Kamp yaparken dikkat edilmesi gereken 10 bilgi – Serpil Kurtay

Doğa, yaşamamız ve zamandan keyif almamız için bize sınırsız imkân veriyor. Özellikle artan konaklama fiyatlarıyla gökyüzünün altında uyumayı tercih edenlerin sayısı gittikçe artmış durumda. Şehirden uzak, çocuklarıyla vakit geçirmek isteyenlerin, arkadaşlarıyla kapalı mekân buluşmaları yerine açık havada eğlenmek isteyenlerin, hatta tek başına tatil günlerinde doğanın içine kaçanların hikâyeleri her zaman heyecan verici olmuştur. Ancak bu güzel hikâyeler bazen kâbusa da dönmüyor değil. Bunun için dikkat etmemiz gereken çok basit bazı kurallar var. Bu kurallar, basit olmasına basit ama sadece bizim can güvenliğimiz için değil; gittiğimiz yerlerin gerçek ev sahibi hayvanların yaşamını sürdürebilmesi; ormanların, dağların, kırların, derelerin zarar görmemesi için çok önemli…

Fotoğraf: Serpil Kurtay

Neler olabileceğine dair her zaman hayal gücümüzü zorlamaya gerek de yok. En ufak ihmalin nelere sebep olabildiğini bugünlerde maalesef orman yangınlarıyla görüyoruz. İşte bu tür felaketlerin yaşanmaması için, hem kendimiz ve sevdiklerimiz hem doğada yaşayan diğer canlılar hem de doğanın bizzat kendisi için nelere dikkat etmemiz gerektiğini 10 başlıkta topladık.

Fotoğraf: Mustafa Nalbant

1. KAMPA NASIL HAZIRLANMALIYIM?

Canım ne zaman, nereye isterse yola çıkarım, kampımı kurarım, keyfime bakarım! Böyle yaparsanız keyfinize pek bakamayabilirsiniz. Öncelikle hangi mevsimde bu maceraya atıldığınız ve gittiğiniz yerin hava koşulları, sizin kamp hazırlıklarınız açısından çok önemli. Örneğin; soğuk bir iklimde yazlık çadırla ya da tam tersi hava sıcakken bir koyda kışlık çadırla kalmak, sizi üzebilir. Yine yağışlı bir bölgeye gidiyorsunuz, su geçirmez çadır almazsanız kampınız pek keyifli geçmeyebilir. Bu açıdan yola çıkmadan gideceğiniz yere göre ekipmanlarınızı doğru seçmelisiniz.

Fotoğraf: Mustafa Nalbant

Özellikle kış kamplarında “cesur”ca kararlar alırken uyku tulumu, şişme mat, sizi sıcak tutacak kıyafetler gibi yanınızda neleri götürdüğünüzü gözden geçirmekte fayda var. Yoksa bütün günlerinizi üşüyerek geçirip zamanın keyfini çıkaramazsınız. Ya da sıcak bir bölgeye gidiyorsanız, güneşten korunmak için şapka, şemsiye, güneş kremi, rahat giysiler, yürüyüş için uygun ayakkabılar kampınızı daha keyifli hâle getirecektir. Yağmur riskine karşı da çantanıza bir yağmurluk koymakta fayda var. Ne demişler; kötü hava yoktur, kötü malzeme vardır! Bütün bu riskleri azaltmak için, hava durumunu takip edip kamp tarihlerinizi ona göre belirlemek mümkün.

Fotoğraf: Kristina Jurjevna

Yine gittiğiniz yerin konumuna göre alışverişinizi yapmak da oldukça önemli… Su kaynağı yoksa hem içmek hem kullanmak için yanınıza bol su almanız, alışveriş mekânlarına uzaksanız ya da kendi yemeklerinizi kendiniz yapacaksanız ona göre malzemelerinizi önceden hazırlamalısınız. Gittiğiniz yerde ATM de olmayacağına göre, yanınızda yeterli miktarda para bulundurmayı da ihmal etmeyin. Bizim önerimiz, her zaman yola çıkmadan önce kendinize bir liste yapın ve her şeyi yanınıza aldığınızdan emin olun.

Fotoğraf: Serpil Kurtay

2. KAMPİNG SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİM?

Türkiye’de artık her zevke ve ihtiyaca göre kamp alanı bulunuyor. Bu madde, “vahşi doğa” yerine bir tesiste ya da kampingde konaklamak isteyenler için. “Hayır, ben kendime güveniyorum. Hiçbir tesis olmayan bir yerde kamp yapacağım” diyorsanız bu satırları okumayıp direkt üçüncü maddeye geçebilirsiniz. Biz tesiste kalmak isteyenler için yazımıza devam edelim.

