Dünya da iklim krizi her yıl katlanarak büyürken, içinde Türkiye’nin de olduğu birçok ülke umursamaz bir tutumla kömür ve doğalgaz gibi karbon yakıtları arttırarar yakmaya devam ediyor. HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni’nin, hükümetin 2. 100 Günlük İcraat Programı’ndaki madencilik faaliyetlerine ilişkin verdiği soru önergesine 3 ay sonra cevap verdi. Verilen cevaba ilişkin konuşan Çepni Türkiye’nin, “Kömürle tam gaz iklim krizine” doğru hızla ilerlediğini belirtti. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) hazırladığı “Küresel Enerji ve Karbondioksit Emisyonları Statü Raporu”nda, Hindistan, Çin ve Türkiye gibi ülkelerde kömür ve doğalgaz kullanımındaki artışla bağlantılı olarak karbondioksit emisyonu bir önceki yıla oranla 1.7 artışla 33.1 milyar tona yükseldiği bilgisi paylaşılmıştı. BM ise “İklim değişikliğine neden olan emisyonların yüzde 80’i G20 ülkelerinden geliyor” açıklaması yapmıştı.
55 bin maden sahası
İklim krizi kapıda!
Manisa Soma’da ve Kütahya Tunçbilek’te açılacak 4 adet maden sahasında da devir işlemlerinin tamamlanmak üzere olduğunun ifade edildiği yanıtta, bu sahalardan yılda 15.6 milyon ton ilave kömür üretimi yapılacağı belirtildi. Konu ile ilgili açıklama yapan Çepni ise 15 Mart’ta 16 yaşındaki İsveçli lise öğrencisi Greta Thunberg’in çağrısıyla Türkiye dahil 123 ülkede 2 binden fazla noktada küresel Cuma Grevi ve yürüyüşler gerçekleştirildiğine dikkat çekerek, “İklim krizi felaketi kapımızda, eskiden hiç görmediğimiz hortumlar, fırtınalar, kuraklıklar yaşıyoruz. Ama hükümet sırf etrafındaki bazı şirketler boş kalmasın diye yerli kömür üretimini arttırma yoluna gidiyor” dedi.
AKP doğayı kirletiyor
İktidarın Paris İklim Anlaşması’nı da imzalamaktan kaçtığını söyleyen Çepni, “Hükümet hem doğayı kirletmekte, hem de iklim fonundan para koparmak için pazarlık üstüne pazarlık yapmaktadır. Türkiye’nin ne üreteceğine, nasıl üreteceğine karar verirken temel faktör olarak iklim krizini ve bunun en muhtemel sonucu olan gıda ve su krizini esas alması gerekir. Aksi halde mevcut sermaye birikim modeli çok kısa zamanda bir zamanların gıda ambarı Anadolu’yu açlık ve sefaletin içine düşürecektir” ifadelerini kullandı.
Her yıl 250 bin insan ölecek
İklim değişimine karşı mücadele Küba, Ekvador ve Tunus’un anayasasına girerken Türkiye ise iklim sorununu ABD ve Rusya gibi ülkelerle aynı eksende ele aldığı ve iklim değişimini fasa fiso olarak değerlendirdiği, uyguladığı politikalardan anlamak mümkün. Son günlerde dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Akdeniz ve Ege bölgelerinde ortaya çıkan fırtına, hortum ve aşırı yağışlar binlerce hektar tarım arazisini sular altında bırakmıştı. Bu yağışlarla birlikte insanlar yaşamını yitirdi, binlerce hayvan can verdi. Evler, ahırlar, sular altında kaldı, seralar rüzgarla birlikte darmadağın oldu. En son Afrika’da yaşanan kasırga sonrası bini aşkın insan yaşamını yitirdi. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) iklim değişikliği açıklamasında, 2030- 2050 yılları arasında her yıl 250 bin kişinin ölümüne neden olacağı öngörüsü birçok bilim insanınca “ılımlı bir tahmin” olduğu ifade edilmişti.
Kaynak: Yeni Yaşam
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()