Dünya Ekonomik Forumu Küresel Riskler raporu açıklandı. Rapora göre, en önemli beş küresel riskin beşi de iklim krizini işaret ediyor.

Küresel çapta araştırmaya katılan 750’den fazla uzmanın yüzde 78,5’i ekonomik çatışmaların, yüzde 78,4’ü iç siyasi kutuplaşmaların, yüzde 77,1’i aşırı ısı dalgalarının, yüzde 76,2’si doğal kaynak ekosistemlerinin tahrip olmasının ve yüzde 76,1’i ise siber saldırıların artmasını bekliyor. Küresel sorunlara yönelik sürdürülebilir ve katılımcı çözümler geliştirmek üzere paydaşları bir araya getiren Global Riskler Girişimi tarafından hazırlanan Küresel Riskler Raporu’na göre; ülkeler arası karşıtlıklar küresel risklerle başa çıkma yeteneğini tehdit ediyor. Liderler, iklim veya biyolojik çeşitlilik krizini birinci sıraya koymuyor ve sistematik olarak ele almıyor. İklim krizin siyaset üstü olduğuna dikkat çeken raporda, iş dünyası ve devlet liderlerinin ortak risklere karşı birlikte hareket etmesinin hayati olduğu belirtiliyor.

İklim krizi, biyolojik çeşitlilik kaybı ve türlerde görülen azalma gibi kritik sorunların ele alınması için dünya alarm veriyor. Ancak, siyasete yön verenlerin dünyayı korumaya yönelik hedeflerini hâla ekonomik büyümeden sonra geliyor. Bununla beraber İzlanda, Yeni Zelanda ve İskoçya; gezegeni koruyan ve yurttaşların mutluluğunu önemseyen yeni bir ekonomik model deneyimliyor. 2019 NATO Liderler Zirvesi’nde konuşan İzlanda Başbakanı Katrin Jakobsdottir, tüm ülkeleri mutluluk ekonomisini uygulamaya davet etmiş ve bu yeni modeli şu sözlerle tanıtmıştı: “Çocuklarımız, ‘Gezegeni niye kurtarmadınız?’ diye sorduğunda, kapitalizmi ayakta tutmaya çalışıyorduk’ demek istemiyorum.”

KUTUPLAŞMA ARTACAK, EKONOMİ YAVAŞLAYACAK

Öne çıkan bir diğer öngörüye göre ise, 2020’de yerel ve uluslararası kutuplaşma artacak ve ekonomik yavaşlama yaşanacak. Artarak devam eden güç savaşları, acil harekete geçmeyi gerektiren çevresel, ekonomik ve teknolojik meseleleri ele almak konusunda geç kalacak. Rapora göre, iş dünyası ve siyasete yön verenler tarafından eylemde bulunulmasına en çok ihtiyaç duyulan dönemdeyiz.

Raporda, dünyanın 10 yıllık görünümüne bakıldığında karşı karşıya kalacağımız en büyük beş küresel risk şöyle sıralanıyor.
1. Can kayıplarının yaşanabileceği olağanüstü hava olayları
2. Hükümetler ve şirketler tarafından iklim değişikliğinin iyileştirilmesi ve uyum çabaları konusunda başarısızlık
3. Petrol sızıntıları ve radyoaktif kontaminasyon gibi çevresel suçlar da dahil olmak üzere insan kaynaklı çevresel hasarlar ve afetler
4. İnsanlığın yanı sıra endüstriler için ciddi ölçüde tükenmiş kaynaklar ile sonuçlanacak şekilde, çevre açısından geri dönüşü olmayan sonuçlarıyla birlikte büyük ölçekli biyolojik çeşitlilik kaybı ve ekosistem (kara veya deniz) çökmesi
5. Depremler, tsunamiler, volkanik patlamalar ve fırtınalar gibi büyük ölçekli doğal afetler

SADECE KISA VADELİ FAYDALAR İÇİN DEĞİL

Raporla ilgili konuşan Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Borge Brende, siyasi kutuplaşmalar artarken, deniz seviyesinin yükseldiğine ve iklim yangınlarının yaşandığına dikkat çekiyor ve “Dünya liderlerinin sadece kısa vadeli faydalar için değil, karşı karşıya kalınan köklü risklerle de mücadele etmek için çalışması gerekiyor” diyor.

GENÇLER GELECEKTEN ENDİŞELİ

1980’den sonra doğan genç nesillere göre iklim krizi en önemli sorun. Rapora görüş veren genç nesil katılımcıların neredeyse yüzde 90’ı, 2020’de aşırı sıcak dalgalarının, ekosistemleri tahrip edeceğine ve kirlilikten etkilenen sağlık tablosunun ağır olacağına inanıyor. Genç nesiller ayrıca çevresel risklerin etkisinin 2030 yılına kadar daha sarsıcı ve daha muhtemel olacağına inanıyor.

Doğal Yaşamı Koruma Vakfı’nın (WWF) 2018 tarihli raporuna göre 1970’lerden günümüze küresel ısınma, hava kirliliği, deniz kirliliği gibi nedenlerden dolayı Dünya’daki doğal yaşam nüfusu yüzde 60 azaldı. Bu rakam, gençlerin endişelerinde ne kadar haklı olduğunun bir göstergesi.

Kaynak: DUVAR-Aynur Tekin

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…