Bursa’nın Yenişehir ilçesine bağlı Kirazlıyayla köyünde bir süredir Meyra Madencilik adlı bir şirket tarafından köyün yanı başında yapımına başlanan Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık Barajı Projesi, bölgeyi tehdit ediyor.
Bölge halkı, kentteki sivil toplum örgütleri ve yaşam savunucularının itirazlarına rağmen yapımı süren tesis, 150 hanelik köye sadece 200 metre uzaklıkta yer alıyor.
Uzmanların çalışmaya başlaması halinde doğayı ve halk sağlığını olumsuz etkileyeceğini vurguladığı projeye karşı köyün kadınları eylemde.
Köylerinde maden istemeyen kadınlar, geçtiğimiz günlerde yaptıkları bir eylem sonrası gözaltına alınıp, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Semra Turan’a konuşan Yenişehir Çevre Platformu Sözcüsü Şafak Erdem, maden sahası olarak belirlenen bölgede çalışmaların 2013 yılında başladığını ve 2015 yılında hazırlanan ÇED raporu ile kapasite artışına gidildiğini söyledi.
Erdem, “2019’a gelindiğinde sadece maden değil, zenginleştirme tesisi atık barajı projesi de eklendi” dedi. Erdem, köylülerin 2018’de projeye karşı ilgili yerlere dilekçe sunduklarını ama olumlu yanıt alamadıklarını da ifade etti.
Köylülerin durumu çevrecilere bildirmesiyle yaşananların kamuoyuna yansıdığını belirten Erdem, bunun üzerine başlatılan mücadeleyi anlattı.
Erdem, hukuki sürecin devam ettiğini, o nedenle şu anda süren çalışmaların durdurulması gerektiğini vurguladı ve ekledi: “ÇED izni almış olabilirler. Bu durum her şeyin bittiği anlamına gelmiyor. Firmanın alması gereken daha birçok izin var. ÇED raporu o kadar yanlış hazırlanmış ki hukuksuzluklarla dolu. O nedenle bir an önce çalışmaların durdurulması gerekir.”
Bölgeye girişlerinin engellendiğini belirten Erdem, köye gelen suyun maden sahasında kaldığını, tarımın ciddi etkilendiğini, ağaçların kesildiği yerlerin mesire alanları olduğunu belirterek Kirazlıyayla’nın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu dile getirdi.
Erdem, köydeki kadınların mücadelesine dikkat çekerek, “Toprak bağı kadınlar için önemlidir. Bu nedenle korumaya çalışıyor. Kadınlar toprakları için kendilerini siper ediyor. Köylülerin kaybedeceği bir şey kalmamıştır artık. Yaşamak ve üretim yapmak için topraklarını korumak zorundalar. Bizlerde çevreciler olarak sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.

Geçtiğimiz günlerde yaptıkları eylemde gözaltına alınıp serbest bırakılan kadınlardan Kaniye Karasu, yapımı süren tesis nedeniyle kendi köylerinde evlerine hapsolduklarını söyledi.
Köylerini abluka altına alan jandarmaların köyün içinde gezmelerine izin vermediği gibi iki kadının yan yana gelmesine dahi izin vermediğini belirten Karasu, madene çıktıkları gibi kendilerine para cezası kesildiğini de ifade etti.
“Toprağıma, doğama, onuruma dokunma” dediği için kendisini adliyede bulduğunu ifade eden Karasu, “Ölsek de topraklarımızı maden şirketlerine vermeyeceğiz” diye konuştu.
Köylülerden Hatice Kara da, maden istemediğini belirterek, “Bizim sağlığımız bu kadar mı hiçe sayılıyor? Kendi köyümüzde ‘terörist’ muamelesi görüyoruz? Adım başı asker. Ne yaptık da bu kadar baskı altına alınıyoruz. Biz nasıl mahkeme kararını bekliyorsak, şirkette beklesin. Topraklarımızdan ellerini çeksinler çalışmalar durdurulsun” ifadelerini kullandı.
Köylerinin madenle birlikte yaşanılmayacak bir hale getirildiğini söyleyen Emine Çip ise, kendi köylerinde dışarı bile çıkamamalarına öfkeli olduğunu belirterek şunları söyledi:
Kaynak: KARINCA
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()