Risk Altındaki Akademisyenler Ağı Direktörü Robert Quinn, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektupta, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki akademik özgürlük ve kurumsal özerklik ihlallerine vurgu yaptı.

*Fotoğraf: Z. Hande Sart

Risk Altındaki Akademisyenler Ağı (Scholars at Risk Network) Türkiye’deki yetkilileri “Boğaziçi Üniversitesi’nde akademik özgürlük ve özerkliği geri getirmeye” çağırdı.

Risk Altındaki Akademisyenler Ağı Direktörü Robert Quinn, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektupta, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki akademik özgürlük ve kurumsal özerklik ihlallerine vurgu yaptı.

Mektupta şu ifadelere yer verildi: 

“Bizler yüksek öğrenim ve araştırma işbirliğinin kalitesini geliştirmek amacıyla bir araya gelmiş örgütleriz. Üyelerimiz ve ortaklarımız arasında Türkiye’den gelen veya Türkiye’de bulunan pek çok kişi ve kurum yer almaktadır. Türkiye’nin yüksek öğrenim ve araştırma sektörüyle ortaklaşa ve karşılıklı fayda sağlayan çalışma geçmişimize çok değer veriyoruz.

“Akademik özgürlük ihlal ediliyor”

“Bu nedenle, son zamanlarda Türkiye’deki yüksek öğrenim ve araştırma topluluğu üyelerine yönelik geniş çaplı baskılara dair gelen raporlarla ilgili ciddi endişelerimizi bildirmek üzere bunları yazmak zorunda olmaktan dolayı büyük üzüntü ve dehşet duyuyoruz; bu baskılar içinde soruşturmalar, gözaltılar, sorgulamalar, görevden uzaklaştırma ve atılmalar bulunmakta olup, bütün bunlar uluslararası kabul gören akademik özgürlük, ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü ilkelerinin açıkça ihlali anlamına gelmektedir; bu ilkeler, kaliteli yüksek öğrenim ve araştırmanın dayandığı ilkelerdir.

“Özellikle, Türkiye’deki 89 kurumdan yaklaşık 1128 öğretim üyesi ve araştırmacı hakkında savcılar tarafından soruşturma açıldığını; bu soruşturmaların sebebinin, söz konusu kişilerin Türk yetkilileri ülkenin güneydoğusundaki gruplarla diyalog çabalarını yenilemeye çağıran bir basın açıklamasını topluca imzalaması olduğunu öğrendik.

“Akademisyenler istifaya zorlanıyor”

“İmzacılardan bir kısmının halihazırda ‘terörist propaganda’, ‘halkı düşmanlığa, şiddete ve suç işlemeye kışkırtma’, ‘Türk kurumlarına ve Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret’ gibi suçlardan ötürü soruşturma geçirdiğini ve suçlandığını; onlarca akademisyenin gözaltına alındığını ve sorgulandığını öğrendik. Ayrıca çok sayıda akademisyenin Türkiye’deki üniversitelerdeki görevlerinden uzaklaştırıldığına, atıldığına veya istifaya zorlandığına dair bildirimler aldık.

“Akademisyenlere karşı yapıldığı bildirilen yasal, idari ve mesleki işlemlerin meşruluğunu şüpheye yer bırakmayacak biçimde kanıtlayan ve açıkça duyurulan sebepler mevcut olmadığı takdirde –açıkçası biz böyle bir meşruiyet zemini olabileceğini düşünmekte zorlanıyoruz.

“Endişe duyuyoruz”

“Türkiye’nin yüksek öğrenim ve araştırma topluluğunun genel selameti ve ayrıca Türkiye’deki aydınların ve kurumların dünya standartlarında akademik başarıya ilerleyebilmesi açısından da ciddi endişeler uyandırmaktadır.

“Türkiye’nin, Türk üniversitelerinin ve Türk akademisyenlerin uluslararası bilgi paylaşımı ve gelişiminde tarihsel olarak üstlendiği ve 21. yüzyılda da üstlenmeye devam edeceğini ümit ettiğimiz önemli rol düşünüldüğünde, bu durumu son derece kaygı verici buluyoruz.”

Risk Altındaki Akademisyenler Ağı, mektupta alınması gereken tedbirleri ise şöyle sıraladı: 

  • Türkiye’nin akademik özgürlük, ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü dahil, yüksek öğrenim ve araştırmanın asli değerlerine bağlılığının kamuya açık biçimde yeniden teyit edilmesi;
  • ilgili akademisyenlerin selametinin ve akademik özgürlük, ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğünün gerektiği şekilde koruma altına alınması;
  • ilgili akademisyenlerin mesleki ve kamusal ilgi alanına giren meselelerde görüşlerini şiddet içermeyen şekilde ifade ettiği için maruz kaldığı soruşturma, kovuşturma, uzaklaştırmaların veya yasal, idari, mesleki işlemlerin durdurulması ve düşürülmesi için yetkili mercilerin ve görevlilerin, makamınızın elindeki bütün uygun yöntemler kullanılarak yönlendirilmesi;
  • görevlerinden alıkoyulmuş, atılmış, uzaklaştırılmış veya istifa etmeye zorlanmış yahut bu tür işlemlerden başka bir şekilde zarar görmüş bütün akademisyenlerin vakitlice serbest bırakılmasının ve görevlerine iade edilmesinin sağlanması;
  • bu adımların yürürlüğe girmesine kadar geçen sürede, ilgili akademisyenlere karşı başlatılmış olan bütün işlemlerin Türkiye’nin ulusal ve uluslararası yasal yükümlülüklerine (kanuni haklar, adil yargılanma, akademik özgürlük, ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğünü kapsayan uluslararası kabul görmüş standartlara) uygun şekilde yürütülmesinin sağlanması ve akademisyenlerin gözaltında bulunduğu sürece boyunca selametinin gözetilmesi, avukatları ve aileleriyle görüşme haklarının temin edilmesi.
Kaynak: Bianet
  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…