Pandemi Gündemi

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Dokümantasyon Merkezi, “11 Mart 2020 ile 28 Şubat 2022 Tarihleri Arasında Kovid-19 Salgını İle İlişkili Hak İhlalleri Raporu”nu yayımladı. Rapordan öne çıkan veriler şöyle oldu.

  • 28 Şubat 2022 itibarıyla 94 bin 445 kişi yaşamını yitirdi, toplam vaka sayısı 14 milyon 89 bin 456 oldu. 536 sağlık çalışanı yaşamını yitirdi. Cezaevlerinde en az 17 mahpus yaşamını yitirdi.
  • İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) raporlarına göre en az 1398 işçi Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi.
  • Kovid-19 salgını kapsamında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarına uymadıkları ya da alınan tedbirleri ihlal ettikleri gerekçesiyle kolluk güçlerinin açtığı ateş sonucu 2 kişi yaşamını yitirdi.
  • Tedbirlere uymadıkları gerekçesiyle 25 ayrı olayda 4’ü çocuk 49 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldı, en az 5 kişi yaralandı. 25 olayın 19’unda fail polis, 5’inde fail bekçi ve 1’inde ise zabıta oldu.
  • Kovid-19 ile ilgili paylaşımlar nedeniyle en az 7 bin 128 sosyal medya hesabı incelendi, 496 kişi gözaltına alındı ve 10 kişi ise tutuklandı.
  • Yaptıkları haberler ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle 11 gazeteci ve 1 fotoğraf sanatçısı gözaltına alındı, tutuklanan gazeteci sayısı ise 1 oldu.
  • Kovid-19 salgını ve bu kapsamda alınan önlemlere ilişkin mahkeme kararlarıyla erişim engeli getirilen haber sayısı 193 oldu.
  • Programlardaki ifade ve yorumlar gerekçe gösterilerek Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından 1 televizyon kanalına 3 kez program durdurma cezası, 1 televizyon kanalına ise idari para cezası verildi.
  • 3’ü Tabip Odası 2’si Baro olmak üzere 5 kurum hakkında soruşturmalar açıldı, tabip odalarından 2 yönetici gözaltına alındı. Ayrıca bir kurumun 17 üyesine soruşturma açıldı.
  • Kovid-19 ile ilgili yaptıkları açıklamalar gerekçe gösterilerek 2 milletvekili hakkında soruşturma açıldı.
  • Gerekçeleri arasında “Koronavirüs salgınının yayılmasının önlenmesi”nin de bulunduğu eylem ve etkinliklerin yasaklanmasına dair mülki idarelerin kararlarının sayısı 271 oldu.
  • 11 il ve 2 ilçede eylem ve etkinlikler doğrudan Kovid-19 gerekçesiyle yasaklandı, 17 ilde eylem ve etkinliklere katılım için giriş ve çıkışlar sınırlandı, 1 ilde genel kurullar da dahil olmak üzere geniş katılımlı etkinlikler ertelendi.
  • Ayrıca 26 etkinlik Kovid-19 salgını gerekçe gösterilerek mülki idare amirleri tarafından yasaklandı.
  • Kovid-19 salgınına yönelik önlemlere dair eleştirel eylemler, salgın ile ilgili bilgilendirici etkinlikler ve yaşamını yitiren sağlık çalışanlarını anmak için etkinlikler de dahil olmak üzere 16 etkinliğe kolluk güçleri müdahale etti, 85 kişi gözaltına alındı, 33 kişiye para cezası verildi.
  • Çeşitli amaçlarla yapılan 14 barışçıl toplantı ve gösteriye ise Kovid-19 gerekçe gösterilerek müdahale edildi. Müdahalelerde gözaltına alınan toplam 666 kişiye salgın ile ilgili tedbirlere uymadıkları gerekçesiyle uygulanan para cezası toplam 1 milyon 820 bin 900 Türk Lirası oldu.
  • Salgın döneminde ihtiyaç sahiplerine yönelik yardım kampanyaları, örgütlenme ve dayanışma çalışmalarına yönelik müdahalelerde en az 14 kişi gözaltına alındı. 

