Türkiye’de doğurganlık hızının gerilemesi iktidarı harekete geçirdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, doğurganlık hızının düşüş nedenleri ve artırılması konusunda neler yapılabileceğinin kapsamlı olarak araştırılması için “Demografik Nüfus Yüksek Kurulu” oluşturulacağını açıkladı.
Yılmaz, kendisinin başkanlık yapacağı kurulun önümüzdeki günlerde cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle hayata geçirileceğini söyledi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarları döneminde Türkiye’de nüfus planlama uygulamalarından vazgeçildi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ailelere sık sık “en az üç çocuk” çağrısı yaptı.
Ancak, TÜİK rakamları, bu çağrıların toplumda karşılık bulmadığını ve Türkiye’de doğurganlık hızının, eşik değerin altına gerilediğini ortaya koyuyor.
TÜİK’e göre doğurganlık hızı, bir kadının doğurgan kabul edildiği 15-49 yaşları arasında doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade ediyor.
Türkiye’de doğurganlık hızı 2001 yılında 2,38 çocuk iken 2023 yılında 1,51’e gerileyerek nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10’un altında kaldı.
İktidar partisi içinde bir süredir, bu rakamlar ve doğurganlığı teşvik için neler yapılabileceği tartışılıyor.
Bu konuda hayata geçirilmesi düşünülen yeni adımı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz açıkladı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki sunumunun ardından, BBC Türkçe’nin de aralarında bulunduğu bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Yılmaz, doğurganlık hızındaki düşüşün hükümetin de gündeminde olduğunu belirtti.
Düşüşün farklı nedenleri olduğunu söyleyen Yılmaz, “Bir tarafta evrensel nedenler var. İnsanların eğitim düzeyi, gelir düzeyi yükseldikçe çocuk sayısı düşüyor. Kadınların işgücüne girişi de [düşüşü] etkiliyor. Çünkü bakım hizmetleri gerekiyor” dedi.
Konunun kabine toplantısında da gündeme geldiğini ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın da bir sunum yaptığını belirten Yılmaz, “Demografik Nüfus Yüksek Kurulu”nun oluşturulmasının kararlaştırıldığını söyledi.
KAYNAK, GETTY IMAGES Fotoğraf altı yazısı, Cevdet Yılmaz
Yılmaz, yeni oluşturulacak kurulda farklı birimlerin nüfus politikaları konusunda koordinasyon halinde çalışacağını ve yeni bir eylem planı geliştireceğini söyledi.
Kurulun, bakım hizmetleri ve sağlıktaki şartları da inceleyeceğini ifade etti.
Doğurganlık hızının artmaması halinde Türkiye’nin yaşlı ve nüfusu azalan bir ülke olma riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Yılmaz, gelecekte “yaşlı bakım merkezlerine” olan ihtiyacın artacağını vurguladı.
Yılmaz, süreci “anlamsız tartışmalarla değil, bu ülkeyi zenginleştirerek” yönetmek gerektiğine dikkat çekti.
“Biz daha zengin bir ülke olup yaşlandığımız zaman bunu yönetebiliriz. Üretken yaşlılıkla yönetebiliriz. Ama bazı ülkeler bunu yapamayacak” dedi.
Londra Üniversitesi’nde demografi uzmanı olan Doktor Öğretim Üyesi Selin Köksal, Mayıs 2024’te BBC Türkçe‘ye yaptığı değerlendirmede “Geleceğe dair duyulan ekonomik kaygı, insanların çocuk sahibi olma kararlarını yeniden gözden geçirmelerine” neden olabildiğini söylemişti.
2023’ün hem siyasal (genel seçimler) hem de toplumsal (Şubat 2023 depremi) açıdan Türkiye için zorlayıcı ve belirsizliklerle dolu bir sene olduğunu belirten Köksal, böyle dönemlerin demografik göstergelere hızlı bir şekilde yansıdığını söylemişti.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nden Prof. Dr. Alanur Çavlin da Türkiye’nin büyük kısmında ailelerin düzenli bir şekilde doğurganlıklarını planladığına dikkat çekerek genel eğilimin giderek tek çocuk yapma tercihine yaklaştığını belirtmişti.
Savunma sanayi kesintisi: ‘Eleştirilerin bir kısmına ben de katılıyorum’
Gazetecilerle görüşmesinde Yılmaz’a, Savunma Sanayi Fonu için “kredi kartı limitinden pay kesilmesi”ne ilişkin tartışmalar da soruldu.
Yılmaz, “Eleştirilerin bir kısmına ben de katılıyorum. Toplumsal duyarlılıklar, eleştiriler haklı eleştirilerdir. Bunlara saygı duyuyoruz. Zaten Meclis bunun için var, teklif gelir tartışmalar olur. Oylama olur, gerekirse teklifi geri çekersiniz ya da dönüştürürsünüz. Bu bir zaaf olarak görülmemeli” dedi.
Eleştiriler dikkate alınarak Cumhur İttifakı ortakları olarak paketin yeniden gözden geçirileceğini belirten Yılmaz, bütçe görüşmelerinin tamamlanmasının ardından Meclis gündemine getirileceğini bildirdi.
Yılmaz ayrıca depreme karşı bütçeden ayrılan pay ve alınan önlemlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Halen 6 Şubat depremlerinin yaşandığı bölgede 450 bin konut ve altyapı inşasının devam ettiğini belirten Yılmaz, “Muazzam bir harcama söz konusu” dedi. Yılmaz, gelecek yıldan itibaren harcamaların azalmaya başlayacağını vurguladı:
“Sadece merkezi yönetim bütçesinden iki senede 2024 fiyatları üzerinden 2.6 trilyonluk bir harcama oldu. Bu muazzam bir rakam. Aşağı yukarı 70 milyar dolar civarına denk geliyor. Gelecek yıldan itibaren bu harcamalara olan ihtiyaç da azalacak inşallah. Buna mahalli idareler harcaması, İller Bankası, özel sektör, fonlar dahil değil. Dolayısıyla büyük bir yük ama gelecek yıl itibari ile bu yük azalıyor.”