Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Küresel olarak şimdiye kadar 5,5 milyar doz Kovid-19 aşısı yapıldı. Ancak bunların yüzde 80’i yüksek ve orta üst gelirli ülkelerde uygulandı.” dedi. Ghebreyesus, DSÖ’nün, bu ay sonuna kadar her ülke nüfusunun yüzde 10’u, yıl sonuna kadar yüzde 40’ı ve 2022’nin ortasına kadar da yüzde 70’inin aşılanma hedefinin devam ettiğini belirtti. Yüksek gelirli ülkelerin neredeyse yüzde 90’nının yüzde 10 hedefine, yüzde 70’den fazlasının ise yüzde 40 hedefine şimdiden ulaştığına dikkati çeken Ghebreyesus, “Hiçbir düşük gelirli ülke her iki hedefe de ulaşamadı ama bu onların suçu değil.” dedi. Ghebreyesus, zengin ülkelerden ve aşı üreticilerinden mazeretler duyduklarını ifade ederek şöyle konuştu: “Aşı eşitliği hakkında çok şey konuşuldu, ancak çok az eylem yapıldı. Yüksek gelirli ülkeler 1 milyardan fazla doz bağış sözü verdi ama bu dozların yüzde 15’i gerçeğe dönüştü. Üreticiler, COVAX ve düşük gelirli ülkelere öncelik sözü verdiler. Daha fazla vaat istemiyoruz. Sadece aşıları istiyoruz. Şimdi boş vaatlerin değil gerçek liderliğin zamanıdır.”
***
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yaptığı açıklamada, “2 doz mRNA aşısı olan vatandaşlarımızın da ikinci doz üzerinden 5-6 ay geçtikten sonra hatırlatma dozuna ihtiyaç duyacakları öngörülmektedir” dedi. Koca, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) aşılarında hatırlatma dozunun önemine dikkat çekerken, “Nüfusunun tamamı aşılanan İsrail’de 6 ay sonra vaka sayıları hızla artış gösterdi. Yaklaşık 8 milyon nüfusta 10 bin civarında vaka görülmesi, bizim nüfusumuza oranlandığında 100 bin vakaya karşılık gelmekte. Türkiye’de hatırlatma dozu ihtiyacı tespit edilerek uygulamaya erkenden başlanmış, olası 100 bin vakalık etki 20 bin civarında günlük vaka ile sınırlanmıştır” dedi. Koca, “Hastanelere yatanların yüzde 90’a yakını aşı olmamış ya da aşısı tamamlanmamış kişiler” ifadesini kullanırken, aşı olmayan ve hatırlatma dozu sırası gelen vatandaşlara aşı olma çağrısında bulundu.
***
Türkiye’de salgın hala kontrol altına alınamadı. Yeni vaka bildirimi yüksek hızda devam ederken, günlük can kaybı artmaya devam ediyor. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 23 bin 914 kişi ve Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 262 kişi. Toplam vaka sayısı 6 milyon 567 bine yaklaşırken toplam can kaybı ise 58 bin 913 kişiye yükseldi. Günlük test sayısı 308 binin üzerinde. Aktif hasta sayısı yükselmeye devam ederek 500 binin altına indi, 483 bin 158 aktif hasta sayısına ulaştık. Yüksek aktif hasta sayısı bulaş tehdidinin devam edeceğini gösteriyor.
***
Çocuk Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doktor Semih Canpolat, hastaneye ağustos ayı içerisinde 1402 çocuğun Covid-19 şüphesi ile başvuru yaptığını belirterek, “Yapılan muayene ve testler sonucu 466 çocuğun testi pozitif çıktı. Hastaneye yapılan tedavilerinin ardından çocukların büyük bölümü sağlığına kavuşarak taburcu edildi. Şu anda 72’si klinik, 81’i yoğun bakım olmak üzere 153 çocuğun tedavisi sürüyor” dedi. Canpolat, yetişkin hastaların dışında çocuklarda da Covid enfeksiyonun görüldüğünü ve yatışlarının arttığına dikkat çekti. Canpolat, “Ailelerimiz bazı şeyleri kulaktan dolma biliyor. Ama genel olarak şunu söyleyebiliriz. Özellikle çocuk yaş grubunda biz biraz sıkıntı yaşıyoruz. İlk bir yıl anne sütünün öneminden bahsediyoruz. Emzirmenin aşıyla çok bir alakası olduğu ile ilgili çok net bir bilgi yok. Ama uzmanların ve bizlerin önerisi kişinin yarar zarar dengesini göz önünde bulundurarak aşı olması yönünde. Halkımız daha çok uzman arkadaşlara kulak versinler. Ailelere de çocuklarını korumaları açısından önce kendilerinin, daha sonra da çocuklarının aşı yaptırması yönünde uyarıda bulunuyoruz” diye konuştu.