Pandeminin Seyri

Omicron varyantı tüm dünyada etkisini sürdürüyor. Omicron varyantının yarattığı patlama ile küresel düzeyde toplam vaka sayısı 456 milyon 313 binin,  Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 6 milyon 57 binin üzerine çıktı.   Aktif hasta sayısı düşüş eğilimine girse de hala yüksek, 60 milyon civarında. Yüksek aktif hasta sayısı bulaş tehdidinin hala ciddi olduğunu gösteriyor. 

Dünya genelinde Ocak ayı sonu başlayan vaka sayısında azalış eğilimi devam ediyor. Son 24 saatte küresel yeni vaka sayısı 1 milyon 252 binin üzerine çıkarken, Covid-19’a bağlı ölüm sayısı ise 4 bin 509 kişi oldu. Ülkelere göre vaka sayısı şöyle: Güney Kore (383.7 bin), Almanya (145.3 bin),  Fransa (72.4 bin), Hollanda (60 bin), Japonya (56.5 bin) ve İtalya (53.8 bin). 

Türkiye’de ise vaka sayısındaki düşüş eğilimi devam etti. Son 24 saatte 20 bin 465 kişiye Covid-19 tanısı kondu. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 132 kişi.  Toplam vaka sayısı 14 milyon 534 binin üzerine çıkarken toplam can kaybı 96 bin 349 kişiye yükseldi. Test yaptırma konusunda gevşemelere rağmen yapılan PCR testi sayısı hala oldukça yüksek: 320 bin civarında. Vaka sayısında azalma aktif hasta sayısına da yansıdı. Resmi istatistiklere göre bile 330 bin civarında aktif hastaya sahibiz. Bulaştırma potansiyeli olan aktif hasta sayısının oldukça yüksek olduğunu not etmeliyiz.    

Hafta sonu sağlık hizmetlerine erişim, test yaptıramama, bildirim sorunları (yetersiz bildirim ve bildirim yapmayan ülkeler) nedeniyle gerçek tabloyu görmüyoruz. Bu durum pazartesi günlerine de yansıyor. Bu nedenle pandeminin seyrini değerlendirirken haftalık vaka ve ölüm sayıları daha çok dikkate alınıyor. 

***

Son 7 günün ortalaması olarak Covid-19 ölüm sayıları düşüş devam ederken vaka sayısı yeniden yükselişe geçti. 30 Ocak 2021 tarihinde haftanın ortalama günlük vaka sayısı pik yaparak 3 milyon 383 bine dayanmıştı. Bu tarihi takiben düşüş eğilimi başladı, önceki hafta 1 milyon 429 bin 328 kişiye kadar düştü, fakat geçtiğimiz haftanın ortalama vaka sayısı yeniden yükselişe geçerek 1 milyon 528 bine dayandı. Ölüm sayısında seyir biraz daha farklı oldu: Yedi günün ortalama günlük ölüm sayısı 8 Şubata kadar artışını sürdürerek 10 bin 840 kişiye yükseldi. Bu tarihten sonra düşüşe geçti. Geçtiğimiz haftanın düşüş devam etti, bir önceki hafta  6 bin 925 kişi olan ortalama günlük ölüm sayısı  6 bin 30 kişiye geriledi. 

Küresel haftalık vaka ve ölüm sayıları ise şöyle: 

Bir önceki haftaya göre değişim
Kıtalar Son 7 gündeki vaka sayısı Son 7 gündeki ölüm sayısı Vaka sayısı Ölüm sayısı
Dünya 10,693,172 42,209 + %4 – %17
Avrupa 4,754,942 14,642 + %6 – %18
Kuzey Amerika 359,305 9,239 – %24 – %24
Asya 4,663,396 12,498 + %6 – %7
Güney Amerika 506,517 5,082 – %5 – %14
Afrika 40,404 943 – %32 – %42
Türkiye 208,022 970 – %41 – %28

Yukarıda tabloda görüldüğü gibi dünya genelinde geçtiğimiz hafta vaka sayısında  %4 artış görülürken  ölüm sayısında (-%17)  ciddi azalma devam etti. Vaka sayısında yükseliş Avrupa ve Asya kıtası ile ilgili. Ölüm sayısında tüm kıtalarda düşüş devam ediyor..

