Avrupa Birliği ülkelerinin Afrika ülkelerine bağışladıkları korona aşısından çok daha fazlasını, tarihi geçtiği için çöpe attığı öğrenildi. Halkın Aşısı (The People’s Vaccine) adlı ittifakın açıklamasına göre Avrupa ülkelerinin Afrika’ya gönderdikleri aşı miktarı 30 milyon doz civarında. Avrupa’da şubat ayı sonuna kadar tarihi geçtiği için çöpe atılacak olan aşı miktarı ise 55 milyon doz.
***
Covid-19’a karşı ilk aşıyı Pfizer ile üreten Alman biyoteknoloji firması BioNTech, Afrika’da mRNA tabanlı aşıların üretimi için nakliye konteynerlerinden yapılmış aşı fabrikası geliştirdi. BioNTech, Afrika’da mRNA tabanlı aşıların üretimi için gerekli ekipmanla donatılmış “nakliye konteynerlerini”, Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus ve Senegal, Gana ve Ruanda devlet başkanlarının katılımıyla Almanya’nın Marburg kentinde tanıttı. BioNTech yetkilileri, söz konusu tanıtımda, toplamda 6 adet 40’lık konteynerden oluşan sistemin “BioNTainer” olarak adlandırıldığını açıkladı. Sistemin gelecekte kolaylıkla genişletilebileceği ve kullanıma sunulduğunda Afrika’da yaygın olarak görülen sıtma veya tüberküloz gibi diğer hastalıklara karşı mRNA tabanlı aşı üretmek üzere ayarlanabileceği belirtildi. Afrika’da mRNA üretim tesisi üzerindeki çalışmalara 2022’nin ortalarında başlanacak ve Alman şirketin ilk konteyner fabrika modülü Senegal ve Ruanda’ya yılın ikinci yarısında ulaştırılacak. Söz konusu tesislerde üretilecek aşıların Afrika ülkelerinde kâr amacı olmadan düşük bir fiyatla satılması bekleniyor. Yüksek kâr açıklayan BioNTech, yoksul ülkelerde üretim için Covid-19 aşı patentlerini askıya almaya karşı olması nedeniyle eleştirilerin odağında bulunuyordu. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Afrika’da nüfusun sadece yüzde 11’i Covid-19’a karşı aşılanmış durumda.
***
Moderna CEO’su Stephane Bancel, pandeminin son aşamalarına gelindiğini düşünmenin ‘makul bir senaryo’ olduğunu söyledi. Bancel, ”Omicron evrimleştikçe daha az öldürücü virüsler görme ihtimalimiz yüzde 80. Ancak diğer yandan yüzde 20 ihtimalle de olsa daha öldürücü bir mutasyon görme riskimiz var. Omicron fazla öldürücü olmadığı bir dünyada kendimizi şanslı hissetmemiz gerekiyor ancak yine de her gün binlerce insanın öldüğünü görüyoruz” dedi. Şirketi sattığı aşılar sayesinde kar rekoru kıran Bancel “Bu virüs grip gibi sonsuza dek bizimle kalacak, biz de bununla yaşamayı öğreneceğiz” dedi.
Omicron varyantı tüm dünyayı sallamaya devam ediyor. Omicron varyantının yarattığı patlama ile küresel düzeyde toplam vaka sayısı 418 milyona dayanırken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 5 milyon 868 binin üzerine çıktı. Aktif hasta sayısı düşüş eğilimine girse de hala yüksek, 70 milyon 693 binin üzerinde. Yüksek aktif hasta sayısı bulaş tehdidinin hala ciddi olduğunu gösteriyor.
Son 24 saatte dünya genelinde yeni vaka sayısı 2 milyon 102 binin üzerinde, Covid-19’a bağlı ölüm sayısı ise 11 bin 348 kişi. Ülkelere göre vaka sayısı şöyle: Almanya (234.9 bin), Rusya (179.3 bin), Brezilya (147.3 bin), ABD (114.7 bin), Fransa (98.7 bin), Türkiye (94.2 bin), Güney Kore (90.4 bin), Japonya (79.9 bin), Endonezya (64.7 bin), Hollanda (63.9 bin), İtalya (59.7 bin) ve İngiltere (54.2 bin).