***
Antalya’da Covid-19’a hamileyken yakalanan iki anne, doğumdan sonra hayatını kaybetti. Annelerden biri ikiz bebek dünyaya getirdi. Bebeklerden, birinde de Koronavirüs tespit edildi.
***
ABD’de geçen hafta teşhis edilen yeni tip Koronavirüs (Covid-19) vakalarının dörtte birinden fazlasını çocukların oluşturduğu açıklandı. Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) ve Çocuk Hastaneleri Birliğinin (CHA) haftalık raporunda geçen hafta 252 bine yakın çocuğun Covid-19’a yakalandığı bildirildi. Raporda, yaz başında azalan çocuk Covid-19 vakalarının geçen ay katlanarak arttığı ve 3 Ağustos-2 Eylül arasında ABD’de 750 binden fazla çocuğun Covid-19’a yakalandığı belirtildi. Buna göre çocuklar ülkedeki toplam vakaların yüzde 15,1’ini oluştururken geçen hafta bu oran yüzde 26,8 olarak gerçekleşti. Salgının başından beri Covid-19 teşhisi konulan çocuk sayısı ise 5 milyonu aştı.
***
ODTÜ hazırlık öğrencileri, üç dönemdir kapalı olan kampüste hazırlık binalarının eğitime hazırlanması gerektiğini söyledi. Üniversite yönetimine açık mektup yazan hazırlık öğrencileri kendilerinin de yüz yüze eğitime başlatılmasını istedi.
***
Bilim Kurulu toplantısının ardından yazılı açıklama yapan Koca, yüz yüze eğitimin değerlendirildiğini belirtti. “Okullarımızın, öğrencilerimizin durumunu yakından izleyerek tedbirleri güncelleyeceğiz” diyen Koca, şu an izleme ve tedbirleri uygulama sürecinde olunduğunu belirtti.
***
Aşı istatistiklerini tam ayrıntılı paylaşamıyoruz. TURCOVID19 sitesi, Sağlık Bakanlığı’nın anlık aşı verilerini paylaşımına 25 Ağustos 2021 tarihinde ara vermesi nedeniyle aşı istatistiklerini veremiyor. Tek adam rejimi her alanda şeffaflıktan vazgeçme eğiliminde. Yayımlanmayan istatistikler salgın kontrolü ile ilgili bilimsel değerlendirme yapmaya da engel.
8 Eylül saat 19:00 itibariyle son 24 saatte 753 bin 961 doz aşı uygulandı. Türkiye’de bugüne kadar, 50 milyon 648 bin 789 birinci doz, 39 milyon 298 bin 396 ikinci doz, 9 milyon 208 bin 878 üçüncü doz aşı uygulandı. 18 yaş üstü nüfusa göre birinci doz Türkiye ortalaması yüzde 81.60, ikinci doz ortalaması yüzde 63.31 oldu. Oysa sağlık otoriterleri tüm nüfusa göre aşı oranın hesaplanmasını öneriyor. Böyle ele alırsak birinci doz aşı oranı %60.6, ikinci doz ise %47 olduğunu görürüz. Buna göre salgını kontrol için hedeflenen nüfusun %70’inin ikinci dozu yaptırması hedefinin oldukça gerisindeyiz. Bölgeler ve iller arasında ciddi eştisizik devam ediyor. Mülteciler ve ötekileştirilen topluluklarda ne kadar aşı yapıldığı verisine ulaşamıyoruz. Dahası Delta varyantı nedeniyle bu oranın en az %85 olması gerektiği iddia ediliyor. Türkiye özgünlüğünde istatistik krtik bir konuda 2 doz Sinovac yapılanların ‘ikinci doz aşı oranı’ hesaplanmasına dahil edilmesi. Salgın kontrolü için iki doz Sinovac’ın yeterli olmadığı kabul ediliyor, bu nedenle bu kişilerin 3.doz aşı olunca (Sinovac ya da Biontech) hesaplamaya dahil edilmesi daha gerçekçi değerlendirmeyi sağlayacaktır. Özetle hızlı ve etkin bir aşı çalışması için tüm olanakların devreye sokulduğu bir aşı kampanyasına ihtiyacımız olduğu aşikar.
