Jülide Kural: Sanatçı yaşamda olup bitene kayıtsız kalmamalı

Selahattin Demirtaş’ın yazdığı öykü kitabı “Devran”ı Ömer Şahin ile birlikte okuma tiyatrosu olarak sahneye taşıyan oyuncu Jülide Kural, “Barış içinde, eşitlik içinde yaşamak gibi bir ana hedefimiz varsa bunu demokrasiyle temellendirmemiz lazım. Devran ile birlikte küçük bir parçasını tetiklemiş olabiliriz” dedi. Kural, sanatçının yaşamda olup bitene kayıtsız kalmaması gerektiğini de vurguladı.

4 Kasım 2016’dan bu yana Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yazdığı öykü kitabı “Devran”, 11 Ocak’ta oyuncular Jülide Kural ve Ömer Şahin tarafından okuma tiyatrosu olarak sahneye taşınmıştı.

Kenter Tiyatrosu’nda oyunu izleyenler arasında HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, eski HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, HDP milletvekilleri Hüda Kaya, Filiz Kerestecioğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu, CHP’li Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül, sanatçılar Kadir İnanır, Lale Mansur, yazar Murathan Mungan da vardı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, oyununa gidenleri hedef almış, oyunu izleyenler arasında olan Kadir İnanır için de “Eksik yapmışsınız Kadir Efendi” sözlerini kullanmıştı.

İnanır’ın Türkiye’nin en önemli sanatçılarından biri olduğunu vurgulayan Halil Ergün, “O, bu ülkedeki toplumsal sorunlara karşı sorumluluk almış bir isim, siz onu nasıl bu şekilde hedef alabiliyorsunuz? Dehşet verici” diyerek Soylu’ya tepki göstermişti.

Kadir İnanır ise, kendisini hedef alan Soylu’ya “Konuşmak istemiyorum, bizim tek derdimiz barış olsun” sözleriyle yanıt vermişti.

CHP lideri Kılıçdaroğlu oyun ile ilgili yaptığı açıklamada, fotoğrafın ‘çok güzel’ olduğunu belirterek, muhalif Kürtleri AKP’ye çekmeye çalışan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çabalarını aksattığına dikkat çekmişti.

Selahattin Demirtaş ise, oyunu izlemeye gidenlerin hedef gösterilmesine tepki göstererek, Ahmet Kaya’ya yönelik linç girişimini hatırlatarak, “Bugünün Jülide’si, Kadir’i ve oradaki tüm kadınlar onurun temsilcisi, televizyonlardaki bazı program sunucuları başta olmak üzere linç güruhu ise alçaklığın sembolü olarak tarihteki yerlerini aldılar bile” demişti.

“Devran”ı sahneye taşıyan Jülide Kural da Mezopotamya Ajansı’ndan Erdoğan Alayumat’a değerlendirmelerde bulundu.

Oyunun afişinde ‘okuma tiyatrosu’ dense de altında ‘dayanışma’ yazdığını söyleyen Kural, “Biz bu dayanışmayı sadece bizim gibi düşünen insanlardan daha çok farklı düşünen insanlarla buluşabilmeyi hedefleyerek bu hikâyeleri kurduk. Bu nedenle de belki benim ismimin Selahattin Demirtaş’la yan yana gelmesi de bu farklı bileşenleri bir araya getirmede önemli bir etken oldu” diye konuştu.

Oyuncu Kural, bir araya gelmenin insanların ihtiyacı olduğunu da dikkat çekti ve ekledi:

“Bu ülkenin demokrasiye, konuşmaya, tartışmaya, anlamaya, anlaşmaya ihtiyacı var. Kavga etmek, hiç durmaksızın birbirimizi suçlamak yerine birbirimizi anlayarak bir demokrasi cephesi oluşturmaya ihtiyacımız var. Çünkü biz daha özgür, barış içinde, gerçekten eşitlik içinde yaşamak gibi bir ana hedefimiz varsa bunu öncelikle demokrasiyle temellendirmemiz lazım. Devran ile birlikte küçük bir parçasını biz tetiklemiş olabiliriz. O nedenle güzel oldu bu.”

Kural, Demirtaş dahil birçok siyasetçinin tutuklu olmasıyla ilgili ise şunları söyledi:

“Bu insanlar aslında siyasi olarak oradalar ve bunu da bütün toplum biliyor. Yani hukuki bir gerekçe yok aslında. Böyle olduğunu biliyoruz. Onlar kitaplar yazıyorlar, biz de onların ürettiğini dışarda hayatın içinde yeniden insanlarla bölüşerek aslında onların orda olmadığını bizimle beraber burada olduğunu ve bu siyasi tutsaklığı kabul etmediğimizi söylemiş oluyoruz.

“Zaten ben çok fazla neden yaptığımı anlatmayı seven birisi değilim çünkü zaten yaptığım şey söylediğim şeyi içeriyor. Çünkü ben genellikle çok açıklamak yerine yaparak anlatmaktan yanayım. İnsanların kalbine dokunmak bazen aklına dokunmaktan daha etkili olabilir.”

Kural son olarak, sanat dünyasının ülkede olup bitene “Benim meselem değil” demesini anlaşılmaz bulduğunu ifade ederek, “Sanatçı illa şunu yapmalı demiyorum ama sanatçının da bu kadar edebiyatla, farklı duygularla iç içe yaşayan bu kadar entelektüel olarak kendisini geliştirmesi gereken bir meslek grubunda, yaşamda olup bitene kayıtsız kalmamalı” dedi.

Kaynak: KARINCA