Türkiye’de ise 94 bin 179 kişiye Covid-19 tanısı kondu. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 271 kişi. Toplam vaka sayısı 13 milyon 174 bine dayanırken toplam can kaybı 91 bin 388 kişiye yükseldi. PCR test zorunluluğunun kaldırılmasına rağmen günlük test sayısı 463 binin üzerinde. Aktif hasta sayısında artış eğilimi tersine döndü, resmi istatistiklere göre bile 815 binin üzerinde aktif hastaya sahibiz. Bulaştırma potansiyeli olan aktif hasta sayısının oldukça yüksek olduğunu not etmeliyiz.
***
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın paylaştığı güncel verilere göre, Koronavirüs vakalarının en çok arttığı 10 ilden 8’i, Karadeniz Bölgesi’nde bulunuyor. Samsun, Tokat, Ordu, Artvin, Giresun, Karabük, Amasya ve Çorum’da yoğun bakım ünitelerinin sayıları artırıldı. Rize’de 3 olan yoğun bakım ünitesi sayısı, vaka yoğunluğu nedeniyle 5’e çıkarıldı. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, güçlü aile yapısı nedeniyle aile içi buluşmaların bölgede fazla yaşandığını belirterek, “Karadeniz Bölgesi’nde güçlü aile ilişkileri nedeniyle evlerde, mahallelerde, köylerde; komşu, akraba hep birlikte yeniliyor, içiliyor, kahvaltı yapılıyor. Toplu buluşmalardan uzak durulmalı çünkü bu buluşmalar sırasında içerlerinden biri pozitifse, bütün aileye ulaşmış oluyor. Ev ve aile içi buluşmalar hiç güvenli değil. Dikkatli olmak lazım” dedi.
Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Gökhan Demiral da yarıyıl tatili yoğunluğu ile iller arası seyahatlerin yansımalarının yaşandığını vurgulayarak, “Son 2 hafta verilerine baktığımız zaman 100 binde bin 350 gibi vaka pozitifliğimiz oldu. Dolayısıyla vatandaşlarımızı biraz daha tedbirli olup, maske mesafe, temizlik kurallarına uymaya ve aşılarını, rapel dozlarını yaptırmaya davet ediyoruz. Sanki hem Covid-19 hastalığına bağlı yatışlarda hem de yoğun bakım ihtiyacında sadece yaşlı hastalarda bulunuyormuş gibi algı hala var. Gerçek böyle değil. Bizim şu anda üç tane gebe hastamız Covid-19 servisinde yatmakta. Bugün itibarıyla bir tanesine yoğun bakıma almış bulunmaktayız. Covid-19 yaş ayrımı yapmıyor. Ayrım yaptığı şey, insanların bağışıklık düzeylerindeki farklılıklar” diye konuştu.
***
Bursa Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala ve Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Uzmanı Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, bu ölümlerin önlenebilir ölümler olduğuna dikkat çekerek, salgının bilimsel kurallarla yönetilmemesi ve alınmayan önlemler nedeniyle insanların hayatını kaybettiğini söyledi. Pala “Özellikle risk grubundakiler korunmalıydı. Hatırlatma dozları tamamlanarak eksik aşılı sayısı en aza indirilmeliydi. Test sayısı sınırlanmamalı, hızlı testler devreye sokulmalıydı. Bunların yanında diğer önlemlerde bırakılmamalıydı. Öte yandan Bakanlığın haftalık 100 binde vaka yoğunluğu da tüm Türkiye için hala çok yüksek riske işaret ediyor. Bu da salgının biraz daha süreceğini gösteriyor” dedi. Neden bu ölümler önlenebilirdi dediklerini Türkiye ile Portekiz, Küba ile ABD, Norveç ile İsveç’i aşılama, önlemler ve ölümler konusunda kıyasladıklarında bu ölümlerin önlenebilir olduğunu gördükleri bilgisini veren Pala “2 yıldır vurguladığımız gibi insanlarımız önlenebilir ölümlerden hayatını kaybediyor” diye konuştu. Yetkililerin aksine Omikron’u bir tsunami olarak niteleyen Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, Temmuz’un ikinci yarısından itibaren ölümlerin yükselmeye başladığını ve o günden sonra da hiç 100’ün altına düşmediğini söyledi. Ocak’tan itibaren ise ölümlerde bir artış başladığını belirten Doç. Dr. Yavuz “Önceki gün açıklanan 309 can kaybı 30 Nisan 2021’de yaşanan 394 can kaybına yakın. 