İngiltere’ye servet aktarımı!

İngiliz Actis’e satıldığı duyurusuna karşın ortaya atılan iddialar, Actis’in bu satış işlemine ‘sadece aracılık mı etti?’ sorusunu gündeme getirdi. Eğer Limak’ın İngiltere’de kurduğu bir şirkete devrinin yapıldığı doğru ise bu işlemin mal kaçırma işlemi olduğu gerçeğinden başkaca bir açıklaması bulunmuyor. Milletvekili Mehmet Aslan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Göz göre göre ülkemizden yurt dışına servet aktarımı gerçekleşmekte ve kamu idareleri bu duruma göz yummaktadır” sözleri Limak’ın bu güne kadar iktidar sayesinde nasıl bir büyüme sağladığını tekrar hatırlamamıza neden oldu.

AKP ile kol kola

Dünyada en fazla kamu ihalesi alan 10 şirketten biri olan ve sürekli dillendirilen 5’li çete olarak anılan şirketlerin içinde yer alıyor. TEKEL ve çimento fabrikalarının özelleştirilmesi sonrasında giderek artan zenginliğini, elektrik santralleri ve büyük inşaat ihalelerini alarak katladı. Daha sonra ise AKP’nin mega projelerini yürüten holding patronu Nihat Özdemir, AKP ile kol kola girerek ihale zenginlerinden biri haline geldi. Mey İçki’yi 292 milyon dolara satın alan Limak’ın ödediği rakam TEKEL’in stoklarından bile azken çok sayıda taşınmaz ile üretim tesislerini uhdesine geçirdi. Bir süre sonra 292 milyon liraya aldığı Mey İçki’yi ABD’li bir şirkete, 810 milyon dolara sattı.

Limak her taşın altında

Özelleştirmeleri çok iyi değerlendirdiklerini söyleyen Özdemir, bununla da yetinmedi, AKP desteğiyle çok sayıda elektrik üretim santraline ve aynı zamanda doğa katliamına imza attı. Bunu Sabiha Gökçen Havalimanı’nın işletme hakkı takip etti. Üçüncü havalimanı projesinde ve diğer havalimanı inşaatlarında da yerini korudu Limak. AKP bir mega projeye giriyorsa, Cengiz ve Kolin’in hemen yanında hep Limak’ın adı yer aldı. Özdemir’in patron kimliğinin yanı sıra bir diğer özelliği “futbol camiası”na olan yakınlığı oldu. Fenerbahçe yöneticiliği sonrası bu kez Yıldırım Demirören’den boşalan Türkiye Futbol Federasyonu’nun başına geçen Özdemir, burada da AKP’nin sözcülüğünü yapan isim oldu.

İşçi ölümleri

17 Aralık 2010’da Siirt’in Aydınlar ilçesinde yapımı devam eden Alkumru Barajı ve HES’te çalışan bir işçi, elektrik çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Bu ölüme Limak’ın patronu Nihat Özdemir’in, barajın 3 yılda bitirilmesini dünya rekoru olarak övündüğü güvencesiz çalışma koşulları neden oldu. 4 Ağustos 2010’da Limak’ın inşa ettiği Aydın İkizdere Barajı’nda dönemin Başbakanı R.T. Erdoğan tarafından açılışı öncesi, erken olduğu belirtilmesine rağmen deneme amaçlı su bırakılması sırasında bir işçi boğularak ölmüştü. Yine Siirt’in Kurtalan ilçesinde LİMAK Holding’e bağlı Kurtalan Çimento Fabrikası’na ait taş ocağında göçük meydana geldi. Meydana gelen göçükte Siirt Gökçebağ beldesi nüfusuna kayıtlı Hikmet Aydın adlı işçi yaşamını yitirdi. Ayrıca yine Limak’ın yaptığı, Ankara Beypazarı Barajı şantiyesinde göçük altında kalan işçi İrfan Börklü hayatını kaybetmişti. 3. Havalimanı şantiyesinde ise onlarca işçi yaşamını yitirirken birçok ölüm gizlendi.

Doğa katliamları

İşletmelerinin tamamında büyük bir doğa kıyımı yaşanırken, en son Limak ve İbrahim Çeçen Holding ortaklığında İkizköy-Kemerköy Termik Santrallerinde kullanılmak amacıyla kömür madeni için farklı maden sahalarının birleştirilerek devasa büyüklük haline getirilen ve daha da büyütülmek istenen orman katliamı ortaya çıkmıştı. Muğla’nın akciğerleri olan Akbelen Ormanlarında maden sahasını genişletmek amacıyla ağaç katliamı başlatıldı. Ancak bu kez karşılarına bölgedeki köylüler çıktı ve asırlık kızıl çamların katledilmesini engellemek için aylardır şirkete karşı nöbet tutuyor. Bu süreçte yine aynı bölgenin farklı noktasında, en az 200 yıllık tarihi geçmişi olan Işıkdere köyünü Linyit Maden Ocağı sahasını genişletmek için yerle bir ederek yıktı. Bu yıkımdan dinamitlenerek yıkılan köy camisi de nasibini aldı.

Kaynak: Yeni Yaşam

 

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…