Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu ve İstanbul Tabip Odası Aile Hekimleri Komisyonu İstanbul’da kızamık vakalarının görülmeye başlandığı uyarısında bulundu. Hekimler, aileleri bebek ve çocukların aşılarını tamamlamaya çağırdı.

Fotoğraf: AA

Kızamık (ve kızamıkçık) Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından eliminasyonu hedeflenen enfeksiyonlar arasında yer alıyor. Bunun için, şüpheli vakaların ayırıcı tanısının yapılması, salgınların doğrulanması ve dolaşan virüslerin genotiplendirilerek yayılımının izlenmesi gerekiyor. Türkiye de DSÖ’nün ‘Kızamık Eliminasyon Programı’ kapsamında hastalığı özel olarak, laboratuvar testleriyle takip ediyor. Belli ki bildiklerini kendine saklıyor.

Çok kolay bulaşıyor

Kızamık dünyada dikkatle izleniyor. Çünkü çok kolay bulaşıyor. En sık kış ve ilkbaharda görülüyor. Bu da okul dönemi çocuklarında bulaşma riskini artırıyor. Aynı anda çok sayıda çocuğu hastalandırabiliyor. Kızamık virüsü hava yoluyla alınıyor ve solunum yollarında enfeksiyona yol açıyor. Zatürre, orta kulak ve beyin iltihabı gibi hastalıklara zemin hazırlıyor. Aşılanamayacak kadar küçük bebekler, aşılanmamış ve yeterince beslenmemiş çocuklar, hamileler ve bağışıklık sistemi baskılananlar için riskli bir hastalık. Özel bir tedavisi yok. Aşısı çocukların yaşamlarını kurtarıyor. Kızamık yetişkinlerde de görülebiliyor ve ağır sonuçları olabiliyor.

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi, aile hekimi Dr. Saffet Ercan bazı ilçelerde kızamık vakalarının görülmeye başladığına dair sahadan bilgiler geldiğini söyledi. Sağlık Bakanlığı’nın şeffaf olması gerektiğini belirten Ercan, “Bir an önce kamuoyunu aydınlatıcı bir açıklama bekliyoruz” dedi.

Ercan kızamık olduğu düşünülen hastalardan alınan kan örneklerine bakılarak tanı konulabildiğini söyledi: “Küçükçekmece’de aile hekimliği yapıyorum. Civardaki ilçelerde kızamık görülüyor. Buralardaki arkadaşlarımıza ilçe sağlık müdürlüklerinden e-postalar gönderildi. Kızamığın görülmeye başlandığı, dikkatli olunması, döküntülü hastalardan haberdar edilmeleri istendi. Bizim ilçedeki hekimlere henüz bu e-postalar gelmedi. Ancak dolaylı bilgiler alıyoruz. Ortada kızamık görüldüğüne dair çok güçlü emareler var. Tabip odası, aile hekimleri olarak büyük bir halk sağlığı sorununa dönmeden tedbirler alınması için yapılması gerekenleri söylüyoruz. Şeffaflık bunun olmazsa olmazı.”

Aşısız bebek ve çocuklar yüksek risk altında

İstanbul Tabip Odası Aile Hekimleri Komisyonu Başkanı Turhan Karakaş, sağlık müdürlüğünün konuyla ilgili eğitim çalışmaları, hatırlatmalar yapmaya çalıştığını vurgulayarak, “Ortada yazışmalar var, duyumlar var. Esas sıkıntımız şu, kızamık vakalarıyla ilgili bilgi verilmiyor. Sorduğumuzda da açıklama yapılmıyor” diye konuştu.

TTB Aile Hekimliği Kolu’ndan Özden Güngör İstanbul’un sadece batısında değil Kartal, Pendik bölgelerinden de vakalar duyduklarını ancak resmi bir açıklama gelmediği için doğrulayamadıklarını söyledi. Vakaların şeffaf bir şekilde paylaşılmasının erken tanı, izolasyon için önemli olduğunu belirten Güngör, “Aşısız bebekler, çocuklar daha yüksek risk altında. Maalesef hiç de düşük olmayan oranlarda aşı reddi var. Salgın varsa haberimiz olmalı ki en azından aileleri arayıp, bunu anlatıp, çocuklarının aşılarını yaptırmalarını sağlamaya çalışabiliriz. Bilmemenin kimseye faydası yok” dedi.

Kızamık vakalarının salgına dönüşmemesi için çocukların aşılarının tam olması önemli. Aşılar aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz yapılıyor. Kızamık aşıları kızamık+kızamıkçık+kabakulak olarak üçlü aşı şeklinde uygulanıyor ve yüzde 95-98 koruma oranına sahip.

2011’den beri kızamık salgını yaşıyoruz

Türkiye’de kızamık olgu sayıları 2007-2010 yılları arasında 10’u geçmedi. Kızamık (ve kızamıkçık) laboratuvar sürveyansının başladığı 2006’dan 2010 sonuna kadar yerli kızamık vakası saptanmadı. 2008’de Ankara’da bir Iraklı öğrenci ve üç sağlık çalışanında kızamık vakası görüldü. 2009’da İstanbul’da Afgan mülteciler arasında üç kızamık vakası oldu. 2010’da yedi adet importe (hastalıktan önce yurtdışında bulunmuş) kızamık vakası saptandı. 2011’den itibaren kızamık salgını yaşıyoruz.

Kızamıktan ölenler oldu

Ancak 2011’den sonra özellikle İstanbul’dan vakalar çıkmaya başladı ve yurt geneline yayıldı. 2018 martından itibaren değişik illerde yabancı ve Türk uyruklu kişiler arasında vaka sayısındaki artış dikkati çekiyor. 2018’de 714, 2019’da 2 bin 403, 2020’de 610 laboratuvarda doğrulanmış kızamık vakası saptandı. 2018’de iki,  2019’da beş, 2020’de ise iki kişi kızamıktan hayatını kaybetti. Aşının ilk dozunu yaptırma oranı yüzde 96’yken ikinci dozlarda oran yüzde 86-87’ye kadar geriliyor.

Yedi il halk sağlığı laboratuvarından (Adana, Antalya, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Samsun) oluşan bir izlem ağ var. Ateş ve döküntüyle seyreden her vakadan alınan örnekler bu ilgili laboratuvarlara gönderilerek test ediliyor. Ulusal laboratuvar Ankara’da Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunuyor ve Lüksemburg’daki Avrupa Bölge Referans Laboratuvarıyla koordineli şekilde çalışmalarını yürütüyor.

Okul döneminde yapılan aşı çok önemli

Kış ve ilkbahar aylarında genellikle görüldüğü için okul dönemi çocuklarında bulaşma riski artıyor. Bu yüzden okul döneminde yapılan kızamık aşısı vücudun bağışıklığı açısından çok önemli. Tüm dünyada yaygın ve ciddi riskleri olan bu hastalığa karşı, aşılama yapılması hayati önem taşıyor. Aşının yaygın yapılmasından sonra hastalığın görülme sıklığında yüzde 95’lik bir azalma sağlanabildi.

Kaynak: DİKEN

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…