Türkiye’de şişelenmiş sularda kirlilik kesintisiz sürüyor. Dünya’da ve Türkiye’de içme suları şişelerin içine hapsedilip ticari bir meta olarak soframıza taşınmasıyla birlikte tüm canlı yaşamın kaynağı ticarileştirilerek doğadan çalındı. Suyun şişeye hapsolmasına gerekçe olarak su kaynaklarının kirlenmiş ve azalmış olması gösterilirken asıl amacın sermaye çevreleri için bir birikim alanı yaratmak olduğu bilinen bir gerçek. Tüm nitelikli kaynak suları bugün şişeye hapsolmuş durumda. Dağlardan yeryüzüne çıktığı noktada boruya hapsedilen su, şişeleme tesislerine taşınarak ticarileştirilmektedir. Bu yolla doğada yaşayan binlerce tür canlının su hakkının gaspedilmesi, doğada yaşayan bitki ve ağaçların bu sulardan beslenme yolu da engellenerek ciddi bir ekolojik yıkım yaratılmaktadır. Bu yıkım yetmezmiş gibi soframıza taşınan sularda ağır metallerin olması halkın zehirlenmesine yol açmaktadır.
İçilmemesi gereken sular!
Sular niçin kirli?
Suyu şişeleyip piyasalaştıran şirketlerin hemen hemen tamamında kirliliğin tespit edilmesinin en temel nedeni tahsis edilen su miktarını çok aşan oranda suyu ticarileştiriyor olmalarıdır. Bu şirketlere devlet eliyle tahsis edilen doğal su kaynaklarından aldıkları su yetmemekte ve bu nedenle yeraltı suları, dere yatakları vb. alanlardan sular alınıp işlemden geçirildikten sonra piyasalaştırıldığı bilinmektedir. Bursa’da bulunan ve dünya su tekeli Nestleye geçen Erikli suyun yeraltı sularını şişeleme tesislerinde kullandıkları iddia edilmişti. Bu durumu su tahsisini yapan devlet kurumunun belirlemesi çok kolay iken böyle bir çalışma yapılmaması dikkat çekmektedir. Erikli suyun Türkiye’de en büyük 500 şirket arasına girmiş olması tesadüf olamaz. Şirkete tahsisi edilen su miktarı bellidir ve bu suyun pazarladığı ve satışa çıkardığı su miktarı ile arasında devasa uçurumlar olduğu iddia edilmektedir.
Yani Yaşam
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()