Fotoğraf: AA

Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı son verilere göre (8-14 Ağustos), Covid-19 günlük ortalama vaka sayısı 20 bin, ölüm sayısıysa 45’ten fazla. Türk Tabipleri Birliği (TTB) dünkü açıklamasında, aşılanmanın Covid-19 ile mücadelede en etkili ve güvenli yöntemlerden biri olduğunu bir kez daha hatırlattı:

“Aşıyla bağışıklama; çiçek, çocuk felci, kızamık gibi salgınlarda da görüldüğü üzere bulaşıcı hastalıkların kontrol altına alınması ve ortadan kaldırılmasında en etkili araçlarından biri. Her sene 3 milyona yakın çocuğun ölümünü engellediği tahmin edilen aşı, Covid-19 salgınında da milyonlarca kişinin hayatını kurtardı ve kronik hastalıklarla boğuşmasını engelledi.”

Covid-19 aşıları yılda yaklaşık 20 milyon hayat kurtardı

Covid-19 aşısının, bir yıllık süre içerisinde dünya çapında yaklaşık 20 milyon kişinin yaşamını kurtardığı tahmin ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından belirlenen aşılanma oranı hedeflerine ulaşılsaydı, düşük gelirli ülkelerde Covid-19 ölümlerinin yaklaşık beşte birinin önlenebileceği öngörülüyor.

Britanya’da haftalık Covid-19 aşı sürveyansı raporuna göre (28 Temmuz 2022/30. Hafta) aşılama programıyla 21,3 – 22,9 milyon arasında Covid-19 enfeksiyonu ve 57 bin 500 – 62 bin 700 arasında ölüm önlendi. ABD’de 50 yaş ve üzerinde aşısızların yine Covid-19 nedenli ölüm oranı, aşılara göre 29 kat daha fazla çıktı. 18 yaş ve üzeri aşılanmamışlarda aylık Covid-19’la ilişkili hastaneye yatış oranları, aşılılara göre 4,6 kat daha yüksek.

Bir kez daha hatırlatalım, ABD gibi birçok ülkede COVID-19 aşıları dahil tüm aşıların güvenliği yakından izleniyor ve olumsuz olaylar raporlanarak paylaşılıyor. Nitekim bugüne kadar yüz milyonlarca kişi Covid-19’a karşı aşılandı. Aşılama sonrası ciddi yan etkiler nadir. Pek çok kişide yan etki görülmezken enjeksiyon bölgesinde ağrı, baş ağrısı, yorgunluk, halsizlik ve kas ağrısı gibi birkaç gün içinde kaybolan genellikle hafif ve orta dereceli yan etkiler bildiriliyor.

Nadir görülen ciddi yan etkiler ise anaflaksi, miyokardit (kalp kası enfeksiyonu) ve perikardit (kalbin dış zarının enfeksiyonu) olarak belirlendi. Ancak Covid-19 hastalığının bilinen riskleri (uzun dönem etkileri, hastaneye yatış ve hatta ölüm), aşıyla görülen yan etki riskinden (miyokardit riski de dahil olmak üzere) çok daha fazla.

600 bin kişilik araştırmaya göre aşı kalp krizi ve inme riskini azaltıyor

Aşı karşıtlarının Covid-19 aşısının inmeye ve kalp krizine neden olduğu gibi iddialarını çürüten bir araştırmanın sonuçları da geçen günlerde Güney Kore’den geldi. Çalışmada Temmuz 2021 – Mart 2022 arasında 592 bin kişi takip edildi ve aşı yaptıranlarla yaptırmayanlar kıyaslandı. Bu çalışmaya göre tam aşılılarda, Covid-19 enfeksiyonu sonrasında kalp krizi geçirme veya beyne pıhtı atarak inmeye sebep olma oranı, aşısızlara göre yarı yarıya daha az.

