Mahkemeleri (AİM) görevlendirildi. 2022’de karar vermeye başlayan AİM, ihraç gerekçesi aynı olan akademisyenlere karşı keyfi bir tutum sergiliyor.

Eğitim-Sen, Barış Akademisyenleri’nin son durumuna ilişkin bir rapor hazırladı.

Diken’le paylaşılan bu rapora göre aynı gerekçeyle ihraz edilen akademisyenlerin 167’sine iade kararı verilirken 166 akademisyenin başvurusu reddedildi. 51 akademisyen hakkındaysa henüz karar verilmedi.

Göreve iade edilse de iş bitmiyor

Akademisyenler hakkında göreve iade kararı verilse de bu akademisyenler ya göreve başlatılmıyor ya da göreve başladıktan sonra istinaf mahkemeleri ‘yürütmeyi durdurma’ veya ‘yeniden ihraç’ kararı veriyor.

Barış Akademisyenleri’nin davalarıyla ilgilenen üç bölge idare mahkemesi (BİM) bulunuyor. Bunlar 13, 14 ve 15’inci mahkemeler.

Eğitim-Sen’den aldığımız bilgiye göre 15’inci mahkemeden henüz bir karar çıkmadı. 14’üncü mahkemeyse alt mahkemenin kararıyla aynı kararı veriyor. Yani alt mahkeme göreve iade kararı verdiyse 14’üncü mahkeme de göreve iade kararı veriyor. Alt mahkeme göreve iade kararı vermemişse üst mahkeme de vermiyor.

Asıl dikkat çekense 13’üncü BİM.  Eğitim-Sen’in raporuna göre bu mahkeme 56’sı ihraç, üçü yürütmeyi durdurma kararı olmak üzere 59 olumsuz karar verdi. 59 kişiden 36’sı hakkında göreve iade kararı verilmişti.

Bu mahkemenin tek bir olumlu kararı yok.

Göreve iadesi reddedilen akademisyenlerin davası Danıştay’a taşındı ancak Danıştay Barış Akademisyenleri’yle ilgili herhangi bir karar vermedi.

Kopyala-yapıştır kararlar

Kararlarsa kopyala-yapıştır biçimde veriliyor. Bildiriye imza atan akademisyen beraat de etse göreve iade kararı da alsa hala ‘terörle iltisaklı’ sayılıyor.

Bu nedenle yeniden ihraç kararları veriliyor.

Diken’e konuşan Eğitim-Sen İstanbul 6 no’lu Şube Başkanı Burak Çetiner, kararların kopyala-yapıştır olmasıyla ilgili şunları söylüyor: “Kararlar hep bire karşı iki oyla alınıyor. Ret oyu verenler de, onay oyu verenler hep aynı kişiler. Kararların gerekçeleri de aynı.”

Eğitim-Sen İstanbul 6 no’lu şubesi, 23 Şubat’ta düzenlediği basın toplantısında söz konusu yargı kararlarını şöyle tanımladı:

*Bölge idare mahkemeleri tümüyle çelişkili, birbiriyle tutarsız kararlar vermekte ısrarcı. Bazı mahkemeler, iade kararıyla birlikte üniversitedeki görevine başlamış akademik ve idari personel lehine verilmiş yargı kararlarını bozarak üyelerimizin ikinci kez ihraç edilmelerine yol açmakta. Aralarında bir önceki yürütme kurulu üyemizin de bulunduğu en az dört arkadaşımız 13 ve 14’üncü bölge idare mahkemelerinin kararlarıyla, göreve başladıktan kısa bir süre sonra tekrar ihraç edildi.

*‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza atan Barış Akademisyenleri’ne yönelik yedi yıldır sürdürülen eziyet son dönemde peş peşe verilen birbiriyle çelişkili ve ayrıştırıcı mahkeme kararlarıyla derinleşti. Bildiriye imza atan yüzlerce akademisyen görevlerine devam ederken, yüzlercesi aynı fiil nedeniyle hukuksuz biçimde mesleklerinden ve üniversiteden koparıldı. Çıkan belirli sayıda göreve iade kararı olsa da yüzlerce akademisyen için ihraç gerçeği değişmedi.

‘Üniversiteler hukuku uygulamıyor’

İdare ve üst mahkemeler haricinde de Anayasa Mahkemesi’nin Barış Akademisyenleri’yle ilgili verdiği ‘hak ihlali’ kararları bulunuyor. Buna rağmen bu kararları uygulamayan üniversiteler bulunuyor.

Bunun en çarpıcı örneği Marmara Üniversitesi’nde.

KHK’yla ihraç edilen Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Hülya Dinçer, Haziran 2023’te yargı kararıyla göreve iade edildi. Kasım 2023’te de istinaf bu kararı onadı.

Buna rağmen Marmara Üniversitesi, Dinçer’i göreve başlatmadı.

Üniversite önce Dinçer’in göreve başlamasını ve haklarının iadesini sekiz ay boyunca geciktirdi. Geçtiğimiz aysa üniversite, ‘arşiv araştırması’ sonucunu Dinçer’i göreve başlatmayı reddetti, akademisyenin maaşlarını ve haklarını iade etmedi.

‘İhraçlar akademisyenlerle sınırlı değil’

Çetiner, KHK’yla ihraç edilenlerin sadece akademisyenlerle sınırlı olmadığını söylüyor.

Çetiner, üniversitelerdeki idari personelin ve milli eğitim bakanlığı gibi diğer bakanlıklardaki Eğitim-Sen’li ve Eğitim-Sen’in bağlı bulunduğu konfederasyon Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi çok sayıda muhalif ve örgütlü memurun da ihraç edildiğini vurguluyor.

İstatistiki veriler

Eğitim-Sen’in raporunda Barış Akademisyenleri’yle ilgili şu istatistiki bilgiler yer alıyor:

  • Bildiriyi imzalayan akademisyen sayısı: 2212
  • KHK’yla ihraç edilen akademisyen sayısı: 406
  • Sözleşmesi yenilenmeyen, istifaya zorlanan akademisyen sayısı: 143
  • Ankara İdare Mahkemesi’nden iade kararı alanlar: 167
  • Ankara İdare Mahkemesi’nden ret kararı alanlar: 166
  • Ankara İdare Mahkemesi’nin karar vermedikleri: 51
  • Bölge İdare Mahkemelerinin ret verdikleri: 60
  • Bölge İdare Mahkemelerinin onayladıkları: 40
  • 6 Mart 2024 itibarıyla göreve iade edilen akademisyen sayısı 128.
kaynak: diken – mustafa baran kılıç
  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…