Gündüz, paneller, söyleşiler düzenlenirken, akşamları müzik gruplarının sahne aldığı sahil boyunca horonlar hiç durmuyor.

“Duman vurmuş kemençenin yayına

Haramiler el uzatmış aşına

Tütününe fındığına çayına

Ne susarsın çağır can yoldaşını

Dağlar başına”

Karadenizli Şair İbrahim Karaca’ya ait bu şiir gibi Doğu Karadeniz…

Fındık üreticisi, kendi toplayıp sattığı fındığı markete gidip almak istediğinde alabilecek bir bütçeye sahip değil.

Çay üreticisi derseniz, orada durum daha da vahim. Kontenjan sınırlaması nedeni ile Çay -Kur’a yaş çayını satamayan üretici, çözümü özel sektörde arıyor.

Bu kez de normal fiyatının çok daha altında yeşil çayını satıyor. İşçilik, gübreleme, bakım hizmeti derken, attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmiyor bile.

Anlayacağınız ekonomideki karanlık tablo buralarda da kendini iyice hissettiriyor. Doğu Karadeniz’de bir deyim vardır derler ki “Elbet bu darlukların vardur bir genuşluğu…”

“Geniş zamanlardan” söz etmek için elbette çok erken fakat yine de Rize ve çevresinde güzel şeyler de olmuyor değil. Onlardan biri, Rize Fındıklı’da 11 Ağustos’ta başlayan “Yeşil Altın Gümüş Deniz” festivali.

Yöre kültürünü tanıtmak ve sonraki kuşaklara aktarmak için düzenlenen festival sadece Fındıklı’ya dair tüm bölgeye önemli mesajlar veriyor, umut oluyor.

Gündüz, paneller, söyleşiler düzenlenirken, akşamları müzik gruplarının sahne aldığı sahil boyunca horonlar hiç durmuyor.

Ekolojistler, hak savunucuları ve uzmanlar, yurttaşlarla bir araya geliyor, toplumsal sorunlara dair fikir alışverişinde bulunuluyor. Festival, sayesinde Fındıklı sürekli yaşayan ve gelişen bir kente dönüşürken, kente olan ilgi de artıyor. Rize Fındıklı, bölgenin tutucu muhafazakar yapısı içinde bir farklılık yaratmayı, bir ışık yakmayı deniyor ve bu ışığı yakıyor.

Detaylar

Bugün, Festival nedeniyle Fındıklı’daydım. 

Kentin ortasından geçen cadde trafiğe kapatıldı, standlar kuruldu. Cadde boyunca, yöresel yemekler, kültürel ürünler ilgililerinin beğenisine sunuldu.

En dikkat çeken standlardan biri Fındıklı Canlıları Derneği’ne ait. Dernek,  muhtemelen bölgenin tek hayvan barınağı için yardım topluyor. Derneğin gönüllülerinden Semra Mamuk ve Sinem Memoğlu, deyim yerindeyse hayatlarını barınağa adamış iki kadın.

Sinem, barınakta profesyonel çalışıyor ama bir yandan da barınağa destek olmak için Fındıklı Canları Derneği’ni kurdu ve orada barınağa destek sağlamak için etkinlikler düzenliyor.

İki kadın özellikle kış ayları yaklaşırken barınaktaki hayvanların ısınma sorunu olduğunu belirterek, onlar için kışlık battaniyeye ihtiyaç olduğunu söylüyor. Tahmin edeceğiniz gibi barınağın desteğe ihtiyacı var.

“Festivalde başka neler var?” diye soracak olursanız, Fındıklı Belediyesi’nin sosyal medya hesabından detaylara bakabilirsiniz.

Bir festivalle, bütün bir toplum değişmiyor bir anda sorunlar çözülmüyor, çay, fındık değerlenmiyor fakat ufak da olsa bir şeylerin değiştiği kesin.  21 Ağustos’ta sona erecek festival için bölgede 7’den 70’e herkes heyecanlı, çoşkulu.

Hayde festivale…

Kaynak: BİANET      (Fotoğraflar: Evrim Kepenek)

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…