İran rejimi tarafından esir tutulan siyasi aktivist Zeynep Celaliyan için tüm sanal medya platformlarında özgürlük kampanyası başlatılacak.
“Zeynep Celaliyan’a Özgürlük İnisiyatifi” İran rejimi tarafından esir tutulan siyasi aktivist Zeynep Celaliyan’nın ailesi ve avukatlarının kendisiyle 600 günü aşkın bir süredir görüşemediğini ve haber alamadıklarını belirtti.
Mezopotamya Ajansı haberine göre İnisiyatif, 5 Mart tarihinde saat 20.00’da tüm sanal medya platformlarında Zeynep Celaliyan için özgürlük kampanyası başlatacaklarını duyurdu. İnisiyatif, başta kadınlar olmak üzere tüm kesimlere duyarlılık çağrısında bulundu. İnisiyatif, kampanyaya 5 dakika kala kullanacakları hashtagı açıklayacaklarını belirtti.
1982 yılında Urmiye kentinde dünyaya gelen Zeynep Celaliyan, 2008 yılından bu yana İran rejimi tarafından esir tutuluyor.
Yine alanlarda olacağız

İran’da 8 Mart yasak! Yasağı tanımayan kadınlardan biri olan Bahar Hasanî konuştu:
Şeriat sistemi ile yönetilen İran’da cinsiyetçi politikalara, baskı ve katliamlara karşı kadınlar verilen mücadeleye öncülük ediyor. İslam Devrimi’nden beri başörtüsü zorunluluğu bulunan ülkede, kadınların tepkileri de protestoları da yeni değil, uzun bir geçmişe dayanıyor… İran’da kadınları yaşamın dışına iten yasaklardan biri ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.
İslam Devrimi’nden sonra yasaklanan 8 Mart’ın en son 1980 yılında kutlandığı ülkede verilen kadın mücadelesini, feminist Bahar Hasanî, Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
Çok sayıda kadın tutuklandı
“İranlı kadınlar 8 Mart’ı kutlamaz, protesto eylemi yapar” diyerek sözlerine başlayan Hasanî, yasak, polis saldırısı ve tutuklamalara rağmen kadınların yine de her yıl ülkenin farklı kentlerinde alanlara çıktığını dile getirdi. 1980’den beri resmi olarak yasaklanan her 8 Mart’ta çok sayıda kadının tutuklandığını aktaran Hasanî, buna rağmen kadınları ikinci sınıf yurttaş kabul eden yasalara karşı yine 8 Mart’ta alanlarda olacaklarını ifade etti.
Her hak için mücadele
Hasanî, “İran’da erkek çocuklar mirastan, kız çocuklarının iki katı kadar pay alıyor. Kadının çocukların velayetini alması ise hiçbir şekilde mümkün değil. Ama pratikte erkekler zaten çocuk bakmak istemiyor ve çocukları kadına bırakıyorlar. Aynı şekilde kadının boşama gibi bir hakkı da yok. Bir tek erkek, boşanma hakkına sahip. Şu anda İran’da İslami feministler olsa da sayıları çok az. Yeni nesil daha ziyade radikal feministler ama İran’daki yapı nedeniyle çok gündelik işlerle uğraşmak zorunda kalıyorlar. Yani batıdaki bir insana doğal olarak tanınan her hak için İranlı kadınların mücadele etmesi gerekiyor” dedi.
Tahammülümüz kalmadı
Rejimin “Kadın ve Anneler Günü”, “Erkekler Günü” ve “Kızlar Günü”nü dayattığına dikkat çeken Hasanî, kadınların bu seneki “Erkekler Günü”nde “Kimsenin onuru değilim” sloganıyla bir kampanya başlattığını söyledi. Kampanyanın çıkış noktasının ise Mona Haydari’nin ayın başında “namus cinayeti” adı altında katledilmesi olduğunu ifade eden Hasanî, “Buna hiç tahammülümüz kalmadı. Birer bireyiz ve bunu anlamalarını sağlayacağız” diye konuştu.
Eşitsizliğe karşı çıkıyoruz
Rejimin uygulamalarının artık tüm kesimden kadınların tepkisine neden olduğuna dikkat çeken Hasanî, şöyle devam etti: “Şu anda İran’da çok ciddi bir kadın direnişi var. Ve bu direnişe her kesimden kadın da dahil olmuş durumda. 8 Mart yaklaşırken şunun altını çizmek istiyorum. Yalnızca 8 Mart değil her gün kadınların günüdür çünkü biz her gün ve her yerde eşitsizliğe karşı çıkıyoruz. Bu 8 Mart’ta da her yıl olduğu gibi alanlarda olacağız.”
Kaynak: MA – Gözde Çağrı Özköse