Yani aşı, kalp krizi ve pıhtı atmasına bağlı inme riskini artırmıyor. Aksine, enfeksiyonu ağır geçirme oranını düşürüyor ve hastalığa bağlı bu komplikasyonları azaltıyor. Araştırmadaki tam aşılı gruptaki yaşlılar arasında kalp rahatsızlığı olanlar da var. Riskli grupta olmasına rağmen aşılananların ağır hastalık geçirme riskinin de çok düşük olduğu ortaya kondu.

Türk Kardiyoloji Derneği Genel Sekreteri Okuyan’a Covid-19 enfeksiyonuyla aşıların kalp ve damar sistemi üzerindeki etkisini konuştuk:

Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan

Covid-19 kalp ve damar sistemini nasıl etkiliyor?

Kalp ve damar sistemi Covid-19 enfeksiyonunun hedef organları arasında yer alıyor. Gerek virüsün direkt hücre yapısını bozması, gerek inflamasyonun tetiklenmesi ve pıhtılaşmaya eğilim özellikle kalp-damar sistemini etkileyebiliyor. Bunlar ve hücresel boyutta olan mekanizmalar aracılığıyla kalp krizi, ritm bozuklukları, kalp büyümesi/kalp yetmezliği, kalp zarı iltihabı (perikardit) ve kalp kası iltihabına (miyokardit) neden olabiliyor.

İnflamasyon yaygın görülen bir sorun. Covid-19’sa bu süreci artırıyor. Kalp ve damar sisteminde neler oluyor?

İnflmasyon damar sertliği olarak da bilinen aterosklerozun altta yatan mekanizmalarından biri. Covid-19 enfeksiyonu süresince vücutta yaygın inflamasyon görüldüğü biliniyor. İnfalmasyon artışı erken dönemde pıhtılaşmaya eğilim, ritm bozukluğunu tetiklemesiyle sonuçlanabilir. Ayrıca uzamış inflamasyon da aterosklerozu hızlandırabiliyor.

Covid-19 enfeksiyonu, bilhassa hangi kalp ve damar hastalıkları için risk faktörü sayılıyor?

Kalp-damar hastalıkları (geçirilmiş kalp krizi, stent öyküsü, açık kalp ameliyatı öyküsü), hipertansiyon,

kalp kapak hastalıkları, kalp yetmezliği, ritm bozukluğu, doğuştan kalp hastalığı olanlar riskli gruplar arasında sayılabilir.

Gelelim aşılara. Tartışmanın odağında mRNA aşıları var. Dünyada ve Türkiye’de bu aşıların kalp krizlerine yol açtığıyla ilgili bir veri, araştırma vs. var mı?

Aşılamanın kalp krizine yol açtığıyla ilgili bir veri yok. Özellikle genç erişkinlerde çok nadir kalp kası iltihabı olarak bildiğimiz miyokardit vakaları rapor edildi. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün verileri bu konuda açık. Kalp krizi riskindeki artış aşılamadan kaynaklanmıyor. Asıl riski Covid-19 enfeksiyonu yaratıyor.

En son Vaccines dergisinde geçtiğimiz ay aşının inme ve kalp krizi riskini arttırmadığını gösteren 21 çalışmanın dahil edildiği bir derleme yayınlandı. Yine Cardiovascular Research dergisinde yayınlanan, aşılanmış 229 bin 235 hastada kalp krizi ya da inme riskinde artış olmadığı ortaya kondu. Bu ve benzeri çalışmalar, derlemeler farklı ülkelerden gelmeye devam ediyor.

Yine mRNA kalp kası iltihabı riskini artırıyor mu?

Aşı sonrası miyokardit’ yani kalp kası iltihabı, “perikardit” yanikalp zarı iltihabı vakaları bildirildi. Bu vakalar, özellikle ikinci doz mRNA ( Pfizer, Moderna) aşısı sonrası ve özellikle 40 yaş altı erkeklerde görüldü. Aşı sonrası vaka sıklığı 100 binde iki. Miyokardit/perikardit vakalarının orta şiddette seyrettiği ve çoğunlukla kısa süreli olduğu saptandı.

Enfeksiyonu ve ölümleri azaltan aşı

Milyonlarca insana mRNA aşıları, üstelik birkaç doz yapıldı. Güvenliğiyle ilgili hala sorun var mı?

