İstanbul’da Newroz Bakırköy Halk Pazarı’nda kutlandı. “Mutlaka kazanacağız, tecridi kıracağız” şiarıyla Bakırköy’de kutlanan Newroz için on binlerce yurttaş bir araya geldi. Newroz Komitesi hazırladığı ortak metinde “Tüm ezilen dünya halkların diriliş bayramı haline gelen Newroz’umuz kutlu olsun” dedi. Newroz alanından gelişmeleri canlı aktardık.

Newroz için alanda 15 bin polis görev yaptı. Sabah 8.00’den itibaren alana gelen polis saat 11.00’den itibaren üç ayrı noktada arama yaptıktan sonra grupları alana almaya başladı.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan: İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder

Sevgili halkımız, milyonların önünde söz veriyoruz size Berkinler’in,Ali İsmailler’in, Kemal Korkutların. hayallerindeki özgürlük ülkesini, faşizme inat hep birlikte yaratacağız.

Bizler kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya, ayrışma değil dayanışmaya, nefret değil sevgi, esaret değil özgürlük ve bu ülkede yaratılmak istenen kutuplaşmaya karşı, esarete karşı ve bu ülkede faşizme karşı 31 Mart’ta sandıklara giderken, elimizi vicdanımıza koyup oyumuzu kullanırken, çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği için özgür yaşayacağımızı bir kez daha 31 Mart’ta vadeceğiz.

Sevgili halkımız, tarih boyunca zafer hep direnenlerin olmuştur. Mücadele eden yoksul halkların ve emekçilerin olmuştur. Mazlumun ahı, indirir şahı. Biz de tüm mazlumlar olarak, bu ülkede her gün öldürülen kadınlar olarak, toprağın altına düşen gençler olarak, özgürlüğümüz için, geleceğimiz için mutlaka 31 Mart tarihinde büyük bir ders vereceğiz. Büyük bir ders vermeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.

Leyla Güven bugün 137 gündür bedenini açlık grevine yatırmış. Bu ülkede barışın, hukukun ve adaletin olması için bedenini açlık grevine yatırmış. Bugün onunla birlikte yüzlerce insan cezaevlerinde ve dünyanın birçok yerinde bedenlerini açlık grevine yatırdılar. Selam olsun Leyla Güven’e, Sabahat Tuncel’e, Selma Irmak’a, Dilek Öcalan’a ve bedenini açlık grevine yatıran tüm arkadaşlara selam olsun.

Üç gündür cezaevlerinde kadınlar bedenlerini greve yatırmak yerine Ayten Beçet ve Zehra Sağlam intihar etti.

Cenazelerinin uygun şekilde defnedilmesine bile izin verilmedi. Şimdi çıktılar HDP’ye ‘dinsiz’ diyorlar, ‘imansız’ diyorlar. Biz ne dini, ne Allah’ı, ne ettiğimiz duaları Recep Tayyip Erdoğan’dan öğrenmedik. Bizler bin yıllardır bu topraklarda dinimizle, Kur’anımızla, peygamberimizle hep ibadet ettik, dini asla siyasete alet etmedik.

İstanbul’da kaybeden, Türkiye’de kaybeder. 3. Havalimanına işçilerimizin tahta kurularıyla boğuştuğu bir ortamdan bile kendilerine siyasi rant elde edenler, havalimanlarını yaparken ormanları yok edip İstanbul’un ciğerini sökenler 31 Mart tarihinde Halkların Demokratik Partisi’nin oylarıyla gerekli cevapları alacaklar. Türkiye’de anahtar partiyiz. Size isim vermiyorum. Demokratik Güç Birliği diyorum. 

‘Bir oy nereye gider’ diye düşünmeyin, Selahattin Demirtaş’a, Figen Yüksekdağ’a gider. 

HDK Sözcüsü Şenoğlu: Büyük Newroz yürüyüşüyle kazanacağız

*HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu

Newroz mitinginde konuşan HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, halkların Newroz’da başlattığı büyük yürüyüşle tecridı kıracağını ve zülmedenlere yanıt vereceğini söyledi. Rojava’nın tecridin yenilmesi bakımından önemli bir örnek olduğunu vurgulayan Şenoğlu, “Rojava devrimi boğulmak istendi. Ama o tecrit büyük kahramanlıklarla yıkıldı” dedi.

Açlık grevindeki mahpusların mesajı okundu

Cezaevindeki açlık grevindeki mahpusların mesajı okundu. Mesajda, tecridin kaldırılması istendi. Mahpusların mesajında özetle şu ifadeler yer aldı:

“Merhaba; özgürlük ve demokrasi mücadelesinde en ön safta direnen halkımız merhaba. Demokrasi ve barış mücadelesinde yerini alan dostlarımız, yaşamın sahabeliğini yapan dünya halkları, sizleri tarihsel direnişimizin yarattığı devrim coşkusuyla selamlıyoruz.

