Elif Kavili’nin okuduğu basın açıklamasında; AKP-MHP iktidarının uyguladığı politikaların sonucu ortaya çıkan yoksulluk, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı, basına yönelik sansür, yasaklar, Kürd kentlerinde uygulanan antidemokratik ‘kayyum’ atamaları, sermayeyi önceleyen eşitsiz bütçe ve seçime yönelik savaş politikaları eleştirildi.
Yapılan basın açıklaması şu şekilde;
“‘ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ’ DİYENLER HALKI SEFALETE MAHKUM ETMİŞTİR.”
Tek adam rejimi, aylardır tartışılan asgari ücret ve EYT meselesinde halkta önce bir beklenti yaratmış, sonrasında ise bu beklentileri boşa düşürmüştür. EYT, meclisin tatil edilmesi ile önümüzdeki yıla ertelenirken, açıklanan asgari ücret açlık sınırının da altında kalmıştır. 8 bin 500 lira sefalet ücretidir. ‘Enflasyona ezdirmeyeceğiz’ diyenler halkı sefalete mahkum etmiştir. Bu sefalet ücretini kabul etmiyoruz. Yoksulluğa karşı insanca bir yaşamı savunuyor, bunun için de tüm emekçileri örgütlü mücadeleye çağırıyoruz.
İşçilerin, emekçilerin ve halkın büyük bir çoğunluğunun yaşadığı ağır yaşam koşulları ve derinleşen yoksulluk nedeniyle güç kaybı yaşayan Erdoğan-AKP-MHP iktidarı; baskılar, yasaklar, provokasyon ve gerilim politikası ile kendisine bir çıkış yolu aramaktadır. Yine geçtiğimiz gün DBP Genel Merkezi’ne ve birçok kentteki il binalarına polis baskını düzenlendi. Eş Genel Başkan Keskin Bayındır dahil 14 kişi gözaltına alındı. AKP-MHP iktidarı döneminde yasaklanan yaklaşık 200 bin işçinin grevine, en son Bekaert grev yasağı da eklenmiştir. Ekmek, demokrasi ve özgürlük isteyen halk kesimlerinin, gençlerin ve kadınların en küçük hak arayışı, şiddetle karşılaşmaktadır. Basına yönelik ağır cezalar, sansür yasası, konser yasakları devrededir.
“YAŞANAN AĞIR YOKSULLUKTAN EN ÇOK DA KADINLAR VE ÇOCUKLAR ETKİLENMEKTEDİR.”
Her dört çocuktan biri okula aç giderken kadınlar hem yoksulluk hem de şiddetle mücadele etmek durumundadır. CHP, HDP, TİP milletvekillerinin ‘Okullarda bir öğün ücretsiz yemek’ önerileri mecliste AKP-MHP engeline takılmaktadır. Artan kadın cinayetleri ve çocuk istismarı, AKP’nin 20 yıllık politikalarının bir sonucu olarak karanlık bir tablo olarak ortaya çıkmaktadır. Kadın cinayetlerinin son örneği Denizli’de yaşanmış hemşire Hülya Er Tortop ayrılmak istediği erkek tarafından katledilmiştir. Kadınlar hem eşit işe eşit ücret hem de kadına yönelik şiddete karşı yürüttüğü mücadeleden vazgeçmeyecektir.
Daha önce Kürt kentlerinde uygulanan ve halkın iradesini yok sayan antidemokratik “kayyum” uygulamaları İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kadar genişletilmiştir. İstanbul halkının iradesine vurulan bu darbenin bir amacı da tek adam yönetiminin belediye olanaklarını ele geçirmesi ve Cumhur İttifakı için kullanmasıdır. İBB üzerindeki ablukanın aynı döneme denk gelmesi tesadüf değildir. Faşist bir rejimin inşasına yönelik adımların yeni bir aşamasına işaret eden bu saldırganlık durdurulmalıdır.
“KATLİAMLAR VE DARBELER ÜLKESİ OLMAKTAN KURTULUŞUN TEK YOLU DEMOKRASİ MÜCADELESİNİ YÜKSELTMEKTİR.”
19 Aralık ile 26 Aralık tarihleri arası aynı zamanda Maraş Katliamı’nın da yıl dönümüdür. Bu katliamda yüzlerce insan katledilmiş, evleri, dükkanları yakılıp yağmalanmıştır. Kontrgerilla faaliyeti olarak örgütlenen bu katliam 12 Eylül Darbesi’ne de zemin hazırlamıştır. 12 Eylül Darbesi’nin üzerinden 42 yıl geçmesine rağmen gazetelere, sendikalara, kitle örgütlerine yönelik baskılar, haksız tutuklamalar ve tecrit uygulamaları devam etmektedir. Katliamlar ve darbeler ülkesi olmaktan kurtuluşun tek yolu demokrasi mücadelesini yükseltmektir.
“SAVAŞA VE YOKSULLUĞA KARŞI İNSANCA YAŞAM MÜCADELESİNDE BİRLEŞELİM.”
TBMM’de onaylanan 2023 bütçesi; seçim, faiz, savaş ve sermaye bütçesidir. Halkın en temel gereksinmelerinden eğitim ve sağlık hizmetlerinde ise gerçek bir bütçe artışı yok. Eğitime 650 milyar lira, sağlık harcamalarına 697 milyar lira ayrılacak. AKP’nin toplamaktan vazgeçtiği vergi miktarı 994 milyar TL civarında. Ek olarak işçilerin işsizlik fonu da patronlarca yağmalanmaktadır. Öte yandan emperyalistlerle iş birliği içinde Suriye’yi savaş bataklığına sürükleyen AKP-MHP hükümeti, askeri operasyonlarla iç ve dış politikada yeni manevra arayışlarındadır. Emek ve Özgürlük İttifakı olarak ‘Savaşlar ölüm ve yoksulluk getirir’ gerçeğinden yola çıkarak savaşa karşı barışı, yoksulluğa karşı insanca yaşamı savunuyoruz. Savaşa ve yoksulluğa karşı insanca yaşam mücadelesinde birleşelim.
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()