Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Perşembe günü yaptığı açıklamada, COVID-19 salgınının doğrudan veya dolaylı olarak 2020 ve 2021’de 14,9 milyon ölüme neden olduğunu söyledi. Bu, DSÖ’nün daha önce aynı 2 yıllık dönemde resmi kanallar aracılığıyla bildirildiğini söylediği 5,42 milyon COVID-19 ölümünün yaklaşık 2,7 katı. Hükümetlerin verdiği sayılarla gerçek ölüm sayıları arasında muazzam bir uçurum var. Bu uçurumun saptandığı ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. Salgının başlangıç dönemlerinde CHP’li 10 büyükşehir belediye başkanı yaptıkları ortak açıklamada belediyelere “Kurumlarımıza yansıyan günlük vefat rakamlarıyla, merkezi yönetimin her akşam yayınladığı sayılar arasında iki, üç kata varan farkları tespit etmek zorunda kalmanın huzursuzluğunu yaşıyoruz.” demişlerdi.
DSÖ raporunun ortaya koyduğu dört temel sapma
▶ Genel olarak, ölümler resmi raporlardakinden çok daha yüksek
DSÖ hesaplamasında, “aşırı ölüm oranı”nı ister COVID 19 kaparak doğrudan, isterse tedavi veya önleyici bakım olanaklarına ulaşamadıkları için dolaylı olarak hayatlarını pandemi nedeniyle kaybeden insanların tümünü hesaba katarak ölçmeyi amaçlıyor. Rakam ayrıca, yorumcuların pandeminin trafik ve seyahat kısıtlaması gibi geniş kapsamlı etkileri nedeniyle önlendiğini söyledikleri ölümleri de hesaba katıyor. Johns Hopkins Üniversitesi’nin COVID-19 izleyicisine göre, pandemide bildirilmiş toplam ölüm sayısı 6,2 milyon.
▶ Hindistan’ın bildirilenden çok daha derin bir kayıp yaşadığı görülüyor
DSÖ uzmanlarının bulgularıyla, resmi sayılar arasında kimi zaman son derece büyük bir uçurum olduğu görülüyor. Bu, özellikle DSÖ’nün pandemi nedeniyle resmi olarak bildirilenden milyonlarca daha fazla insanın öldüğünü söylediği Hindistan için geçerli. Hindistan, 2020 ve 2021’de 481 bin COVID-19 ölümü bildirmişti, ancak DSÖ veri analizi bölümü teknik sorumlusu William Msemburi Perşembe günü yaptığı açıklamada, 4.74 milyon ölümün doğrudan veya dolaylı olarak pandemiye atfedilebilir olmasına rağmen, ödenen bedelin çok daha yüksek olduğunu söyledi. Msemburi, rakamın 3,3 milyon ile 6,5 milyon arasında değişen geniş bir “belirsizlik aralığına” sahip olduğunu söyledi. Şaşırtıcı sayıların dayandığı veriler, pandeminin gerçek etkilerinin daha genişliğine kavranmasını sağlamayı öngörüyor. Bununla birlikte, bu bulgular aynı zamanda bildirilmeyen koronavirüs ölümlerinin hesaba nasıl dahil edileceğine ilişkin tartışmaları da alevlendiriyor. Örneğin Hindistan, DSÖ bulgularını reddediyor. Ülkenin sağlık bakanlığı Perşembe günü yaptığı açıklamada, Hindistan’ın “[ilan edilenden] fazla ölüm öngörülerinde matematiksel modellerin kullanılmasına şiddetle karşı çıktığını” belirterek, DSÖ’nün bunun yerine sunulan “gerçek veriler”e dayanması gerektiğinde ısrar ediyor.
▶ Ölümlerin en büyük bölümü 10 ülkede gerçekleşti
DSÖ araştırmasının ortaya çıkardığı bir başka gerçek, ölümlerin dünyaya eşit olarak dağılmamış olduğu. DSÖ aşırı sayıdaki ölümlerin yaklaşık yüzde 84’ünün üç bölgede Güneydoğu Asya, Avrupa ve Amerika’da yoğunlaştığını söylüyor. Aşırı sayıdaki ölümlerin yaklaşık yüzde 68’iyse yalnızca 10 ülkede tespit edildi. DSÖ’nün alfabetik sıralamasına göre bu ülkeler: Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya, Endonezya, Güney Afrika, Hindistan, Meksika, Mısır, Rusya ve Türkiye
DSÖ aşırı ölüm sayısının düşük gelirli ülkelerden çok, yüksek gelirli ülkelerde bildirilen COVID-19 ölümlerine yakın olduğunu belirledi.