Fotoğraf: Caner Alypay (www.instagram.com/campgeyik)

Evet, “Birçok kamp alanı var” dedik ama bu yazıda amacımız felaket tellallığı yapmak olduğuna göre, sizi birkaç konuda uyarmak zorundayız. “Tesiste de ne sorun çıkabilir?” mi diyorsunuz? Artık internet sitelerinden ya da sosyal medyadan konaklama mekânlarıyla ilgili birçok bilgiye ulaşabiliyoruz. Ancak unutmayın, bugüne kadar hiç kimse reklamlarda gördüğü hamburgerin birebir aynısına gittiği restoranda yememiştir. İnceledik, sorduk, soruşturduk; bu tesisin “gerçek” olduğuna emin olduk. Peki, internet sitesinde ya da telefonda bize söylenen imkânlar, gerçekten mevcut mu ya da hangi imkânları gözetmeliyiz? Öncelikle çadır ücreti mi, kişi başı mı ücret ödüyoruz? Ödediğimiz ücrete neler dâhil? Sıcak su, duş, şezlong, şemsiye, çocuklar vs. için ekstra para verecek miyiz? Dışarıdan yiyecek ve içecek getirebiliyor muyuz? Ortak kullanıma ayrılmış buzdolabı, yemek pişirme alanları var mı? Sonuçta tatilimizi ucuza getirmekse amaç, yemeğimizi kendi malzemelerimizle pişirip içeceklerimizi bakkaldan alabiliriz değil mi?

Fotoğraf: Caner Alpay (www.instagram.com/campgeyik)

3. KAMP ALANIMI NASIL SEÇMELİYİM?

“Hayır, ben tesis falan istemiyorum, vahşi doğada kamp yapacağım” diyenlerle yazımıza devam edelim. Her şeyimiz hazır, yola çıktık ve sonunda kamp yapmayı planladığımız bölgeye vardık. Umarız gece varmamışsınızdır. Çünkü çadır kurmak ya da etrafı incelemek için gün ışığından faydalanmak iyi olacaktır. İlk ve en önemli sorun, çadırımızı nereye kuracağız? Yazımızın başında da belirttiğimiz üzere, bizim birkaç günlüğüne gittiğimiz bu bölgelerin gerçek sahipleri hayvanlar. Vahşi bir hayvanla ya da bir hayvanla karşılaşma durumunuz, gittiğiniz yere ve mevsime göre farklılık gösterebilir.

Fotoğraf: Serpil Kurtay

Öncelikle lütfen konaklamanın hatta girmenin yasak olduğu bölgelere lütfen asla girmeyin. Sonuçta bu yasaklar, o bölgenin ihtiyaçlarına ve durumuna göre belirleniyor. Hayvanların o güzergâhtan geçişleri, üreme dönemleri de bu yasaklarda belirleyici oluyor. Başkalarını rahatsız ederek, iyi vakit geçirmek hiçbir zaman mümkün değildir. Sürpriz bir misafirle karşılaşmak istemiyorsak kamp alanı yeri seçerken, hayvanların yaşam alanlarına, geçiş yollarına ve faydalandıkları su kaynaklarına yakın olmadığımıza emin olalım. Kamp boyunca yiyeceklerimizi ve artıklarımızı da çadır içinde saklamak yerine ağaçların yüksek dallarına astık mı artık hayvanlara karşı tüm tedbiri aldık demektir. Bitti mi? Hayır! Diğer tedbirlere bir sonraki “Çadırımı kurarken nelere dikkat etmeliyim?” maddesinde devam edeceğiz.

Fotoğraf: Serpil Kurtay

4. ÇADIRIMI NERELERE KURMALI, NERELERE KURMAMALIYIM?

Su kaynaklarının hemen yanına çadır kurmamak, sadece hayvanlar için değil, sizin can güvenliğiniz için de oldukça önemli. Derenin taşma ya da deniz kenarındaysanız gelgitler, kampınıza karada değil, suda devam etmenize sebep olabilir. Hatta böyle bir ihmal, yaşamınıza da sebep olabilir.

2008 yılında Kemer Country’nin sahibi Esat Edin ve üç çocuğu tam da bu sebeple hayatını kaybetmişti. Kaz Dağları’ndaki kampta, dere kıyısına kurdukları çadırda, gece uyurlarken yağan yağmur derenin taşmasına ve ardından meydana gelen sele kapılmalarına sebep olmuştu. Bu nedenle muhakkak yüksek bir alan seçin kendinize. Etrafta dere olmasa da yağmur sularının akış yataklarına dikkat edin. Eski, kuru, hatta kırılmış dalları olan ağaçların altına kesinlikle çadır kurmayın. Hele bir uçurum kenarını asla seçmeyin. Alanı, taşlardan temizleyin. Küçücük bir taş, şişme mat kullanıyorsanız onu patlatabilir, normal matınız varsa da gece rahatınızı kaçırabilir. Güneşin doğuşunu da hesaplamakta fayda var; eğer erken kalkmayı sevmiyorsanız gün doğumuyla uyanmak zorunda kalabilirsiniz.