***
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, daha önce defalarca farklı tarih verilen yerli aşıda seri üretime iki ay içinde geçileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ocak ayında bir açılışta yaptığı konuşma sırasında “En geç nisan ayında kendi aşılarımızı da kullanıma hazır hale getirmiş olacağız” demişti. Bakan Koca da aynı dönemde yerli aşının nisanda devreye gireceğini, bu yüzden aşı alımlarında nisana kadar dozları sağlayabilecek şirketlerle görüştüklerini bildirmişti. Koca, mayıs ayında yaptığı açıklamada ise 3’üncü doz aşıların yerli aşıyla eylül ayında başlayacağını söylemişti. Yerli aşının etkinlik oranı sorulan Koca, şunları kaydetti: “Rapel (3’üncü) doz uygulamasını gönüllü grupta yapıyoruz. Rapel doz uygulamasının sonuçları zannediyorum üç-dört hafta içerisinde çıkmış olur, onları zaten söylemiş oluruz. Sinovac’la birlikte kıyaslamalı yapılıyor, o kıyası da görmüş olacağız”.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Salgın Çalışma Grubu’nun haftada bir kez yayımladığı “Salgında Merak Ettiklerimiz” programının 22’ncisi düzenlendi. Toplantıda TTB Salgın Çalışma Grubu Üyesi Doç. Dr. Aslı Davas konuştu. Pandemide gebelerin aşılanma sürecini anlatan Davas, “DSÖ, ‘Gebelikte aşılamanın faydaları, virüsün potansiyel risklerinden daha ağır basmaktadır’ diyor ve aşıların kullanılmasını öneriyor” dedi. Konuşmasına koronavirüsün gebeler için önemli riskler barındırdığını belirterek başlayan Davas, gebelikte geçirilen Kovid-19’un hem bebek hem de anne sağlığı için çok daha riskli olduğunu söyledi. Davas, bu riskleri anne ölümü, gebelik tansiyonu, erken doğum olarak sıraladı. Delta ve Alfa varyantlarının gebeler üzerindeki etkisine de değinen Davas, aşılama ve bununla birlikte bağışıklamanın artmasının hastalığı ve gebe ölümlerini engellemede önemli bir etmen olduğunu söyledi. Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi’nin (CDC) 11 Ağustos 2021’de yayımladığı Delta varyantına karşı gebelerin aşılanması hakkındaki açıklamaya da değinen Davas, konuşmasında bu alanda yapılan uluslararası çalışmaları aktardı. Aşıların yan etkileri konusunda yapılan araştırmaların devam ettiğini ancak eldeki bulguların, aşıların yan etki bakımından gebelerin sağlığına zarar verecek özellikte olmadığını kaydeden Davas, “Elimizdeki veriler, aşıların doğurganlığı etkilemediğini, aşılanan gebelerle, gebe olmayan kadınların benzer yan etkiler gösterdiğini gösteriyor. Dolayısıyla aşı takvimini tamamlamak hem hastane yatışlarını hem de ölümleri önlemek açısından önemli” dedi.
***
Önceki gün özel bir hastanede de Covid-19 aşısı olmayan kişilere para karşılığı aşı kartı oluşturulduğu ve sisteme aşı olmuş gibi kayda girildiği ihbarı üzerine 6 şüpheli gözaltına alındı. Prof. Dr. Uzbay, “Bir süredir sahadaki sağlıkçı arkadaşlardan kendilerine bu tür teklifler geldiği şeklinde haberler duyuyorduk ve bunları pek de önemsemiyorduk. Ancak rüşvet karşılığı aşı ve PCR testi yapıldığı haberleri sosyal medyada da hızla yayıldı. Bunların doğru olmamasını temenni etmekle ve sağlık personelinin asla böyle iğrenç bir işe alet olmayacağını düşünmekle beraber bu haberleri ciddiye almak ve böyle bir girişim olsun olmasın kesinlikle bu konuda ciddi tedbirler almak zorundayız” diye konuştu. Uzbay, şu ifadeleri kullandı: “Birincisi, sağlıkçıların arasında da az da olsa aşı karşıtları var. Aşı karşıtlarının ne kadar gözü kara ve kural tanımaz şekilde davranarak başkalarının sağlığını hiçe saydıklarını sosyal medya başta olmak üzere çeşitli platformlarda net bir şekilde görüyoruz. Burada para ilişkisine de gerek yok. Pekala aralarında bir dayanışma oluşturup aşı ve PCR meselesini kolaylıkla halledebilirler. İkincisi ise insan faktörüdür. Maalesef denetimin yeterli olmadığı her yerde yüksek kazanç vaat eden tekliflerin az da olsa kabul edicileri olabilir. Dolayısı ile bu söylentileri ya da haberleri ciddiye almakta yarar var.”
