Çiftçi Sen: “Gıda krizinin çözümü sıfır gümrükle gıda ürünlerini ithal etmekte değildir”

Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi-Sen) 200 bin patatesin sıfır gümrük vergisiyle ithal edilmesine ilişkin yazılı açıklama yaparak çözümün ithalat değil, üretim olduğunu kaydetti

Çiftçi Sen: “Gıda krizinin çözümü sıfır gümrükle gıda ürünlerini ithal etmekte değildir”

Gıda enflasyonundaki keskin artışın önüne geçemeyen AKP, çözümü belediyeler aracılığıyla kent merkezlerine açtığı “tanzim satış noktaları”nda bulmuştu. Fiyatları düşürmek gerekçesiyle birçok üründe gümrük vergisini sıfırlayan AKP, son olarak 200 bin ton patatesin sıfır vergiyle ithalatına izin vermişti.

Üretim fazlalığı problemin ithal etme zorunluluğuna

Konuya ilişkin Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi Sen) yazılı açıklama yayımladı. Karasabane.net’te yer alan açıklamaya göre Çiftçi-Sen patates üretim fazlalığı sorunlarının yaşandığını ve bu nedenle de TBMM’de “Patates Sorunlarını Çözme Komisyonu” kurulduğunu anımstarak “Üretim fazlalıklarını bir problem yaşarken bugün sıfır gümrükle patates ithal etmek zorunda kalıyoruz. Tıpkı buğday, mercimek, canlı hayvan, karkas et vb. ihraç eden ülkeyken ithal eden ülke haline geldiğimiz gibi” ifadelerine yer verdi.

Bakanlık üretici ve üretim lehine plan yapmak yerine çözümü ithalatta buldu

Çiftçi Sen, halk arasında “patates kanseri” denilen “patatesi siğili” hastalığının 25 ilde görüldüğünü, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın üretici ve üretim lehine planlama yapmak ve kontrol etmek yerine çözümü bu illeri karantina altına almakta, üretimi yasaklamakta ve patates ithalatında bulduğunu kaydetti. Çiftçi-Sen, bakanlığın sertifikalı ürün kullanmayan üreticileri suçlu olarak gösterdiğini, bunun da tohum şirketlerinin üretimi kontrol etmesinin yolunu açtığını kaydetti.

“İrlanda’da 750 bin kişi ölmüştü”

Çiftçi Sen, “Ne yazık ki, dün kadar tohumun sertifikalandırılmasına karşı olan, biyoçeşitliliği savunan bazı kurumlar bile hazırladıkları ‘Patates Raporları’nda yaşanılan problemin kaynağını görmeyerek, sertifikalı tohumu önerebilmişlerdir. Oysa tarihte yaşanmış acı örnek, bizlere ders olmalıdır” ifadelerine yer vererek açıklamaya şöyle devam etti

1840 lı yıllarda İrlanda’nın temel gıda ürünü, üretim ve tüketim açısından patatestir. Patates siğili hastalığı ilk ABD’de görülür. Avrupa’ya, ABD’den Belçika’ya patates yüklü bir gemiyle hastalık taşınır, patates üreticisi birçok Avrupa ülkesi salgından etkilenir. Bu ülkelerden biri İrlanda’dır. İrlanda’da tek bir patates türü vardır, genetik çeşitlilik az olunca da mantar hızlıca yayılır salgından en çok etkilenen ülke olur. İrlanda için bedel çok ağırdır; patates kıtlığı nedeniyle 750 bin insan ölür, bir milyon insan ABD ye göç eder. Bazı kaynaklara göre sonuçlar daha vahimdir, ölüm sayısını bir milyonun üzerinde, göç sayısını da iki milyon civarında verirler.

Çiftçi Sen, şimdiki adı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olan Kalkınma Bankası’nın 6 ay önce yapmış olduğu açıklamada ithal edilen sertifakalı patateslerde hastalık tespit ettiği, patateslerin satış ve dağıtımının durulduğu ve imha edildiğine ilişkin yaptığı açıklamayı anımsatar “Çözümü menşei belli, sertifikalı üretim ve tohumda görenlere de bir cevaptır bu açıklama” dedi.

“Çözüm diye ortaya atılan bu öneri gıdayı, ülkenin geleceğini şirketlere teslim etmektir”

Açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi:

İthal patateslerin ülkemizdeki patates üretiminde hastalıklara yol açtığı, açacağı açıklamasını herhangi bir kurum değil devletin Cumhurbaşkanlığı’na bağlı bir kurumu yapmıştır. Ancak yine Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı bu açıklamayı hiç göz önünde bulundurmadan, gıda ve patates krizini, şirketlerin tohumu ve pazarı kontrol edebilmek için fırsata çevirmelerinin yolunu açmıştır. Gıda krizinin çözümü sertifikalı şirket tohumlarında veya sıfır gümrükle gıda ürünlerini ithal etmekte değildir.  Çözüm diye ortaya atılan bu öneri  gıdayı, ülkenin geleceğini şirketlere teslim etmektir.

Çiftçi Sen olarak diyoruz ki;

  • Ülkeye sertifikalı veya sertifikasız şirket tohumunun girmesi yasaklanmalıdır.
  • Tarımsal ürünlerin ülkeye girişinde gümrük vergileri arttırılmalıdır.
  • Kimyasalların kullanımı sınırlandırılmalıdır.
  • Münavebe (ekim nöbeti) yapan üreticilere telafi edici ödemeler çoğaltılmalıdır.
  • Küçük üreticilerin haklarını koruyan BM’inde kabul ettiği, kısaca “Köylü Hakları Bildirgesi” diye ifade edilen Hakları Türkiye de kabul etmeli ve uygulamalıdır.

Küçük çiftçiler ve köylüler ülkemizi, halkımızı, hatta komşu ülkelerin halklarını bile beslemeye yetecek ürünü üretme kapasitesine sahiptir. Yeter ki yetkililer üretim yapmalarını zorlaştırmasın, üreticileri tohum, tarımsal ilaç ve gıda şirketlerine bağımlı hale getirmek için uğraşmasın.

Kaynak: Sendika.Org

 

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…