Bugün zalim diktatöryal rejimlere karşı direnen halkların zafer günü olan Newroz ezmeyi ve ezilmeyi kendilerine reva görmeyen halklar tarafından görkemlice kutlanırken, direnişin zafer çizgisinde başarı getirdiğini çok net bir şekilde anlatmıştır. Meydanlarda alanlarda Newroz coşkusuyla birleşen halkların oluşturduğu renklilik ve çeşitlilik özgürlük bilincini açığa çıkarmış ve direnişin kazandırdığını göstermiştir. Newroz gününü büyük bir coşku seliyle kutlayan halkımız, soykırımcı faşist diktatöryal rejimlere karşı asla direnmekten vazgeçmeyeceğiz mesajını çok net bir şekilde vermektedir. Soykırım kıskacında sıkıştırılan halk direnişle sonuçlanan zaferin adını Newroz koymuş ve kimliğine kavuşmuştur. Bugün Newrozlaşan halk baharın rengarenk yaşama duruşunu karşılamış ve direnişini haykırmıştır.

Değerli halkımız ve dostlarımız, bizler bedeni tutsak düşüncesi teslim alınamayan siyasi tutsaklar olarak zindanlarda büyük bir coşkuyla Newroz’u yaşıyoruz. Alanlarda sizlerle birlikte olma ve halay çekme koşulumuz olmadığı için böylesi bir mektupla sizlere uzanıyor ve her daim sizlerle yaşadığımızı bilmenizi istiyoruz. Çünkü şuna inanıyoruz insanın insan olma serüveni toplumsallıkla buluşma anıdır. Kendini toplum ve toplumsallıktan soyutlayan insan, büyük oranda insan olma evresini tamamlamamıştır. Bu evreyi zindanda bulunan biz tutsaklara dayatmak isteyen faşist rejimler halklarımızdan aldığımız güç ve moral ile direnişimizi görkemli hale getirdiğimizi henüz anlamamışlar. Bu bağlamda bedenimizi ölüme yatırdığımız böylesi direniş süreçlerinde toplumsal değer yargıları ve özgür bir yaşam uğruna her türlü bedel vermeyi göğüslemekteyiz.

Yüz yıllardır kapitalist modernize savunucuları bireyi toplumdan çalarak izole edip topluma tecrit uygulamaktadır. Bugün bunun benimseyicisi ve yürütücüsü olan AKP- MHP ittifakı bu gelenek uğruna kendi koyduğu yasaları çiğnemekten asla geri durmamıştır. Bunun en net örneğini İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan şahsında topluma uygulanmak istenen tecritte görmekteyiz. Çünkü İmralı işkence ve tecrit sistemi kapitalist modernist sistem savunucuları eliyle inşa edilmiş ve mevcut hükümetin bunu en iyi şekilde savunduğunu, toplumu tecride aldığını kaos ve kriz yarattığını okumak çok zor değildir. Bu sebeple Türkiye’nin kaos ve krizden çıkmasının tek yolu Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesidir. Bunun yol ve yöntemi ise kesinlikle Sayın Abdullah Öcalan’ın kendisidir. Gerçek anlamda bir çözüm sürecinin başlatılması gerektiğine inananlar veya öncelikle Sayın Abdullah Öcalan’ın özgür koşullarının oluşturulması gerektiğini bilmeliler. Gelinen aşamada Sayın Abdullah Öcalan şahsına uygulanan tecrit tümden bir imha ve soykırım konseptinin devrede olduğunu göstermektedir. Bu konseptin kırılmasının tek yolu Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasından geçmektedir. Bu sebeple bizler açlık grevi eylemimizle direnişimizi yükselterek tecrit kırılmadan eylemimiz kırılmayacak ve kararlıca sürecektir.

Newroz alanını direniş coşkusuyla dolduran halkımız ve dostlarımız içinde bulunduğumuz direniş hamlemizin ilk şehitleri olan Zülküf Gezen, Uğur Şakar ve Ayten Beçet yoldaşlarımızın anıları ve amaçlarını yaşamsallaştırmak tarihsel toplumsal sorumluluğumuz olmuştur. Tecridin kaldırılması için büyük bir aşkla kendini özgür önderlik ve özgür Kürdistan’a adamışlardır. Bizler mücadele arkadaşları olarak anılarına bağlılık gereği mutlaka başaracağımızın sözünü yineliyoruz. Bu sebeple sizlerin huzurunda içinde bulunduğumuz direniş eyleminin kararlılığına vurgu yaparken Newrozlaşan halklarla direnişimizi zafer çizgisiyle taçlandıracağımıza inanıyoruz.