Bu konuda çalışmalar titizlikle sürüyor ve Dünya Sağlık Örgütü aşılamayı öneriyor. Hastalığın en önemli tedavisi, hastalıktan korunmak. Aşılama bugüne kadar birçok bulaşıcı çocukluk çağı enfeksiyonun yayılımını engelleyerek hastalıkların kontrolünü sağladı. Şu anda Covid-19 enfeksiyonun seyrinde gördüğümüz yavaşlama ve ölüm oranlarındaki azalmanın aşı sayesinde olduğunu söyleyebiliriz.

Ortalıkta özellikle aşı-bilim karşıtlarının aşıyla ilgili kalp krizi vakalarını arttırdığı iddiaları var. Kliniklerde böyle bir gözleminiz var mı?

Tam tersine aşısız olup Covid-19 enfeksiyonu sürecinde kalp krizi tanısıyla gördüğümüz ve koroner anjiyografi yaptığımız hastaların kalp damarlarında çok yoğun pıhtı gözlemledik. Ancak aşı sonrası gördüğümüz ve sadece aşının neden olduğunu söyleyebileceğimiz, kanıtlayabileceğimiz kalp krizi vakası olmadı.

Bu tür iddialara rastlayanlar doğru bilgiyle, yanlış olanı nasıl ayırt edebilir? Hangi kaynaklara güvensinler?

Sağlık Bakanlığı güncel ve güvenilir bilgi sağlıyor.

İddiaları ortaya atanlar ne meslek örgütü odalara, ne derneklere, ne de ilgili uzmanlara güveniyor. Dünyada da böyle. Kim bunlar sizce? Güvenilir kaynaklar mı?

Toplum düzenini bozmak isteyen insanlar maalesef. Biz güncel verileri ve çalışmaları takip ederek hastalarımıza aşının önemini hatırlatmaya devam ediyoruz.

Kalp ve damar hastalıkları için aşının ayrıca önemi var mı? Siz hastalarınıza öneriyor musunuz? Açıklar mısınız?

Kalp ve damar hastalıkları, geçirilmiş kalp krizi, açık kalp ameliyatı ya da stent takılanlar, kalp yetmezliği, hipertansiyon, ritm bozukluğu ve kalp kapak hastalığı olanlar hastalık seyrini kötü ve ağır geçirmek açısından riskli grubu oluşturur. Bu hasta grubunda maalesef ölüm oranı da daha yüksek.

By-pass, anjiyo gibi ameliyat ve işlemlerden geçen hastalar için ayrıca önemli mi? Öneriyor musunuz?

Evet bu grup hastalık seyri ve ölüm açısından riskli grubu oluşturduğundan hastalıktan korunma ve aşılama hayati öneme sahiptir.

Kalp ve damar hastaları için aşısız olmak riskli!

Hastalar veya sağlıklı insanların, kalp ve damar sağlıkları açısından aşılı olmak mı daha riskli, aşısız olmak mı?

Aşının kalp ve damar sistemini etkilediğine dair bilimsel bir kanıt yoktur. Tam tersine kalp ve damar hastalığı (geçirilmiş kalp krizi, stent öyküsü, açık kalp ameliyatı öyküsü gibi) olan hastalar Covid-19 enfeksiyonu açısından riskli grubu oluşturduğundan aşılı olmak koruyucu, aşısız olmak risklidir diyebiliriz.

Covid-19 hastalarına kan sulandırıcı, aspirin vs. öneriyor musunuz? Neden açıklar mısınız?

Covid-19 enfeksiyonu sırasında vücutta pıhtılaşmaya eğilim olduğu biliniyor. Ancak “her hasta aspirin ya da daha farklı kan sulandırıcı kullanmalı” diyemeyiz. Hastanın muayene, laboratuvar ve radyolojik bulgularını değerlendirmek gerekiyor.

Uzamış Covid, kalp ve damar sistemini tutuyor

Uzamış covid tablosunda kalp ve damar hastalıkları da yer alıyor mu?