***
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, sahte aşı kartı veya PCR test sonucunu kullanmanın sadece belgede sahtecilik suçunu değil bazı durumlarda “öldürme” veya “yaralama” suçlarını da oluşturabileceğini bildirdi. Sözüer, şöyle devam etti: “Sahte aşı kartı veya içeriği gerçek olmayan PCR test sonucu gösteren sahte belgelerin üretildiği olaylar meydana gelmektedir. Özellikle vurgulamak gerekir ki Sağlık Bakanlığının aşı kartını taklit ederek sahte aşı kartı düzenlemek resmi belgede sahtecilik suçudur. Bunu düzenleyen sağlık mesleği mensubu olduğunda öngörülen hapis cezası 8 yıla varabilmektedir. Negatif PCR test sonucunu gösterir belgeyi sahte olarak üretmek de yine belgede sahtecilik suçunu oluşturur. Ancak özellikle vurgulamak gerekir ki sadece sahte aşı kartı veya PCR test sonuç belgesini düzenleyenler değil, bunların düzenlenmesini isteyen ve kullananlar da ceza hukuku bakımından sorumlu olacaklardır. Kişi azmettirmemiş ama bilerek sahte aşı kartı veya sahte PCR test sonucunu kullanmışsa onun da ceza hukuku sorumluluğu doğacak ve cezalandırılacaktır. Sahte aşı kartı veya PCR test sonucunu düzenleyen sağlık görevlisi olmasa da örneğin kişi kendisi düzenlese ve kullansa da belgede sahtecilik suçundan sorumlu olur. Şayet sahte aşı kartı için kamusal görev yapan sağlık çalışanına maddi menfaat sağlanmış ise bu durumda ‘rüşvet’ suçu söz konusu olur. Bu halde rüşveti veren hakkında da alan hakkında da mahkumiyete hükmedilir. Sahte aşı kartı veya PCR test sonucu belgesi için verilen paralar müsadere edilir. Bu suçlardan mahkum olanlar, kamu görevi yasağı gibi pek çok hak yoksunluğu güvenlik tedbiri olarak uygulanır.” Prof. Dr. Sözüer, sahte PCR test sonucu verenin özel bir sağlık kuruluşu olması halinde bunu bilen yöneticilerinin de cezalandırılacağına ve bu kuruluşun faaliyet izninin iptal edilerek kapatılabileceğine dikkati çekti. Bu kuruluşun elde ettiği haksız kazancın da müsadere edileceğini ifade eden Sözüer, şunları kaydetti: “Sahte aşı kartı veya PCR test sonucunu kullanmak sadece belgede sahtecilik suçuna değil bazı durumlarda ‘öldürme’ veya ‘yaralama’ suçlarını da oluşturabilir. Örneğin kendinde virüs olduğunu biliyor ve sahte aşı kartı veya PCR test sonucu kullanıp iş yerine gidiyor ya da trene, uçağa biniyor, toplu yapılan etkinliklere katılıyor ve başkalarına virüs bulaştırıp onların Covid-19 hastası olmasına neden oluyor. Hastalık bulaşan kişi iyileşse bile bu halde yaralama suçu meydana gelir. Şayet virüs bulaştırılan kişi bu hastalık nedeniyle ölürse bu durumda da öldürme suçu oluşur. Bu hallerde taksirle veya bilinçli taksirle ya da olası kastla yaralama ve öldürme suçları gündeme gelecektir. Yaralama veya öldürme suçlarından da yine hem sahte belgeyi düzenleyen hem de kullananlar sorumlu tutulacaktır. Sahte PCR testini düzenleyen sağlık görevlisi bu belgeyi kullanan kişinin virüs bulaştırabileceğini ve bunun sonucunda başka kişilerin hasta olabileceğini ve ölebileceğini öngörmektedir. Bu nedenle o da öldürme veya yarama suçlarından sorumlu tutulur.”