▶ Birçok ülke hala güvenilir sağlık istatistiklerine sahip değil
DSÖ, resmi verilerdeki boşlukları doldurmak için tahminlerini elde etmek için istatistiksel modellere güvendiğini söylüyor.
Düşüşe geçse de pandemi hala devam ediyor. Omicron varyantının yarattığı patlama ile küresel düzeyde toplam vaka sayısı 516 milyon 370 binin üzerine çıkarken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 6 milyon 275 bine yaklaştı. Aktif hasta sayısı 39 milyon civarında.
Dünya genelinde yeni vaka sayısında azalış eğilimi devam etti.
Son 24 saatte yeni vaka sayısı 497 bin civarında, Covid-19’a bağlı ölüm sayısı ise 1,946 kişi oldu. Ülkelere göre vaka sayısı şöyle: Almanya (86 bin), ABD (77.1 bin), İtalya (43.9 bin), Fransa (40.2 bin), Avustralya (38.1 bin), Tayvan (36.2 bin), Güney Kore (26.7 bin), Japonya (21.4 bin), Brezilya (19.7 bin) ve İspanya (18.5 bin).
Türkiye’de ise vaka sayısındaki düşüş eğilimi devam etti. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 1,743 kişiye Covid-19 tanısı kondu. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 7 kişi. Toplam vaka sayısı 15 milyon 40 binin üzerine çıkarken toplam can kaybı ise 98 bin 826 kişiye yükseldi. Günlük PCR testi sayısı 135 bin civarında. Vaka sayısında azalma aktif hasta sayısına da yansıdı. Resmi istatistiklere göre aktif hasta sayısı 3 bin 362 kişiye kadar geriledi. Bu aktif hastaların hala 975’i ciddi, her nedense bu rakam çakıldı kaldı, aktif hasta düşmeye devam etmesi nedeniyle de aktif hastaların içerisinde ciddi hastaların payı %29’a yükseldi. Dünya genelinde aktif hastaların içinde ciddi hasta olanların sadece %0.1’i oluşturduğunun altını çizelim. Veri manüplasyonu hala devam ediyor.
Sağlık Bakanlığı, sağlık kurumlarında hastalara yatış öncesinde ya da sırasında, günübirlik işlem ve operasyonlar öncesinde tarama amaçlı PCR testi uygulaması kaldırıldığını duyurdu. Sağlık Bakanlığı, sağlık kurumlarında hastalara yatış öncesinde ya da sırasında, günübirlik işlem ve operasyonlar öncesinde tarama amaçlı PCR testi uygulaması kaldırıldığını duyurdu.
***
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nilüfer Tuğut, zamanla koronavirüse duyulan korkulun son zamanda azaldığını belirterek, vaka sayılarındaki azalışın tehlikenin geçtiği anlamını taşımadığını söyledi. Doç. Dr. Tuğut, “Koronavirüs dünyada hala insan öldürmeye devam eden bir pandemi olarak kendini gösteriyor. Uzun bir süreçten geçtik. Aynı zamanda artık bilinmezlik korkusu pek çok çalışmalar ve açıklamalarla bilinir hale geldi. Bu sürece hem alıştık hem de çok sıkıldık. Ama biraz daha sabır gerekiyor diye düşünüyorum. Henüz tam anlamıyla kurtulmuş değiliz. Sürekli çeşitli varyantlarla karşılaşıyoruz ve pandeminin tamamen endemiye dönüşmesi için, dünya ülkelerinin gündeminden çıkması gerekir” dedi
***
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nilüfer Tuğut, zamanla koronavirüse duyulan korkulun son zamanda azaldığını belirterek, vaka sayılarındaki azalışın tehlikenin geçtiği anlamını taşımadığını söyledi. Doç. Dr. Tuğut, “Koronavirüs dünyada hala insan öldürmeye devam eden bir pandemi olarak kendini gösteriyor. Uzun bir süreçten geçtik. Aynı zamanda artık bilinmezlik korkusu pek çok çalışmalar ve açıklamalarla bilinir hale geldi. Bu sürece hem alıştık hem de çok sıkıldık. Ama biraz daha sabır gerekiyor diye düşünüyorum. Henüz tam anlamıyla kurtulmuş değiliz. Sürekli çeşitli varyantlarla karşılaşıyoruz ve pandeminin tamamen endemiye dönüşmesi için, dünya ülkelerinin gündeminden çıkması gerekir” dedi
SARS-COV2
Not: Dünya ve Türkiye Covid-19 istatistiklerini Worldmeter sitesine göre vermeye devam ediyoruz. Her gün paylaştığımız veri bir gün önceye ait olup ülkelerin bildirimlerine göre şekilleniyor. Veriyi her gün sabit saatte (sabah 06.00-8.00) alıyoruz
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()