İmralı’da süren tecride dair eleştirilerin odağında olan CPT ile yapılan ve CPT Yürütme Sekreteri Hugh Chetwynd imzasıyla yayınlanan yazılı röportajda kurum topu Türkiye’ye atarken, ‘mutlak iletişimsizlik’ halinin kabul edilmez olduğunu belirtti
İmralı Cezaevi’nde uygulanan ağır tecrit devam ederken, uluslararası alanda ve dört parça Kurdistan’da eylemler sürüyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan ve beraberindekilere yönelik endişeler sürerken, İmralı’ya tek girme yetkisine de sahip olan Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ise sessizliğini koruyor.
Fırat Haber Ajansı’ndan ( ANF) Serkan Demirel, yaşanan ağır tecride karşı eleştirilerine odağında olan CPT ile görüşmek istedi ancak bu kabul edilmezken, görüşme talebi “İmralı’ya yapılan son ziyarete ilişkin rapor henüz yayınlanmadığı için böylesi bir görüşme mümkün olmayacaktır” denilerek reddedildi.
Demirel’in ısrarı üzerine soruların yazılı olarak cevaplanması kabul edildi. CPT Yürütme Sekreteri Hugh Chetwynd adına yayınlanması istenilen röportajın soru ve cevapları şu şekilde:
CPT’yi kuran sözleşme iki temel sütuna dayanmaktadır: İşbirliği ve gizlilik. Sonuç olarak, Sözleşme CPT’ye yalnızca taraf devletin izniyle bir rapor yayınlama yetkisi vermektedir.
Komite, Türk makamlarıyla devam eden bir diyaloğu sürdürmektedir, ancak bu diyalog gizli kalmaktadır. Bununla birlikte, 2019 yılında ve önceki ziyaretlerde olduğu gibi, heyetin İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan kişilere cezaevi görevlileri tarafından kötü muamele yapıldığına dair herhangi bir iddia almadığını vurgulamak önemlidir. Aksine, tüm tutuklular kendilerine personel tarafından uygun şekilde davranıldığını belirtmiştir.
CPT İmralı’yı 1999, 2001, 2003, 2007, 2010, 2013, 2016, 2019 ve 2022 yıllarında olmak üzere 9 kez, her seferinde ad hoc (özgün) ziyaret kapsamında ziyaret etmiştir. CPT, gerekli görmesi halinde İmralı’ya yeni bir ziyaret gerçekleştirmeye karar verebilir.
CPT, Abdullah Öcalan ve diğer üç mahkûmun durumunu çok yakından takip etmektedir. Ulusal makamlarla devam eden diyaloğun yanı sıra CPT, Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla da düzenli olarak temas halindedir.
CPT, 2019 ziyaret raporunda, tutuklu tüm kişilerin çoğu zaman izolasyonda tutulduğuna dikkat çekmiştir (yani, hafta sonları günde 24 saat dahil olmak üzere haftada 168 saatin 159 saati). CPT’ye göre böyle bir durum kabul edilemez.
İmralı Cezaevi’nde tutulan kişilerin dış dünya ile temasları konusu CPT ile Türk yetkililer arasında her zaman yoğun ve uzun süreli bir diyalog konusu olmuştur. CPT, avukatların ve aile üyelerinin ziyaretlerinin sürekli olarak engellenmesinin kabul edilemez olduğunu ve yürürlükteki çeşitli uluslararası insan hakları sözleşmelerine ve standartlarına açıkça aykırı olduğunu yetkililerle diyaloğunda defalarca vurgulamıştır.
CPT sistematik olarak her taraf devletin ulusal makamlarından kendilerine gönderdiği rapora yanıt vermelerini talep eder. Bu yanıtta, gündeme getirilen hususların ele alınması için hükümet tarafından alınan tedbirler belirtilmelidir. Türk hükümetinin 2019 raporunda belirtilen tavsiyelere verdiği yanıt, Komite’nin internet sitesinde mevcuttur. Yetkililerin yanıtında yer alan bilgiler dışında hiçbir bilgi yayınlanamaz.
Demirel’in İmralı’da yaşanan hukuksuzluk karşısında CPT’nin sözleşmesi uyarınca Türkiye’ye dönük bir kamuoyu açıklaması yapıp yapmayacağı ve Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullar karşısında daha aktif rol alıp almayacağına dönük soruları ise CPT tarafından yanıtsız bırakıldı.
Yanıtsız bırakılan soru ise şu şekilde:
Kaynak: Yeni Yaşam
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()