Organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın içinde bulunduğu aracın trafikte seyir halindeyken KOM ekipleri tarafından durdurulduğu ve araçta arama yapıldığı iddia edildi. Olayı duyuran ve Çakıcı’ya yakınlığıyla bilinen Üzeyir Çakmaktaş “Ne oluyor? Talimatı kim verdi?” dedi.

‘Alaattin Çakıcı’nın aracı durduruldu, arama yapıldı’

Çakmaktaş’ın Twitter hesabı üzerinden ortaya attığı iddiaya göre olay 18.45 sularında gerçekleşti. İstanbul Vadi’de bulunan bir ofisten araçlarıyla çıkan Alaattin Çakıcı’nın ve yanındakilerin araçları polis tarafından durduruldu. Araçlarda arama yapıldı. Çakmaktaş’ın iddiasına göre polis ekipleri yapılan aramaya “Rutin uygulama” dedi.

Çakmaktaş’ın iddiaları şöyle:

“Neler oluyor? Bu ne demek? Bu talimatı kim verdi? Bugün saat 18.45 sularında İstanbul Vadi’deki ofisinden çıkıp trafikte seyreden @alattincakici ve arkadaşlarının araçları Istanbul KOM ekiplerince durduruldu,arandı. Görevlendirilmiş KOM ekibi,yapılana rutin uygulama demiş!”

çak1

“Polis,gerek duyarsa her vatandaşı çevirebilir,arayabilir.Bu polisin görevidir,görevini yapan polise saygi duyarız.Ancak,CHP ve HDP’nin TBMM’de eylembirliği yaparak Alaattin Çakıcı’yı”terörist” yaftasıyla suçlaması ile eşzamanli bu tasarruf akıllarda soru işareti bırakmış”

çak2

“oldukca da manidar bulunmuştur. KOM, yol kontrolü yapmaz;yapmışsa nokta atışı olarak alınan bir talimatin gereğini yapmıstir. CHP ve HDP’nin “terörist” suçlamasına maruz kalan Alaattin Çakıci’yı güzegahta durdurarak kontrole tabi tutmak, olsa olsa Fetö ve Pkk’zihniyetli”

çak3

“kriptolarin işi olabilir.Güzegahta teröristlere hedef gösterilen birinin aranması akla başka bir sey getirmiyor. O noktada arama-konrol yapılarak bölgeye,mekana dikkat mi çekilmek istendi? Malum,İstanbul Vadi’de Alaattin Çakıcı’nın ofisi oldugu gibi Mehmet Ağar’ın oğlunun”

çak4

“eski Cumhurbaşkani Abdullah Gül’un oğlunun’da ofisi var. Terörist ithamına maruz bırakılarak PKK’ye,DHKP-C’ye hedef gösterilen Alaattin Çakicı’nın manidar zamanda ve mahalde durdurularak aranması Idari soruşturmayı gerektiren bir durumdur.”

çak5

“Konunun hassasiyeti dikkate alınarak sorulu ve/veya sorumlular hakkında gereken işlem yapılmalıdır. Terörist:Mahir Çayan’dır,Selahattin Demirtaş’tır! #AlaattinÇakıcıteröristdeğildir

çak6

Kim bu Çakıcı’nın sağ kolu Üzeyir Çakmaktaş

Bu akşam twitter hesabından Alaattin Çakıcı’nın da içinde yer aldığı aracın KOM ekipleri tarafından durdurularak arandığını duyuran Üzeyir Çakmaktaş, geçtiğimiz Ekim ayında Mehmet Ağar, Engin Alan, Korkut Eken ve Alaattin Çakıcı’nın birlikte yer aldığı bir fotoğraf karesini basına sızdıran eski bir işkenceci faşist.

Kim bu Çakıcı’nın sağ kolu Üzeyir Çakmaktaş?

Bu akşam Alaattin Çakıcı’nın da içinde yer aldığı aracın KOM ekipleri tarafından durdurularak arandığını duyuran Üzeyir Çakmaktaş, Ekim ayında dört malum şahsiyetin birlikte yer aldığı bir fotoğraf karesini basına sızdıran isimdi aynı zamanda.

Fotoğrafta Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Albay Korkut Eken ve Bahçeli’nin af çağrısıyla nisan ayında cezaevinden çıkan organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı yer alıyordu.

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Akyut Küçükkaya o günlerde kaleme aldığı yazısında fotoğrafı Türkiye’nin gündemine sokan Üzeyir Çakmaktaş’ın, Alaattin Çakıcı’nın itirafçı olması nedeniyle düşmanı ilan ettiği  Nurullah Tevfik Ağansoy’un kitabında anlattığı işkenceci bir ülkücü olduğunu belirtti.

üz1

Küçükkaya’nın yazısının ilgili bölümü şöyleydi:

Sosyal medyada fotoğrafı paylaşan, Türkiye’nin gündemine sokan isim Üzeyir Çakmaktaş kimdir? Haberlerde bu isim, “Alaattin Çakıcı’nın çok yakın arkadaşı olarak” geçiyordu. Fotoğrafın altına, “Türk devleti ilelebet var olsun diye her zorluk ve meşakkati göğüsleyen, zindan dahil bu uğurda en ağır bedelleri ödeyen kahramanlarımız: Alaattin Çakıcı, Mehmet Ağar, Engin Alan, Korkut Eken. Yalıkavak Marina” notu düşmüştü…

Haydi biraz geçmişe dönelim… 12 Eylül’e… 40 yıl öncesine… Nurullah Tevfik Ağansoy’un “itiraflarına” ve “günlüğüne…”

Sahi!..