***
Almanya’da Robert Koch Enstitüsü (RKI) Başkanı Lothar Wieler, “Mevcut aşılamayı büyük ölçüde artırmazsak, dördüncü dalga sonbaharda zirve yapabilir” uyarısında bulundu. Wieler, aşı olmayanların Covid-19’dan hastanelik olma ihtimalinin aşı olanlara göre 10 kat daha fazla olduğunu vurgulayarak, daha çok insanın aşılanmasının salgının sona ermesine yardımcı olacağına işaret etti. Covid-19 aşılarının, yılın ocak-temmuz döneminde yaklaşık 77 bin kişinin hastane ve 20 bin kişinin yoğun bakım ünitelerine yatışını önlediğini belirten Wieler, aynı dönemde aşıların 700 binden fazla yeni vakayı ve 38 bin ölümü de önlediğini belirtti. Wieler, aşı olmayanların Covid-19’dan hastanelik olma ihtimalinin aşı olanlara göre 10 kat daha fazla olduğunu vurgulayarak, daha çok insanın aşılanmasının salgının sona ermesine yardımcı olacağına işaret etti. Covid-19 aşılarının, yılın ocak-temmuz döneminde yaklaşık 77 bin kişinin hastane ve 20 bin kişinin yoğun bakım ünitelerine yatışını önlediğini belirten Wieler, aynı dönemde aşıların 700 binden fazla yeni vakayı ve 38 bin ölümü de önlediğini belirtti.
Slovakya Sağlık Bakanı Vladimir Lengvarsky, yarından itibaren 5-11 yaş aralığının da Covid-19 aşısı olabileceğini açıkladı. 12 yaş üstü kişilerin aşılanmasının aylar önce başladığını belirten Lengvarsky, 5-11 yaş aralığındaki çocukların da ailenin ve çocuk doktorunun onayı sonrası aşı olabileceğini ifade etti.
Kuzey Makedonya’nın Kalkandelen kentinde korona virüsü hastalarının tedavi edildiği hastanede çıkan yangında en az 10 kişinin öldüğü, sayının artabileceği açıklandı.
***
Covid-19 vakaları yüksek hızda devam ediyor. Farklı coğrafyalarda pandemi sık görülmeye, sık öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 223 milyon 382 binin üzerine çıktı. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 4 milyon 610 bine dayandı. Aktif hasta sayısı yükselmeye devam ederek, 19 milyona yaklaştı. Bu ciddi artış bulaş tehdidinin oldukça büyük olduğunun göstergesi.
Küresel düzeyde son 24 saatte yaklaşık 600 kişiye Covid-19 tanısı konurken 9 bin 768 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Pandemi yeniden tüm küreye yayıldı. ABD zirvedeki yerini koruyor. Ülkelere göre yeni vaka sayısı şöyle: ABD (157.8 bin), Hindistan (43.4 bin), İngiltere (39 bin), İran (26.9 bin), Türkiye (23.9 bin), Malezya (19.7 bin), Rusya (18 bin), Meksika (15.8 bin), Almanya (14.9 bin), Brezilya (14.4 bin), Tayland (14.2 bin), Fransa (12.8 bin), Filipinler (12.8 bin), Vietnam (12.7 bin) ve Japonya (10.6).
***
İsviçre’de federal hükümet, hastaneler üzerinde baskıyı azaltmak için 13 Eylül’den itibaren restoran, bar, müze ve spor merkezleri gibi kapalı alanlara girişte Covid-19 durum sertifikası” gösterilmesini zorunlu kıldı. Buna göre, 13 Eylül’den itibaren restoran, bar, müze ve spor merkezleri gibi kapalı alanlara girişte “Covid-19 durum sertifikası” gösterilmesi zorunlu hale geldi. Geçerli bir İsviçre aşı sertifikası için aşı kanıtı, enfeksiyondan iyileşme veya negatif test sonucu gerekiyor. Covid-19 aşı sertifikası 16 yaşından büyükler için geçerli olacak ve uygulama 24 Ocak 2022’ye kadar sürecek.
Not: Dünya ve Türkiye Covid-19 istatistiklerini Worldmeter sitesine göre vermeye devam ediyoruz. Her gün paylaştığımız veri bir gün önceye ait olup ülkelerin bildirimlerine göre şekilleniyor. Veriyi her gün sabit saatte (sabah 08.00) alıyoruz.
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()