
Aydın’ın Germencik ilçesine bağlı Hıdırbeyli, Mursallı ve Ömerbeyli Mahallelerindeki bazı arazilerde 11 gün önce derin çatlaklar ortaya çıktı. Çatlakların derinliği 2 metreyi bulurken, 1 kilometre boyunca ilerleyen çatlaklara yenileri eklendi. Bölge halkını tedirgin eden çatlaklar en son Alangüllü Mahallesi’nde görüldü. Germencik Doğa ve Çevre Derneği Başkanı Halil Çetinkaya çatlakların oluştuğu mahallelere giderek incelemelerde bulundu. Her gün ihbar geldiğini söyleyen Çetinkaya, en büyük korkularının çatlakların obruklara dönüşmesi olduğunu belirtti.
Çetinkaya, çatlakların jeotermal santral faaliyetleri nedeniyle oluştuğunu belirterek, “Bunlar zaten bizim beklediğimiz bir şeydi. Germencik’in dört bir yanında çatlaklar oluşmaya başladı. Her yerden derneğimize ihbarlar geliyor. Ancak ne yazık ki, konuyla ilgili hiçbir çalışma yapılmıyor” dedi. Çetinkaya, “Çünkü Germencik’te 16 jeotermal enerji santrali ve 150’ye yakın sondaj kuyusu, yeraltı sularını boşaltıyor. Daha büyük obrukların oluşacağını tahmin ediyoruz” diye belirtti. Çatlakların ilçe merkezine inmesinden endişelendiklerini söyleyen Çetinkaya, “Eğer önlem alınmazsa arazilerde daha büyük çatlaklar ile karşılaşacağız. Çatlakların ilçe merkezine inmesinden korkuyoruz. Çatlaklar, ilçe merkezine kadar ulaştığında binaların ağırlığını kaldıramayacağı için can ve mal kaybına neden olur” ifadelerini kullandı.
JES’ler bir termik santral gibi çalışmaktadır. GWh başına ortalama 2700 m3 su kullanımı olan bu santraller bulunduğu bölgede hava kalitesini bozarken aynı zamanda yeraltından çekilen ve ağır metaller barındıran atık sularını da çevreye yayarak büyük bir ekolojik yıkım yaratmaktadır. Yoğun su kullanımları bulunduğu bölgelerde su kıtlığına yol açarken aynı zamanda atık suların bir kısmının yeraltına deşarj edilmesinden kaynaklı olarak yeraltı sularını da hem kirletir hem de tüketir. Temiz yenilenebilir enerji safsatası ile süslenen bu işletmeler sabit sermaye gideri dışında işletme giderleri en düşük olan santraller olması bakımından sermayeye çekici gelen yatırımlardır. Santrallerde çok az sayıda çalışan olması, kömürlü ya da doğalgazlı termik santraller gibi ham madde gideri baskısı olmayan sıfır ham madde gideriyle çalışırlarken, bulundukları bölgeyi zehirleyerek yaşanmaz yer haline dönüştürmektedirler.
Deprem bilimcilerinin Germencik’te 5 ile 7 arasında büyük bir deprem beklendiği yönünde yaptıkları uyarıları olmasına karşın yeraltı çatlaklarına olan ilgisizlik gibi gelmekte olan depreme dair de hiçbir çalışmanın yapılmıyor olması dikkat çekici. Jeotermal kaynaklara ulaşmak amacıyla yapılan sondajlarla yeraltının bin ila 5 bin metre derinliğine kadar inilerek ulaşılan yüksek sıcaklıktaki akışkan yeryüzüne çekilir. Bu akışkan içinde siyanür dahil birçok ağır metal bulunduğu bilinmektedir. Jeotermal enerji santrallerinde genellikle rezervuarı beslemek amacıyla yeraltından sıvıyı çekebilmek için yeraltına ayrıca su basılır. Sondajın kendisi depremleri tetiklerken sondaj sırasında salınan suyun ve santralde soğuyan akışkanın bir kısmının geri basıldığı reenjeksiyon kuyularında uygulanan bu işlemin fay hatlarında çeşitli dengesizliklere sebep olduğu bilimsel raporlarla yer almaktadır.
Kaynak: Yeni Yaşam
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()