2020 yılında Çakıcı’nın fotoğrafını paylaşan bu isim, Çakıcı’nın eski adamı Ağansoy tarafından 12 Eylül’den sonra neyle suçlanmıştı?

çak444Ağansoy, Çakıcı’nın adamı olarak biliniyordu… Ülkücüydü, 12 Eylül’den sonra cezaevinde itirafçı oldu. Artık Çakıcı’nın düşmanıydı, öldürüldü…

Ağansoy’un itiraflarında adı geçen önemli bir isimdi ülkücü Üzeyir Çakmaktaş!.. Ağansoy’un 12 Eylül öncesi Şişli’deki ülkücülerin eylemlerini anlattığı bölümlerde adı sıkça geçiyordu… Ağansoy, itiraflarında bu kişinin ülkücülerce kaçırılıp önce işkenceyle sorgulanıp sonra “komando düğümü” adlı bir yöntemle yavaş yavaş boğularak öldürülen ve ardından bir çuval içinde bir yerlere bırakılan solculara yönelik eylemlerin planlayıcısı olduğunu anlatıyordu… Bayrampaşa ve Okmeydanı’nda kahvehane taramaları…

“… 14 Kasım 1979 günü Okmeydanı’nda büfe ve kırtasiye dükkânının taranması olayı, olay sanığı arkadaşım Üzeyir Çakmaktaş’ın ağzından dinlediğimiz kadarıyla, kendisi, Osman Dönmez, Adnan Kaya, Veli Yorgancı, Süleyman Fevzi Kınay ve İsmet (Hoca) arasında gerçekleşmiştir.

… İstanbul Emniyet Müdürlüğü 1. Şubesi’nde Üzeyir Çakmaktaş ve Ramazan Çepni isimli kişi aynı zamanda kalmışlardır. Ramazan Çepni isimli kişinin Bayrampaşa’da 1979 yılında silahla taranarak 6 kişinin ölümüne yol açan kahvehane olayıyla ilgisinin olmadığını, çocuğun, 1. Şube’de Üzeyir Çakmaktaş’a, ‘Siz bu olayın kimler tarafından yapıldığını bilirsiniz, ne olur söyleyin de ben kurtulayım’ dediğini, Üzeyir’in ise kendisine bilmiyorum dediğini bizzat kendisinin ağzından dinledim. Bayrampaşa’daki kahvehane tarama olayı Üzeyir Çakmaktaş, Müfit Sement ve ismini bilmediğim kişilerce yapılmış ve olayda bölgemizin silahı 9 mm’lik MP-40 model Alman yapısı tabanca kullanılmıştır. Bu olaydan evvel komünistlerce bizlere yönelik önemli bir eylem olmuştu, bunu şimdi hatırlayamıyorum, olay bunun misillemesi olduğu gibi, aynı zamanda da ŞİT (Şeriatçı İntikam Tugayı-Şişli İntikam Tugayı) imzası kullanılmıştır. Bu olaylarda birçok masum ölmüştür.

… Özellikle İstanbul-Şişli bölgesinde karşıt görüşlü kişilerden istihbarat çalışmaları sebebiyle yararlanmak maksadıyla 1980 yılı içerisinde de sokakta adam vurmaktan kaçınılmış ancak vurulacak kişileri kaçırarak emin bir yerde gerekli bütün bilgiler alındıktan sonra öldürmek yoluna gidilmiştir. İşkencelerle alınan bilgilere göre de yeni yeni insanlar kaçırılmış ve bu işlemler bu şekilde sürmüştür. İstanbul’un çeşitli semtlerinde özellikle ŞİT ve TİBKO (Türk İslam Birliği Komandoları) imzalı bildirilerle televizyon ambalaj kutuları içinde, çuvallarda ya da battaniye ve bezlere sarılı, ip kablo ya da tellerle boğulmuş vaziyette bulunan cesetler, bu kanlı çalışmaların birer sonuçlarıdır.

… Şeriatçı İntikam Tugayı (ŞİT): Şişli bölgesinde içindeki şeriat özlemiyle tanınan ve bugün de milliyet kavramını inkâr ederek şeriatçı olarak İran İslam Cumhuriyeti’ni kendilerine örnek alan bir grup eski ülkücülerin başı olmak durumunda olan Üzeyir Çakmaktaş isimli kişi tarafından ortaya atılmış. Ne var ki bugünlerde ceza ve tutukevimizde C/21 koğuşunda bulunan arkadaşlarıyla birlikte İran’a biat ederek kısaca, mezhepler 12’dir.

… 21.5.1980 günü Gültepe Ortabayır okul arkasında çuval içerisinde bulunan Cemal Kır (bu kişinin sorgulamasının Mecidiyeköy Ülkücü Gençlik Derneği’nde yapıldığı olayı gerçekleştiren sanıklardan Üzeyir Çakmaktaş ve suç ortaklarının ifadelerinden anlaşılmıştır.)

… 11.6.1980 günü Mecidiyeköy Fulya Mahallesi’nde boğularak öldürülmüş Necdet Demir ve Haluk Kaşıkçı isimli kişilerin cesetleri.”

***

Bir zamanlar Çakıcı’nın dostu olan Ağansoy, alıntıladığım bu olayları cezaevinde itiraf etmiş… Eşi Hülya Ağansoy kitabını yazmış…

Kaynak: Siyasihaber
  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…