Fotoğraf: Mustafa Nalbant

5. ATEŞİ NERELERDE YAKMALIYIM?

Mecbur değilseniz doğada ateş yakmasanız iyi olur ama mecbursanız çok dikkatli olmalısınız. Bunun için kampa gitmeden daha çok yazı okumalı, ateş yakmayı ve en önemlisi doğru şekilde söndürmeyi iyi araştırmalısınız. Biz yine de faydalı olabilecek birkaç bilgi verelim.

Ağaç yakmak için canlı ağaçların dallarını keserek onlara zarar vermeyin. Etraftan kuru ağaç dalları toplayabilirsiniz. Asla bir ağaç dibine ya da kuru yaprakların bol olduğu bir yere ateş yakmayın. Önce ateş yakacağınız alanı ve etrafını güzelce temizleyin. Ateşiniz belirlediğiniz alandan yayılmamalı. Bu alanı taşlarla da çevirebilirsiniz. Ateşi bırakıp uyumayın, muhakkak söndürün. Söndürürken de sadece su dökmeniz yeterli olmayabilir. Üstünü toprakla da örtün ve tamamen söndüğünden emin olun. Hâlâ sıcaksa su ve toprak dökme işlemini tekrarlayın.

Fotoğraf: Caner Alpay

6. YEMEĞİ NASIL PİŞİREBİLİRİM?

Günümüzde artık marketlerde bol bol konserve çeşidi var. Yemeğe vakit ayırmak istemeyenler onları temin edebilir ama illa “Ben kendi yemeğimi yapacağım” diyorsanız okumaya devam edin. “Hafif olmalıyım” diye gerekli malzemeleri almamak ya da bütün mutfağı kampa taşımak da sizi üzebilir. Sosyal medya fotoğraflarına bakıp porselen takımlarınızı ya da vazolarını da kırmızı-beyaz pötikareli masa örtüsünün üzerinde fotoğraflamak için gaza gelmeyin. Hem taşırken hem kırıldıklarında hem bu kırıklardan yaralandığınızda üzülebilirsiniz. Kırılmayan ve hafif malzemeleri seçmeniz iyi olabilir.

Fotoğraf: Mustafa Nalbant

Pişirme işlemi yapacaksanız “kartuş” ismi verilen kamp ocaklarından edinebilirsiniz zira piknik tüm biraz ağır ve gereksiz olabilir. Kamp bölgenizdeki hayvanları da yemeğe davet etmek istemiyorsanız yemeğinizi çadırınızdan uzak bir yerde yapsanız iyi olur. Etrafa sinen koku, onları çekecektir. Üçüncü maddede yazdıklarımızı tekrar hatırlatalım; yemek pişirdiğiniz veya yıkamadığınız mutfak malzemelerini, yiyeceklerimizi ve artıklarını çadır içinde asla saklamayın ve çadırınızdan biraz uzaktaki ağaçların yüksek dallarına asın. Bulaşıkları yıkarken asla kimyasal sabun ve deterjan kullanmayın. Doğada çözülür sabun ve deterjanlar, çamur ve kül iyi bir seçenek olabilir.

Fotoğraf: Mustafa Nalbant

7. TUVALET SORUNUMU NASIL ÇÖZMELİYİM?

Yerleşim bölgelerine yakınsanız camilerin ya da mekânların tuvaletlerini kullanmak en iyi çözüm. Ama bu alanlara uzaktaysanız da lütfen “Nasıl olsa açık havadayım, bana her yer tuvalet” demeyin. Hem kendinize hem de doğaya zarar vermemek için dikkatli davransanız iyi olur. Öncelikle tuvaletinizi yapacağınız yer su kaynaklarına ya da çadır alanınıza yakın olmamalı. Rüzgâr çıkma ihtimalini de düşünürseniz kokunun size gelmemesi için çadırların yüksekte, tuvalet alanının da aşağıda olması gerekiyor. İdrar kokusu, yabani hayvanları kampınıza çekebilir. En etkili ve hatta tek yapacağınız, 20 ya da 30 santimetre derinliğinde bir çukur kazmak. Ardından çukuru muhakkak yaprak ve toprakla kapatın. Yerini tekrar hatırlamak ya da arkadaşlarınıza işaret olması için de üzerine bir taş koyabilirsiniz.