Güney Kore (+%44), Almanya (%20), Vietnam (+%16), Hollanda (+%42), Fransa (+%21), İngiltere (+%21), İtalya (+%19), Brezilya (+%10), Avusturya (+%39) ve Avustralya (+30) vaka sayısının artışa geçtiği ülkeler arasında. 

Yine küresel düşüş eğilimin aksi ölüm sayısının da yükseldiği ülkeler var. Güney Kore (+%50), Almanya (+%1), Hollanda (+%44), İngiltere (+%28) ve Hong Kong (+%63)…

Türkiye’de geçtiğimiz hafta vaka sayısında %41 ve ölüm sayısında %28’lik ciddi azalma gözlendi. Düşüş eğilimi test pogziiflik oranına da yansıdı. Tıpkı küresel de olduğu gibi ülke içinde de bölge ve illerimizde pik görülmesi farklı zamanlarda gerçekleşeceğine dikkat etmek gerekiyor. En erken pikin yaşandığı İstanbul’da vaka sayısı düşüşe geçse de diğer illerde artış eğilimi yeni yaşandı, henüz pikleri bile gerçekleşmiş durumda değil. Salgın kontrolünde en güçlü araç olan aşı için herhangi bir motivasyon hala gözlenmiyor, aksine her geçen gün daha da unutulur hale geldi. Hatırlatma dozu %42’ler civarında. Oysa hatırlatma dozu yüksek olan ülkelerde ölüm hızında dramatik azalma olduğu bilimsel yayınlara yansıdı, hem de yaşlı nüfusunun) dolayısıyla riskli kişilerin) fazla olmasına rağmen. Resmi istatistiklerde dahi ölümlerdeki azalma o kadar hızlı değil. Aktif hastaların bine yakını kritik olduğunu not edelim. Bu kişiler rakam değil, adı sanı olan birimizin annesi-babası-dedesi-ninesi olan kişiler. Önlenebilir bu ölümlere sessiz kalma en sorunlu alan olsa gerek. Salgının ülkeye yayılmasından önce başlayan ve sonrasında da devam eden hatalı salgın yönetimi (tercihler de denilebilir) önlenebilir bir çok ölümü de birlikte getirdi. İnsanların yaşam hakkı ihlal edildi. Kitlesel bu ölümleri sosyal cinayet olarak nitelemeye devam edeceğiz…

***

Türkiye’de iktidarın ve Sağlık Bakanlığının salgının başladığı dönemde sürekli olarak “Çok başarılıyız, aldığımız önlemler sayesinde salgın bize geç geldi” açıklamaları yaptığını anımsatan Yaman, aslında Türkiye’de ilk vakanın resmi tarih olan 11 Mart’ın çok öncesinde yaşandığını söyledi: “Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın 15 Mart’ta kovid-19’dan öldüğü belgelendi. Trabzon İl Sağlık Müdürü de kentteki ilk ölümün 16 Mart’ta gerçekleştiğini söylemişti. Enfekte olduktan 2-3 hafta sonra ölümün yaşandığını kabul edersek, bu da ilk vaka açıklamasının da sahte olduğunu gösteriyor.”

