Çocuğun İnsan Hakları Ödülleri ile Prof. Dr. Gürhan Fişek Sosyal Politika Makale Ödülleri Ankara’da yapılan törenle sahiplerine verildi. Evrensel Ankara Muhabiri Burcu Yıldırım ve Haber Müdürü Ercüment Akdeniz’in de ödül aldığı törende konuşan Akdeniz, “Öncesinde işçi önderleriyle tanıştım ama işçi sağlığı önderlerinin ülkemizdeki emekçiler, çocuk işçiler, göçmen ve mülteci işçiler için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha idrak etmiş oldum” dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı tarafından 2012 yılından beri verilen Çocuğun İnsan Hakları Ödülü sahiplerini buldu. Ankara’da Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılan törende Cumhuriyet Gazetesi’nden Ozan Çepni, eğitimdeki dönüşüm ve dinselleşmeyi görünür kılan, laik-bilimsel eğitimi temel bir insan hakkı sorunu olarak ele alan haberleriyle, Burcu Yıldırım Evrensel Gazetesi ve Ekmek ve Gül Dergisindeki çocuk istismarını konu edinen ve istismar vakalarının takipçisi olan haberleriyle, Evrensel Gazetesi Haber Müdürü ve Köşe Yazarı Ercüment Akdeniz ise saya işçilerinin eylemlerine katılan çocuk işçileri odağına alan haberleri ve çocuk işçiliği sorununu sürekli gündemde tutan yazılarıyla ödül aldı. Prof. Dr. Gürhan Fişek Sosyal Politika Ödüllerini lisansüstü düzeyde Yonca Elma’nın “Çocuk İşçiliği: Saya İşçileri Örneği” başlıklı makalesi, lisans düzeyinde Murad Karabulut’un “Herkesin Gözü Önünde Kimsenin Görmediği: Refakatçi Çocuklar” başlıklı makalesi aldı. Seçici Kurul ayrıca Rabia Asya Dalkılıç’ın “Denizli’de Yaşayan Farklı Yaş Gruplarındaki Kadınların Toplumsal Cinsiyet Algılarına Dair Metaforik Bir Çalışma” başlıklı makalesini de övgüye değer buldu.
Açılış konuşmasını yapan Mehpare Çelik, “Gürhan Fişek gibi mücadeleye ışık tutan bir insan bugün yaşamıyor olsa da saçtığı ışıkla yolumuzu aydınlatıyor” dedi. Türkiye’nin siyasal, ekonomik ve sosyal kriz içinde olduğu zor günlerin yaşandığına dikkat çeken Çelik, temel hak ve özgürlüklerin çiğnendiğini, halkın vergileriyle kurulan fabrikaların uluslararası tekellerin talebiyle özelleştirildiğini, her gün işçilerin iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirdiğini, yoksul çocukların tarikat yurtlarında taciz, gericilik ve ölüme terk edildiğini söyledi. Gürhan Fişek’in böyle dönemlerde dostlarına Bertolt Brecht’in “ya hep beraber ya hiç birimiz” dizelerini okuduğunu anlatan Çelik, “Fişek toplumsal sorunların, bilimsel çözümlemelerin uzmanlığın dar alanlarına hapsedilmesini değil çok bilimliliği savunmuştur. Fişek’in yaptığı işler doğrudan eylemselliğe dönüktür” dedi.
Ödül töreninde söz alan muhabirimiz Burcu Yıldırım bu kadar bireyselliğin olduğu bir dönemde toplumsal olanı savunmanın, bu çabayı ödüle layık görmenin güzel bir örnek olduğunu söyledi. Yıldırım, “Evrensel Gazetesi’nin kapısından girdiğimde Metin Göktepe gazeteciliği öğrenmeye başladım. Göktepe gazeteciliği toplumun çıkarlarını savunmak, gerçeğin peşinden koşmak ve halkın haber alma hakkını savunmak demektir. Böyle bir gazeteciliği Ekmek ve Gül ile kadınlar açısından nasıl yapabileceğimizi düşündüğümüz ve üniversite yıllarında birlikte emek verdiğimiz Şebnem’i anmak istiyorum. 10 Ekim Katliamı’nda kendisini yitirdikten sonra onun yarım bıraktığı işleri ve umutlarını yanında taşımam gerekiyordu” dedi.
Evrensel Gazetesi Yazarı Ercüment Akdeniz, konuşmasına başlamadan önce Adana’daki saya işçisi çocukların törene gönderdiği video mesajı paylaştı. Video mesaj sonrası konuşan Akdeniz, “Bugüne kadar kadar işçilerin eylemlerini, grevlerini izledim, işçi önderleriyle tanıştım ama işçi sağlığı önderi diye bir kavram Gürhan hocayı okuyana kadar doğrusu hiç aklımda belirmemişti. İşçi sağlığı önderlerinin ülkemizdeki emekçiler, çocuk işçiler, göçmen ve mülteci işçiler için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha idrak etmiş oldum” dedi. Ankara’da Siteler ve Ata Sanayi’deki yangınlarda yaşamını yitiren göçmen işçileri anan Akdeniz, “Bu ödülü adayacağım bir göçmen işçi olsun dedim ama bu yangında ölen işçilerin adını bulamadım. Hala bu işçilerin isimleri ve yaşları yok. O yüzden ödülümü bütün saya işçisi çocuklara ve iş cinayetlerinde yaşamını yitiren mülteci işçilere atfediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri Ozan Çepni, gazeteciliğin profesyonel bir meslekten çok bir mücadele alanı olduğunu söyledi. Karanlığın bu kadar çöktüğü bir coğrafyada en çok çocukların etkilendiğini belirten Çepni, iktidarın eğitim sistemi aracılığıyla çocukları erkenden hedef aldığını söyledi.
Yonca Elma üniversitedeki hocalarına ve danışmanlarına teşekkür ettiği konuşmasında, tez konusunda yazdığı bu makaleye verilen ödülü almanın kendisi için çok gurur verici olduğunu söyledi.
Rabia Asya Dalkılıç da Türkiye’de çok sayıda köle hayatı yaşayan kadın olduğunu belirterek, “Kendilerinden beklenen davranışları gerçekleştirmediklerinde kadınlar aşağılanıyor. Kadınlar şiirlere, romanlara, masallara konu olurken kamusal alanın hiçbir kategorisinde kendilerine yer bulamıyorlar. Bu yalnızca kadın değil toplum sorunudur” dedi.
Murad Karabulut, Gürhan Fişek’in açtığı yolun bilim ile eylemin birleştiği, toplumda karşılık bulabilecek düşünceler üretme fikri olduğunu dile getirdi. Halk yararına bilimi savunacaklarını belirten Karabulut, tüm tehditlere rağmen akademide ve her yer de barışı da savunmaya devam edeceklerini vurguladı.
Kaynak: Evrensel
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()