Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD ile Türkiye arasındaki stratejik mekanizma toplantısı görüşmeleri kapsamında ABD’ye ziyarette bulundu. Washington’da ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile de görüşen Fidan’ın ziyaretini Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Yonca Özdemir ile konuştuk.
Resmi olarak, Fidan’ın ABD ziyareti son yıllarda oldukça gergin seyreden ABD-Türkiye ilişkilerini artık daha olumlu bir ivme kazandırmayı hedeflediğini söyleyen Özdemir, “Ayrıca, ABD’nin bu görüşmelerin önünü açmış olması ABD’nin de aynı hedefi paylaştığını gösteriyor. Fidan’ın yaptığı görüşmelerde Suriye, Ukrayna Savaşı, Ermenistan-Azerbaycan çatışması, savunma iş birliği, enerji, terörle mücadele ve Filistin gibi çok çeşitli konuların gündemde olduğunu biliyoruz. Bu görüşmelerin detaylarını bilmiyoruz ama iki tarafın arasındaki en zorlu konuların Suriye ve Rusya olduğunu tahmin etmek çok zor değil” ifadelerini kullandı.
Suriye konusunda, uzun yıllardır süren anlaşmazlıkların ardından herhangi bir ilerleme elde edilmeyeceğini düşünen Özdemir, “ABD’nin Suriye politikası, IŞİD kalıntılarına karşı mücadele ve oradaki ortak kuvvetleri bu amaç doğrultusunda eğitmeye odaklanmış durumda. Türkiye ise ABD’nin YPG’ye desteğini tamamen durdurmasını istiyor. Türkiye’nin bu isteği muhtemelen karşılanmayacaktır” dedi.
Rusya’ya ilişkin de Özdemir, “Türkiye Ukrayna Savaşı’nın başından beri hem Moskova hem de Kiev ile yakın ilişkilerini sürdürüyor. Washington Türkiye’nin Rusya ile güçlü ekonomik bağlarını sürdürmesinden rahatsız. Amerikan yetkilileri Rusya-Türkiye arasındaki bu ilişkilerin ABD’nin Moskova’ya uyguladığı bazı yaptırımları atlatmasına yardımcı olduğunu düşünüyor. Tahmin ediyorum bu konudaki Amerikan uyarılarına da Türkiye kulak asmayacaktır. Dolayısıyla iki ülkenin en önemli konulardaki mevcut pozisyonlarını koruyacağını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Genel bir değerlendirme olarak da Özdemir şunları söyledi: “İsveç’in NATO üyeliğine Türkiye’nin geç de olsa onay vermesi ABD nezdinde biraz olumlu bir hava yaratmış durumda. Nitekim, ABD ve Türkiye arasındaki ilişkiler uzun süredir çeşitli anlaşmazlıklar sebebiyle son yıllarda stratejik bir ortaklıktan uzaklaşmış ve soğuk seyrediyordu. Bunun bir sebebi de tabii ki Türkiye’deki demokratik gerileme. (En azından Biden yönetimi ilk yıllarında bunu önemsiyordu.) Ancak, Türkiye’de demokrasi alanında herhangi bir olumlu gelişme olmadığına göre bu yeni başlayan olumlu havanın nedenini tamamen uluslararası gelişmelerde aramalıyız. Biden ve diğer Amerika yetkilileri istedikleri kadar Türkiye dış politikasından ve Erdoğan’ın otoriter siyasetinden şikayetçi olsun, uluslararası krizler Amerikalılara tekrar tekrar hatırlatıyor ki kritik stratejik konumu sebebiyle Türkiye ile ilişkileri korumak zorundalar. Nitekim şu anda dünya gündemindeki en önemli krizler coğrafi olarak Türkiye’nin yakın bölgesinde vuku buluyor. Bu sebeple, ABD yetkilileri gerektiğinde kendi önceliklerini Türkiye’ye dayatmaya çalışsalar da ancak karşılığında kendileri de Türkiye’ye bazı tavizler vererek başarılı olabiliyorlar. Örneğin, İsveç’in NATO üyeliğine karşı 20 milyar dolarlık F-16 savaş uçaklarının satışının onaylanması gibi.”

Türkiye’de ABD’nin küresel hegemonyasının gerilediği bu dünya arenasında elindeki siyasi fırsatları değerlendirmeye ve bazı konularda ABD’nin sinir uçları ile oynamaya çalışabildiğini söyleyen Özdemir, “Ancak Türkiye de bu zayıf ekonomik durumu ile şansını çok fazla zorlayıp gerçekten Amerika’ya karşı antiemperyalist bir rol oynayacak durumda değil. Fidan’ın Gazze’de ateşkes konusunu gündeme getirdiğini biliyoruz, ama Amerikan hükümeti zaten son günlerde bu konudaki tavrını değiştirmiş ve ateşkes temennisini yüksek sesle söylemeye başlamış durumda. Yani bu konuda Türkiye’nin Amerika’ya herhangi bir etkisi olduğunu söyleyemeyiz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Evrensel – Şerif KARATAŞ
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()