Ayrıca salgının tek tek vakalardan ziyade bir dalga şeklinde tırmanışa geçmesinin iktidarın açıkladığı tarihten iki hafta önce gerçekleştiğine işaret eden Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi, Yazılımcı Güçlü Yaman, “Fazladan ölümler 17-24 Mart arası artmaya başladı. Resmi ölümler de nisanın ilk haftası arttı. Bu da demek oluyor ki bizde Covid-19 enfeksiyonu şubat sonu tırmanışa geçmiş. Yani resmi açıklamadan en az iki hafta önce. Dolayısıyla salgının başından beri resmi verilerin sahte olduğunun bir kanıtı da bu” dedi. Sağlık Bakanlığının açıkladığı resmi rakamlara göre pandemi nedeniyle ölenlerin sayısı 95 bini aştı. Oysa Güçlü Yaman’ın belediyelerden elde ettiği veriler ve geçmiş yıllarla yaptığı kıyaslamalar, salgın döneminde yaşanan fazladan ölümlerin 270 bini aştığını gösteriyor. Türkiye’de salgındaki ilk vakanın da açıklanan tarihten çok önce gerçekleştiğini belirten Yaman, “Salgının başından beri resmi veriler hep sahteydi. Önceki yıllarla kıyasladığımızda iki yılda çeyrek milyondan daha fazla insan hayatını kaybetti” dedi. Güçlü Yaman’ın tespit ettiği rakamların gerçekliği, 2021 yılının kasım ayında, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından da doğrulanmış oldu. Vekiller her yıl haziran ayında ‘ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerini açıklayan TÜİK’in 2020 yılına ait verileri neden paylaşmadığını sordular. Koca’nın “TÜİK açıkladığında en az 2 hatta 3 kat olduğunu göreceğiz” sözleri itiraf niteliğindeydi. Bakan Koca, koronavirüsün bıraktığı hasarlardan dolayı gelecek 3 yıl boyunca mevcut ölümlerin 3-4 katı kayıp beklendiğini de söylemişti.

Salgın Kontrol Önlemleri

Aşılama sürecine ve Türkiye’deki aşı oranına dikkat çeken  TÜSAD, istatistiklere ilişkin şu bilgiyi verdi:

“Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerine göre dünyada toplam 10 milyar 704 milyon dozun biraz üzerinde aşı yapıldı. Geldiğimiz noktada ülkemizde 1.doz aşılama sayısı 57 milyon 721 bin, aşılama oranı yüzde 92 civarında.  2. doz aşılama sayısı 52 milyon 874 bin ve ikinci doz aşılama oranı da yüzde 85,18. Alışmanın etkisiyle 3. doz aşı yaptırma oranı çok daha düşük kaldı ve 27 milyon 324 bin 399 seviyesinde gerçekleşti. Bu arada Türkiye’de yerli aşı çalışmaları ivme kazandı ve yakın zamanda acil kullanım onayı alan TURKOVAC da kullanılmaya başlandı. Virüsten tam korunma için aşılamaların tam doz olarak yapılması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.”

***

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri İmmunoloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Bulut, dünyadaki aşılama oranına dikkat çekti, “Şu an dünya nüfusunun sadece yüzde 54’ü aşılanmış durumda, bu nedenle önümüzdeki aylarda ve yıllarda yeni varyantlar ortaya çıkacak, bu kaçınılmaz. Eğer aşı patenti kaldırılsaydı ve aşıya erişim sağlanmış olsaydı şu an tüm dünyada pandemi sorunu ortadan kalkmış olacaktı. Bunu yapabilmenin koşulu da vardı ancak yapılmadı ve hala pandemiyle yaşamaya devam ediyoruz” dedi. Bulut, özellikle yoksul ülkelerdeki aşılama oranının çok düşük olduğunu söyledi ve ekledi: “Afrika veya diğer yoksul ülkelerde yeni varyantlar çıkabilir. Yoksul ülkelerde aşılama yapılmadığı için aşılama oranını en üst seviyeye çıkaran ülkelerde de virüs sürekli kendini gösteriyor bumerang gibi tekrar ediyor.  Mesela Suudi Arabistan aşılamayı yüzde 99’a çıkardı, Kanada yine aşılamanın çok yüksek olduğu bir ülke ama buna rağmen hastalık görülebiliyor.” Ayrıca Türkiye bu şekilde toplumsal bağışıklık sağlayabileceğini düşünüyor. Ama şu unutuluyor; hastalığı geçirenlerde oluşan antikor sadece o varyanta karşı koruyor, bu durum aşılamada da böyle oluyor. Yani yeni bir varyant geldiğinde ona karşı bağışıklık sağlamada ya da korumada daha yetersiz kalıyor. Moderna, Pfizer, Sputnik aşılarının tamamında koruyuculuk yeni çıkan varyantlarda düştü. Aşıları geliştirme yoluna gittiler.  Yani tedbirler kaldırılarak bağışıklık sağlanmış olmayacak.”