Gelinen aşamada hem içeride hem dışarıda Sayın Abdullah Öcalan şahsında halka uygulanmak istenen tecridi kırmak için açlık grevi direniş eyleminde bulunan bizlerin temel talebi hiç kuşku yok ki evrensel hukuk normlarında yer edinmiş ve yasal düzlemde uygulanabilirliğinin meşruluğu bulunmaktadır. Bu minval üzeri Newrozlaşan halkın huzurunda kendimizi deklare ediyoruz. Aşağıda belirteceğimiz deklarasyon maddelerinin gerçekleşmesi halinde içinde bulunduğumuz açlık grevi direnişini sonlandıracağımızı belirtiyoruz. Buna göre;

* Sayın Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla düzenli görüşmelerinin yapılması ve kesintiye uğratılmaması,

* Sayın Abdullah Öcalan’ın mevcut yasalar çerçevesinde ailesiyle ve vasisiyle düzenli olarak görüşmesi meşru bir haktır ve bu hakkın engellenmemesi,

* Sayın Abdullah Öcalan’ın mevcut yasalar çerçevesinde ailesiyle telefon görüşme hakkının kullanması her yere mektup göndermesinin veya almasının engellenmemesi ve bu temel hakların kesintiye uğratılmaması

* Sayın Abdullah Öcalan’ın radyo ve TV hakkının kesinlikle engellenmemesi ve günlük olarak istediği tüm gazete, dergi, kitap vb. istemlerinin karşılanması,

* Sayın Abdullah Öcalan’ın yanında bulunan arkadaşlarıyla düzenli görüşmesinin sağlanması ve bu yasal hakların engellenmemesi,

* Sayın Abdullah Öcalan’ın sağlık yaşam koşullarının oluşturulması İçin bağımsız heyetlerce düzenli olarak tedavi koşullarının sağlanması,

* Kürt sorunun demokratik barışçıl çözümünde ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesinde Sayın Abdullah Öcalan’ın aktif rol alabilmesi için önündeki engellerin kaldırılması ve özgür yaşar ve çalışma koşullarının sağlanması,

Değerli halkımız ve dostlarımız; görkemli direniş hamlemizin ilk şehitleri olan Zülküf, Uğur ve Ayten yoldaşların bizlere bıraktığı zafer bayrağını halkımızla birlikte taçlandıracağımıza olan inancımızla İmralı tecrit sistemini mutlaka yıkacağımızı belirtiyoruz. Zülküf, Uğur ve Ayten yoldaşların anısına bağlılık demek onurlu mücadelemizi zafere kilitlemek demektir. Bu görev ve sorumluluk bilinciyle sizler şahsında tüm halkların Newroz’unu en içten devrimci duygularımızla kutluyoruz.”

“Tecridi kıralım, faşizmi yenelim”

Newroz Komitesi tarafından hazırlanan ortak metnin Kürtçesi ve Türkçesi okundu. Metinde özetle şu ifadeler yer aldı:

Değerli halkımız,

Mutlaka Kazanacağız Tecridi Kıracağız şiarı ile örgütlediğimiz 2019 Newrozuna milyonlar akın etti ve etmeye devam ediyor. İşte bugün burada toplanan yüz binler, AKP-MHP faşizmine karşı mücadelenin kararlı birer bayrağı haline geliyor.

AKP-MHP faşizmi 2015 yılından bu yana yoğunlaşarak zulmünü arttırıyor. Belediyelerimize kayyımlar atıyor, seçilmiş vekillerimizi tutukluyor, haklarını aramak için grev kararı alan işçilere saldırıyor, 8 Mart’ta sokağa çıkan kadınlara vahşice saldırıyor ve üstüne polisi ıslıklayan kadınların öfkesini manipüle ederek ezanı ıslıkladılar yalanıyla faşist güruhları üstümüze saldırtıyor, doğayı rant alanlarına açıyor…

Bu halkın bilinci, yaptığınız zulümleri asla unutmayacaktır. Hepimizin özgürlüğü ve halkların üzerindeki tecridin kalkması için kendi hayatından vazgeçen Zülküf Gezen yoldaşımız ve daha dün yaşamını feda eden Ayten Beçet yoldaşımızın cenazelerine yapılan zulmü hiçbirimiz unutmayacağız.

İşte bütün bu saldırılara rağmen, ezilen halklar burada. Halkların haklılıklarından aldıkları gücü ve iradeyi yenemiyorlar. Yenemedikçe de çıldırıyorlar. Seçim meydanlarından sürekli bizlere karşı düşmanlıklarını anlatarak oy toplamaya çalışıyorlar.

Bu mücadele, ezilen halkların ve emekçilerin AKP-MHP faşizminin topluma dayattığı kuşatma ve tecride karşı bir mücadeledir. Tam da bu yüzden hep birlikte tecrit duvarlarını yerle bir edeceğiz. Faşizmin kara perdesini yırtacağız.

Bir kez daha hep birlikte haykıralım: An Azadî An Azadî! Ya Özgürlük Ya Özgürlük! Newroz kutlu olsun! Newroz Pîroz Be!

Yerleştirilmiş video

 

Kaynak: Bianet-Yeni Yaşam

 

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…