Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu, New York’ta sürüyor. Kurul 26 Eylül’e kadar sürecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gittiği ABD’deki girişimlerini değerlendiren Uluslararası Siyaset Uzmanı Prof. Dr. İlhan Uzgel, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik duruma işaret ederek, “Diplomatik olarak da iktisaden de Erdoğan’a yardım etmek için dünyanın hiçbir güç merkezi çok aceleci ve çok hevesli değil” dedi.
Ağırlıklı olarak Rusya-Ukrayna savaşı ve Afrika gerilimi konularının görüşüldüğü BM Genel Kuruluna AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aralarında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de olduğu bir heyetle ABD’ye gitti. Prof. Dr. İlhan Uzgel ile Erdoğan’ın BM Genel Kurulu vesilesiyle yaptığı ABD ziyaretini konuştuk.
Erdoğan’ın BM Genel Kurulu açılışında bulunmayı çok istediğini hatırlatan Uzgel, “Bunun asıl hedefi iç politika. BM Genel Kurulunda konuşma yapmayı sanki bir tek Erdoğan’a verilmiş bir ayrıcalık gibi sunmayı tercih ediyor AKP medyası. Bu görüntüyü seviyorlar. BM Genel Kurulu salonunda Erdoğan konuşuyor, sanki dünyaya ayar veren dünyanın haklarını savunan bir lider görüntüsü veriyor” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın ABD’ye gitmişken ABD başkanlarıyla sürekli görüşmek istediğini anlatan Uzgel, “Bu başkan kim olursa olsun görüşmek istiyor” dedi. Erdoğan’ın dış politikasının ‘liderler diplomasisi’ üzerine kurulduğunu da ifade eden Uzgel, “Hem içeriye yönelik mesajlar veriyor. Bazı meseleleri de ikili görüşmelerle halletmek için önemli bir fırsat ve ortam da sağlıyor. O yüzden Erdoğan bu tür zirveleri ve toplantıları kaçırmıyor” dedi.

Erdoğan ile ABD’ye giden Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de New York’ta patronlarla, fon yöneticileri ve kredi derecelendirme kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ile görüşmeler yaptı. Bu gelişmenin, hükümetin açıkladığı orta vadeli program (OVP) kapsamında yabancı sermayeyi çekmeye yönelik bir adım olup olmadığını Uzgel’e sorduk. İktidarın döviz girişine çok ihtiyacı olduğuna vurgu yapan Uzgel şunları söyledi:
“Bunu Batı’dan da Doğu’dan da sağlayamıyor. Rusya’nın kapasitesi belli. Putin yapabileceğini Erdoğan’a yaptı. Nasıl Erdoğan İsveç’in NATO üyeliğini elinde tutuyorsa Körfez de Türkiye’nin bu döviz ihtiyacını bir koz olarak elinde tutuyor. Onlar da acele etmiyor. Diplomatik olarak da iktisaden de Erdoğan’a yardım etmek için, Erdoğan’a destek olmak için dünyanın hiçbir güç merkezi çok aceleci ve çok hevesli değil. Erdoğan’ın bu diplomatik yalnızlaşmasını ve iktisadi açıdan mali ihtiyaçlarını, ekonominin kırılganlığını herkes biliyor. O yüzden Erdoğan da bunu kırmaya çalışıyor. Hem bölge ülkeleriyle ilişki düzeltmeye çalışıyor, hem de küresel finans sistemleriyle. Mehmet Şimşek bir bakıyoruz Suudi Arabistan’da Körfez’de, ‘50 milyar dolar gelecek’ vs. diyor. Bir bakıyoruz New York’ta finansçılarla toplantı yapıyor. Ekonomiyi Mehmet Şimşek üzerinden daha piyasa ve sermaye dostu biri üzerinden cazip kılmaya çalışıyorlar.”
Erdoğan’ın mültecilerle ilgili yaptığı konuşmayla hem Batı’ya hem Doğu’ya mesaj verdiğini belirten Uzgel, “Biz mülteci karşıtı olmayız. Maalesef bu Erdoğan’ın elinde en kullanışlı araçlardan biri oldu. Bunu da sonuna kadar kullanıyor. Tuhaf bir şekilde Erdoğan’ı hem Körfez’de hem Ortadoğu’da hem de Batı’da Avrupa’da özellikle en değerli kılan özelliklerinden bir tanesi Türkiye’de mültecileri tutabiliyor olması. Kendi seçmenine rağmen, milliyetçilik yükseliyor ama Erdoğan mültecileri tutuyor. Ters bir denklem var. Bu denklemde bunu yapacak tek lider Erdoğan’dı. Başka lider bu basınca dayanamazdı. Bu da Erdoğan’ı uluslararası olarak değerli kılan bir unsura dönüşüyor. Erdoğan da bunu sonuna kadar kullanıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: Evrensel – Şerif KARATAŞ
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()