***

Hong-Kong gibi hem yeterince aşı yapılmamış, hem de ilk dalgalardan çok etkilenmemiş toplumlarda aşırı artan vaka ve ölüm sayılarıyla tam bir felaket yaşandığıan dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, “Genel olarak pandemiden ve Omicron’dan en az zarar görenler ise, aşılama dönemi dahil tüm süreçte  çok sıkı mesafe, maske, izolasyon, karantina, hareketin azaltılması  gibi önlemleri uygulayan, aşı çıktıktan sonra da toplumun yüzde 85’ini aşılayıp, özellikle risk gruplarında olmak üzere hatırlatma dozlarını da yapan Yeni Zelanda gibi ülkeler oldu. Ülkemizde ise şu anda hem vaka sayısı, hem ölüm sayıları, hem de test pozitiflik oranları yüksek seyrediyor. Bunun en önemli nedenleri, Delta dalgasından itibaren aşı dışı önlemlerin çok azaltılmış olması, aşılamada ise hem ilk serilerde, hem de hatırlatma dozlarında istenilen seviyelere ulaşılamamış olması, ek olarak Omicron için yeterince etkili olmayan inaktif aşıları yaptırmış çok sayıda kişinin bulunmasıdır. Bu nedenle şu anda yapılması gereken, öncelikle yaşlı ve riskli gruplarda olmak üzere mRNA aşılarıyla primer aşılama ve hatırlatma dozlarını tamamlamak, çocuklarda hızla aşıyı gündeme almaktır” diye konuştu.

SARS-COV2

Deltacron, Delta ve Omicron’dan elementler içeren bir corona virüsü varyantı. Başka bir deyişle ‘rekombinasyon virüs’ olarak her iki varyanttan da genler taşıyor. Britanya’daki Warwick Üniversitesi’nden virolog Prof. Lawrence Young bu tür varyantların birden fazla varyantın bir insanı enfekte edip çoğalması sonucu ortaya çıktığını anlattı: “Deltacron aynı popülasyonda dolaşan hem Delta hem de Omicron varyantlarının bir ürünü.” Şimdiye kadar çok az sayıda Deltacron vakası tespit edilse de varyantın ne kadar ağır hastalığa neden olduğu veya aşıların buna karşı ne kadar iyi koruma sağladığı hakkında henüz yeterli veri bulunmuyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün baş bilim adamı Soumya Swaminathan, salı günü konuyla ilgili şöyle tweet atmıştı: “İnsanlarda veya hayvanlarda, SarsCoV2’nin birden fazla dolaşım varyantı ile rekombinasyon olayların meydana gelebileceğini biliyoruz. Bu virüsün özelliklerini belirlemek için deneyleri beklemek gerekiyor.” Prof. Young da aynı fikirde: “Bu rekombinasyonun bulaşıcılığı ve aşının neden olduğu bağışıklık korumasından kaçma yeteneği açısından davranışına dikkat etmemiz gerekiyor. Bu aynı zamanda genetik dizilim takibini sürdürmenin de önemini gösteriyor. Virüs, özellikle aşılanmamış popülasyonlarda ve aşıya bağlı bağışıklığı azalan insanlarda dolaşmaya devam ettikçe, rekombinasyon yoluyla oluşanlar da dahil daha fazla varyant görme olasılığımız çok yüksek.”

Not: Dünya ve Türkiye Covid-19 istatistiklerini Worldmeter sitesine göre vermeye devam ediyoruz. Her gün paylaştığımız veri bir gün önceye ait olup ülkelerin bildirimlerine göre şekilleniyor. Veriyi her gün sabit saatte (sabah 07.00-8.00) alıyoruz.

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…