Beklenenden daha uzun süre Covid’le ilişkili şikayetleri devam eden hastalarda “uzamış (long) Covid” sendromundan bahsediyoruz. Enfeksiyon belirtilerinin başlaması sonrası ilk 4 hafta “akut Covid”, 4-12 hafta arası sürede enfeksiyon belirtilerinin devam etmesi uzamış semptomatik dönem olarak adlandırılıyor. Hastanın Covid-19 ilişkili şikayetlerinin ve enfeksiyon bulgularının 12 haftadan daha uzun sürmesi “Post-Covid 19” sendromu olarak adlandırılıyor. Hastaların yaklaşık yüzde 10’unda görülebiliyor. Kalp ve damar sistemimiz uzamış Covid’in hedef dokuları arasında. Kalp zarının ve kalp kasının iltihabı uzamış Covid’in kalp sisteminde bıraktığı izler arasında sayılabilir. Ayrıca ileri yaş, obez, şeker, tansiyon ve kalp hastalığı gibi tanısı olanlar uzamış Covid için daha riskli hastalar.

Enfeksiyon riski geçmedi. Bu süreçte kalp ve damar hastalarına ne önerirsiniz?

Kapalı ve kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca uzak durmalarını, maske- mesafe-hijyen kurallarına uymalarını ve tabi ki aşılarını düzenli yaptırmalarını hatırlatmak istiyorum.

Pandemi boyunca hareketsiz kaldık. Üstüne streslerimiz, kaygılarımız eklendi. Kilolar, duygusal yüklerin kalp ve damar sağlığına olumsuz etkisi oldu mu?

Hareketsizlik, beslenme düzeninin değişmesi, uyku düzenin değişmesi ve hastalık korkusunun yarattığı stresin özellikle bizim hastalarımızı olumsuz etkilediğini görüyoruz. Hastalarımızın beslenme düzenindeki değişkenlik ve düzenli egzersiz alışkanlıklarını kaybetmesinin tansiyon düzeninde bozulma, kolesterol değerlerinde yükselme olarak kliniğe yansıdığını görüyoruz. Özellikle açık ve mümkünse temiz havada düzenli yürüyüşlerle egzersiz alışkanlıklarını devam ettirmelerini öneriyoruz.

Hastaneler uzun zaman sadece Covid-19 hastaları ve acillere hizmet verebildi. Kontroller vs. aksadı. Bu kronik kalp ve damar hastalıkları bulunanları nasıl etkiledi? Kliniklere döndüklerinde ne gözlediniz?

Maalesef bu dönemde göğüs ağrısı olmasına rağmen hastaneye başvurmayan ya da geç başvuran bu nedenle tedavi şansını kaybeden hastalarımız oldu. Ya da özellikle kalp damarına stent takılması sonrası kullanması gereken kan sulandırıcı tedavileri aksatan, ağır kalp krizi tablosu ile başvuran hastalarımız oldu.

—–BİLGİ NOTU—-

Aşılanma oranımız düşük!

Türkiye’de Covid-19 aşılanması 13 Ocak 2021’ de başladı. Son aylarda COVID-19 aşılaması durma noktasına geldi. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi baz alındığında (Türkiye nüfusu: 84 milyon 680 bin 273)  dahi yapılan toplam birinci doz Covid-19 aşısının toplam nüfusa oranı, beş aydan uzun süredir yüzde 68’de kaldı. Üç veya daha fazla doz aşı yaptıran kişi sayısıysa halen nüfusun üçte biri kadar.

Birinci doz Covid-19 aşısını yaptırıp ikinci dozu yaptırmayan kişi sayısı 4,5 milyondan fazla olmasına rağmen son bir ayda yapılan ikinci doz aşı sayısı sadece 38 bin. Salgını kontrol altına alabilmek için tüm ülkelerin Covid-19 aşı kapsamının en kısa zamanda yüzde 70’e ulaşması; 60 yaş üzerinin, kronik hastalığı olanların ve sağlık çalışanlarının tümünün aşılanması gerekiyor.

Kaynak: DİKEN – Mesude Erşan

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…