2021 Eylül’ündeki 290 can kaybı zirvesinden ise fazla” dedi. Bunu öngördüklerini dile getiren Yavuz “Pandemide toplam can kaybımız resmi verilere göre 91 bini geçti. Ocak’tan bu yana 46 günde yaşanan 8.756 can kaybı ise toplam ölümlerin yüzde 10’ununa yakın. Temmuz sonra toplam 41 bin 385 can kaybı yaşanmış bu da toplam ölümlerin yüzde 46’sıdır” bilgisini verdi. Bunların sadece rakam değil insan olduğunu ve her gün yüzlerce eve ateş düştüğüne vurgu yapan Yavuz “Bu ‘kara kovid’ tablosudur. Görünen o ki bu ölümleri azaltmak için de bir önlem paketi ve strateji de yok. Türkiye’de kovid aşılarının devamlılığı da düşük. 1. doz aşısını yaptıran 58 milyonu aşkın kişinin yüzde 10’nu 2. doz aşısını olmamış. Eksik aşılılar ve hiç aşı olmayanlar da var. Bu da bizi Omikron gibi hızlı bulaşan bir varyant karşısında endişelendiriyor. Tüm bunlar bu ölümlerin salgın baskılanarak, önlemler alınarak engellenebileceğini gösteriyor” diye konuştu. Ölümlerin vaka yükselişinden belli bir süre sonra gerçekleştiğini hatırlatan Yavuz “Ayrıca ölümler eskisi gibi hızlı düşmeyecek. 300’lerden düşse bile bu ölümler çok kısa sürede azalmayacak” uyarısını yaptı.
Almanya’da hükümet, 20 Mart’a kadar Covid-19 önlemlerinin büyük bölümünü üç adımda kaldırmayı kararlaştırdı. Scholz, salgında her şeyin öngörüldüğü şekilde gelişmesi durumunda gelecek haftalarda daha iyi duruma gelineceğini belirterek, yoğun bakıma kaldırılan insanların azalmasında başarılı olduklarını kaydetti. Önlemlerle ayrıca insanların sağlığını korumanın ve tam kapanmayı önlemenin başarıldığını vurgulayan Scholz, “Baharın başlangıcına kadar şu anda Almanya’da geçerli olan kısıtlamaların çoğu üç adımda geri alınacak” diye konuştu.Covid-19 salgınının bitmediğine ve vaka sayılarının yüksek olduğuna işaret eden Scholz, dikkatli olmaya devam edileceğini kaydetti. Scholz, belirli koşullarda maske ve mesafe kuralının devam edeceğinin altını çizerek, halkı aşı olmaya çağırdı. Alınan önlemler şunlar:
Britanya’da yapılan bir araştırma, Covid aşısı olanlarda uzun Covid geçirme riskinin daha düşük olduğunu gösterdi. Uzun Covid yaşayanların da aşı olarak semptomları azaltabileceği belirtildi. İki doz Covid aşısı olan kişilerde, uzun Covid sendromu yaşama riskinin aşısızlara göre daha düşük olduğu görüldü. Uzun Covid sendromunda, Koronavirüs negatife döndükten sonra dahi yorgunluk, bai ağrısı, kollar ve bacaklarda güçsüzlük, saç kaybı, nefes darlığı, koku kaybı, akciğerlerde hasar gibi sorunlar devam edebiliyor. Araştırmada, uzun Covid sendromu yaşayan kişilerin de daha sonra aşı olduklarında semptomlarının azalabildiği belirtildi. Öte yandan aşıdan sonra uzun Covid semptomlarının arttığını söyleyen bir grup olduğu da aktarıldı.
Not: Dünya ve Türkiye Covid-19 istatistiklerini Worldmeter sitesine göre vermeye devam ediyoruz. Her gün paylaştığımız veri bir gün önceye ait olup ülkelerin bildirimlerine göre şekilleniyor. Veriyi her gün sabit saatte (sabah 07.00-8.00) alıyoruz.
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()