PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım 2018’de açlık grevine başlayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in eylemi 5’inci ayını geride bıraktı. Cezaevlerinde 16 Aralık 2018’de aynı taleple başlayan eylemler, 1 Mart itibariyle tüm cezaevlerinde yayıldı. Eski Milletvekili ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal, Leyla Güven’in sürdürdüğü açlık grevinde gelinen aşamayı ve ne yapılması gerekenler ile seçimlerde Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) izlediği strateji hakkında konuştu.
‘CHP’nin tecridin kaldırılması için girişimlerde bulunmalı’
‘Muhatap bulamıyoruz’
Geçtiğimiz günlerde açlık grevleriyle ilgili AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ve Adalet Bakanlığı üzerinden çeşitli girişimlerde bulunduklarını aktaran Birdal, ancak muhatap bulamadıklarını kaydetti. Birdal, “Geçtiğimiz dönemlerde de açlık grevleri yaşandı. Ama Cumhurbaşkanı dahi Meclis Başkanı, Başbakanla görüşüp muhatap bulunabiliniyordu. Fakat ne yazık ki şimdiki süreçte sadece yaşam hakkının korunması noktasında bile muhatap bulamıyoruz” dedi.
‘Uluslararası kuruluşlar daha fazla sessiz kalamaz’
9 Nisan’da İstanbul’da çeşitli STK temsilcileri, aydın, yazar ve vicdan sahibi insanların tecridin sonlandırılması ve açlık grevlerinin bitirilmesi noktasında bir araya gelecekleri bilgisini paylaşan Birdal, “Ne yapmalı sorusunun karşılığını arayacaklar ve bir irade ortaya çıkaracaklar. İnsan hakları kuruluşları emek örgütleri, meslek odalarının bağlı olduğu uluslararası kuruluşlara acil çağrıda bulunması ve onların kendi hükümetleri üzerinde baskı oluşturmalarını sağlaması gerekir. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyon’u eğer bugün bu soruna çözüm getiremeyecekse başka ne zaman insan hakları bağlamında iş yapacaktır? Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT), Türkiye’ye gelip bu sürece müdahale ederek tecridin son bulması için gerekli çalışmalarda bulunmalıdır. Bir yasadışılığın son bulması için gencecik insanlar ölüyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de yaşam hakkı noktasında 32’nci maddeyi derhal işletmelidir. Uluslararası kuruluşlar daha fazla sessiz kalamaz” dedi. (MA)
Kaynak: Yeni Yaşam