Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 2022’nin ilk ayında, yurt dışına gitmek üzere iyi hal belgesi için başvuran hekim sayısının 197’yi bulduğunu söyledi. 2012’de 59 olan başvuru sayısının 2021’de 1405’e ulaştığını hatırlatan Fincancı, “Her gün şiddetle yaşamak zorunda kalan, emeklerinin karşılığını bulamayan hekimlerimizi yitiriyoruz, farkında mısınız” diye sordu.

TTB’den 2012’de 59, 2013’de 90,2014’de118, 2015’de 150, 2016’da 245 hekim iyi hal belgesi için başvurdu. 2017’den itibaren bu belgeyi talep edenlerin sayısı katlanarak artmaya başladı. 2017’de  483, 2018’de 802, 2019’da 1047, 2020’de 931 (pandemi nedeniyle kapanmalar oldu) ve geçen yıl da 1405 hekim iyi hal belgesi talep etti.

Yeni yılla birlikte sadece bir ayda, ülkesinde gelecek görmeyen 197 genç hekim şansını başka coğrafyalarda aramak üzere adım attı.

Bu yıl 2 bini bulabilir

Rakamın çok ciddi bir artışı işaret ettiğini belirten Fincancı, “Bütün aylarda başvurular bu yoğunlukta devam ederse yıl sonuna kadar belge alanların sayısı iki bini bulacak demektir” dedi.

Almanya, ABD, İngiltere’nin söz sonusu belgeyi istediğini ancak bazı ülkeler için şart olmadığını söyleyen Fincancı, “Bu tür denetimlerin, akreditasyon sistemlerinin gelişmediği ülkeler var. Oralarda belki iyi hal belgesi bile sormuyor olabilirler, bilmiyoruz” diyerek daha fazla doktorun yurt dışına çıkmış olabileceğini işaret etti.

Dil kurslarının hekimlerle dolduğunu, Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) dershanelerineyse başvuruların azaldığını duyduklarını anlatan Fincancı, şöyle konuştu: “Çok üzücü. Kimse başka bir ülkeye gitmek, göç etmek zorunda kalmak istemez. Kendi topraklarında yaşamak, kendi dilinde hekimlik yapmak ister. Böyle bir duyguyla ülkeyi terk etmeleri, onların da ne kadar kırılmış, örselenmiş olduğunu, geleceğe dair umutsuzluklarını gösteriyor. Meslektaşlarımız gitmesin, bu topraklarla hekimlik yapmayı sürdürebilsinler diye meslek örgütü olarak mücadele ediyoruz.”

Burada değersiz hissediyorlar

Hekimlerin sürekli maruz kaldıkları şiddet, mesleki kimliklerine yönelik değersizleştirme, eğitim almalarına dönük ‘burun kıvıran’ yaklaşımdan ötürü yurt dışına gittiklerini söyleyen Fincancı, şunları ifade etti: “Ülkenin en uzun, en zorlu eğitimini alan, yaşamını buna adamış insanlardan söz ediyoruz. Başka mesleklerde, akşam evine gidenler ailesiyle, çoluk çocuğuyla zaman geçirebilir. Bir hekim için bu mümkün değil. Hekimlik 24 saat sürer. Ama böyle algılanmıyor ne yazık ki. Hekimler değerini bulduğu yerde, kendi topraklarında kalmak istemez mi? Kim ister ki bir başka ülkeye gitsin?”

Sınavları göze alıyorlar

Hekimlerin Almanya’da dilleri de yeterliyse TTB’den aldıkları iyi hal belgesiyle çalışabildiklerini, ancak İngiltere ve ABD’de aşama aşama pek çok akreditasyon sınavını geçmeleri gerektiğini hatırlatan Fincancı, “Yine uzun çalışma sürelerini, sınavları, zorlu süreci göze alarak gidiyorlar. Sadece tıp fakültesi mezunları da değil, üniversite mezunlarının yoğun göçü var. Çok üzücü” dedi.

Sağlıkta dönüşümün eseri

Fincancı genç meslektaşlarını ülkede tutmak için ne yapılması gerektiği sorusuna net yanıt verdi: “Sağlık politikalarının tümüyle değiştirilmesi.”AKP iktidarıyla uygulanmaya başlanan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın sonuçlarından sadece birinin bu göç olduğunu belirten Fincancı sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz başından beri hayatımızın her yerine sızan programa itirazlarımızı yükselttik. Meslektaşlarımıza, ‘Performans diyorlar ağzınıza bir parmak bal çalıyorlar, ama yarın bunun geleceği yok. Bu sizin emekliliğinize yansımayacak’, ‘Sözleşmelilerin ücretleri biraz daha yüksek kanmayın bunagüvencesizleşiyorsunuz’ dedik. Yalnızlaştırıldığımızı, örgütsüz bırakmaya çalıştıklarını söyledik. Geldiğimiz noktada bütün kaygılarımız gerçekleşti.” 

Kışkırtılmış sağlık talebi şiddeti patlattı

Kışkırtılmış sağlık talebinin şiddeti artıracağı uyarısında da bulunduklarını hatırlatan Fincancı, beş dakikada muayene yapılamayacağını, bunun hem hekim hem de hastaları mutsuz ettiği ve şiddeti artırdığını söyledi. Fincancı, “Hastasına yeterli zaman ayırabilen, hastalanmadan koruma adımlarını geliştirmiş, herkese ulaşan, yaygın bir ekip çalışmasıyla yürütülen sağlık sistemine ihtiyacımız var” dedi.

Fincancı, şehir hastanelerini eleştirdi: “Hastaneleri şehir dışına taşıdılar. Koskoca devasa binalarda, birbirini görme, birbirine danışma olanağı olmayan hekimlerin bütüncül sağlık hizmeti sunabilmesini engellemiş oldular. Üstelik hasta garantili sistem mümkün mü “ dedi.

Fincancı,hekimlerin güvenceli, insanca yaşayabilecekleri ücretlere, emekliliklerine de yansıyacak tek ödeme sistemiyle çalışmaya ihtiyaçları bulunduğunu da söyledi.

Öte yandan tıp fakülteleri ülkenin en parlak gençlerini alıyor. ÖSS’de ilk 50 bine girenler tıp fakültesi tercihi yapabiliyor. 2020-2021 yılındaysa 139 tıp fakültesinde 16 bin 553 kadro açmıştı. Her yıl 14 bin 500 hekim mezun oluyor.

TÜİK verilerine göre Türkiye’de 164 bin 594 hekim bulunuyor. OECD ülkelerinde hekim başına 341,3 kişi düşüyor. Türkiye’de bu oran hekim başına 498.

Kaynak: DİKEN

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…