Temizlik için ısırgan otu gibi bitkilerin yapraklarını kullanmayın. Tuvalet kâğıtlarınızı ya da ıslak mendillerinizi asla ama asla doğaya atmayın. Nasıl onlar sizinle geldiyse lütfen tekrar sizinle geri gitsin.

Fotoğraf: Serpil Kurtay

8. BEDEN VE RUH SAĞLIĞIM İÇİN NE YAPMALIYIM?

Hayvanlara ve doğa koşullarına önlem aldık, daha ne güvenliği mi? Tek başına kampa gittiyseniz koordinatlarınızı muhakkak bir yakınınıza bildirin. Hatta kamp alanına geçmeden önce bölgedeki güvenlik güçlerine bilgi verirseniz de çok iyi olur. Telefonunuz çekmeyebilir ya da çekiyorsa da şarjınız bitebilir. Bu nedenle yanınızda ekstra bir güç kaynağı ya da güneşle çalışan şarj aletleri bulundurabilirsiniz. Arkadaşlarınızla kamp alanındaysanız, tek başınıza asla kamp alanından uzaklaşmayın. Özellikle de geceleri… Kampın ilk günü herkes kendisine bir “eş” seçerse birbirini kollamak ya da haberdar olmak için küçük ama önemli bir güvenlik önlemi almış olursunuz.

Fotoğraf: Mustafa Nalbant

Gelelim huzura… Aslında bunu ilk maddede söylesek iyi olurdu. Hâlâ geç değilse kamp yapacağınız arkadaşlarınızı çok iyi seçmeniz gerektiğini belirtelim. Az sevdiğiniz ya da pek tanımadığınız insanlarla kampa gitmemeniz ruh sağlığınız için iyi olacaktır. Doğa koşullarında yaşanabilecek problemler, size ya da kamp arkadaşlarınıza kat be kat ağır gelebilir. Harika olmasını düşlediğiniz kamptan arkadaş kaybederek dönebilirsiniz! Ayrıca bölgedeki diğer kampçılara da saygılı olup sosyal toplum kurallarının doğada da geçerli olduğunu unutmayın. Bu arada sizin ya da arkadaşlarınızın kronik sağlık problemi varsa bunu da önceden konuşmak ve tedbir almak gerektiğinin kritik bir konu olduğunu belirtelim.

Fotoğraf: Kristina Jurjevna

9. BANA BAŞKA NE ZARAR VEREBİLİR?

Bitti mi? Hayır, bitmedi. İnsanlar, bazen doğaya gittiklerinde değişik bir algı hatası yapabiliyor. Doğadaki her şey faydalı mıdır? Elbette, değildir. Doğada her bulduğunuz şeyi yemeğe kalkmayın. Özellikle mantarlara çok dikkat etmelisiniz. Öyle internetten fotoğraflarını karşılaştırarak ya da köylülerin söylediklerine güvenerek asla ama asla mantar toplayarak yemeyin. Mantarın çok ciddi zehirlenmelere ve hatta ölümlere sebep olduğuyla ilgili haberlerle muhakkak karşılaşmışsınızdır. Mantar dışında birçok bitki de sizi zehirleyebilir. Doğaya geldik diye daha doğal olacağız diye bir şart yok.

Büyük hayvanlarla ilgili bir sürü şey söyledik ama ya küçükler… Yanınıza böcek ya da sinek kovucu almayı ihmal etmeyin. Çantanızdan malzeme ya da giysi alacaksanız önce bakın sonra alın. Giysilerinizi ya da ayakkabılarınız giymeden önce muhakkak kontrol edin. Alerji durumlarınız değişiklik gösterebileceği için arı ya da yılan sokması durumunda hemen en yakın sağlık kuruluşuna gidin.

Fotoğraf: Serpil Kurtay

10. ÇÖPLERİ NE YAPMALI?

Galiba şimdiye kadar yazıp çizdiklerimiz içinde en önemli soruna geldik. Tedbirlerimizi aldığımız için harika bir kamp yaptık, süper vakit geçirdik ve artık evimize dönmek üzere yola çıkıyoruz… Peki, neyi unuttuk! Çöplerimizi toplamayı…

Maalesef insanlar ne kadar eğitimli ya da bilinçli olsa da çevreye çöp atma ya da bırakma konusunda bu ülkenin daha çok yol alması gerekiyor. Ne kadar üzücü değil mi? Sonuçta siz buradaki güzellikler için kampa geldiniz ve orayı aynı güzellikte bırakmalısınız. Kamp alanını terk etmeden önce, izlerinizi yok ettiğinizden emin olun. Nereye giderse gitsin arkasında asla çöp bırakmayanlara ve çevreyi kirletmeyenlere ise bizden kocaman bir alkış!

Fotoğraf: Mustafa Nalbant