
Koca Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Bir hastamızda maymun çiçeği hastalığı tespit edildi. Hasta 37 yaşında, bağışıklık sistemi yetersizliği var. Kendisi tecrit edilmiş durumda. Temaslı takibi yapıldı, başka bir vakaya rastlanmadı. Bilindiği gibi bu hastalık solunum yoluyla değil yakın fiziksel temasla bulaşıyor” ifadelerini kullandı.
Maymun çiçeği virüsü Mayıs ayından itibaren bazı Avrupa ülkelerinde, ABD, Kanada ve Avustralya’da da tespit edilmişti.
Mayıs ayı sonunda Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Afrika’da daha yaygın olduğu ülkeler dışında mevcut salgında kendilerine bildirilen maymun çiçeği vakası sayısının bini aştığını açıklamıştı.
Maymun çiçeği, nadir görülen bir virüs. Genellikle tropik yağmur ormanlarının yakınındaki Batı Afrika ülkelerinde görülüyor. Virüsün, Batı Afrika ve Orta Afrika olmak üzere iki ana türü var.
Virüs, maymun çiçeğine yakalanmış başka bir kişiyle yakın temas halinde yayılabiliyor. Vücuda deri sıyrıkları, solunum yolu, gözler, burun veya ağız yoluyla girebiliyor. Cinsel ilişki sırasında doğrudan temas yoluyla da bulaşabiliyor.
Virüs ayrıca bulaştığı maymunlar, sıçanlar ve sincaplar gibi hayvanlar ya da yatak takımı ve giysi gibi nesnelere temas yoluyla yayılabiliyor.
Vakaların çoğu hastalığı hafif geçiyor. Virüs bazen su çiçeğini andırıyor ve birkaç hafta içinde kendi kendine yok oluyor.
Ancak bazen daha şiddetli olabiliyor. Daha önce Batı Afrika’da ölümlere neden olduğu bildirilmişti.
Maymun çiçeğinin tedavisi yok ancak salgınlar virüsün yayılmasının önüne geçilerek kontrol edilebiliyor.
Çiçek hastalığına karşı aşılamanın maymun çiçeği hastalığını önlemede yüzde 85 etkili olduğu kanıtlanmıştı. Aşı hala bazen kullanılabiliyor.
Virüsün ilk belirtileri ateş, baş ağrısı, şişlikler, sırt ağrısı, kas ağrısı ve halsizlik.
Ateş düştükten sonra, genellikle yüzde başlayan ve daha sonra vücudun diğer bölgelerine, çoğunlukla avuç içlerine ve ayak tabanlarına yayılan bir döküntü gelişebiliyor.
Çok kaşıntılı olabilen döküntü değişip bir kabuk oluşturuyor ve farklı aşamalardan geçtikten sonra düşüyor. Yaraları iz bırakabiliyor.
Virüs genellikle kendiliğinden geçiyor ve hastalık 14 ila 21 gün sürebiliyor.
Kaynak: BBC-Türkçe
Türkiye maymun çiçeği tespit edilen Afrika dışındaki 52 ülkeden biri oldu. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Çağrı Büke, “Derisinde döküntü görenler, ‘O mudur, bu mudur?’ demeyip, sağlık kurumlarına başvurmalı. Hekimler de çok dikkatli olmalı” diye uyardı.

30 Haziran itibariyle toplam 5 bin 253 doğrulanmış maymun çiçeği olgusu bildirildi. Ülkeler arasında ilk sırada bin 76 vakayla Britanya geliyor. Onu, Almanya (969 vaka), İspanya (800 vaka), Fransa (440 vaka), Portekiz (402 vaka), ABD (351 vaka), Kanada (276 vaka) takip ediyor. Türkiye bugün itibariyle bildirilen tek vakayla haritadaki yerini aldı.
Maymun çiçeği hastalığı yeni değil. Maymunlarda 1958’de tespit edildikten sonra insanlarda ilk olgu 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde görülmüştü.
Nijerya ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti başta olmak üzere, Orta ve Batı Afrika’daki tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu 11 ülkede görülen bu hastalığın sıklığı tam olarak bilinmiyor. Afrika’da her yıl birkaç yüz olgu olduğu tahmin ediliyor. Hastalık zaman zaman Afrika’dan, enfekte hayvanlar veya insanlar aracılığıyla diğer kıtalara taşınıyor.
Genellikle taşındığı yerde az sayıda insanı etkiliyordu. Ancak haziran başından itibaren Afrika dışındaki farklı ülkelerde tespit edilen olgu sayısında dikkati çekecek kadar artış saptandı.
Temasta olduğu pek çok ülke gibi Türkiye de enfeksiyonla tanıştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ilk maymun çiçeği vakasının tespit edildiğini sosyal medya hesabı üzerinden şöyle duyurdu:
“Bir hastamızda maymun çiçeği hastalığı tespit edildi. Hasta 37 yaşında, bağışıklık sistemi yetersizliği var. Kendisi tecrit edilmiş durumda. Temaslı takibi yapıldı, başka bir vakaya rastlanmadı. Bilindiği gibi bu hastalık solunum yoluyla değil yakın fiziksel temasla bulaşıyor.”
Konuyla ilgili Diken’in sorularını yanıtlayan Acıbadem Taksim Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Çağrı Büke, “Her yeni çıkan hastalığı ve enfeksiyonu ciddiye almak lazım” dedi.
Maymun çiçeği vakalarının hızlı tanınıp, izolasyona alınmasının önemini hatırlatan Büke, şöyle devam etti: “Herkese önemli görevler düşüyor. Derisinde döküntü görenler, ‘o mudur, bu mudur?’ demeyip, sağlık kurumlarına başvurmalı. Hekimler de çok dikkatli olmalı. Hastaların erken izolasyona alınması, yayılmayı önlemede önemli. Hem halkın bilinçlendirilmesi hem de sağlık çalışanlarının bilgilerinin güncellenmesi gerekiyor.”
Virüs insana, enfekte hayvan, enfekte insan veya virüsle kirlenmiş giysi, havlu, çarşaf gibi araçlarla bulaşıyor. Ciltteki gözle görülemeyecek çatlaklar, çizikler, mukozalar (ağız, burun, göz) veya solunum sistemi aracılığıyla giriyor.
Enfekte hayvandan insanlara bulaşma ısırık, tırmalama, hayvanın kan ve vücut sıvılarıyla veya etiyle, lezyonlara direkt temas veya tüm bunlarla kirlenmiş cansız materyalden de geçebiliyor.
İnsandan insana Covid-19 kadar kolay bulaşmıyor. Bu nedenle büyük bir salgın beklenmiyor. Yüz yüze, uzun süreli, yakın temas uygun bulaşma ortamı hazırlıyor.
“Solunum yoluyla ‘kesinlikle’ bulaşmadığını söyleyemeyiz” diyen Büke,şöyle devam etti: “Hastayla aynı ortamı, en az 6-8 saat, maskesiz paylaşmak, aynı havayı solumak, iki metre mesafeden daha yakın olmak solunum yoluyla bulaşmasına yol açabilir. Derideki döküntüler ortaya çıktıktan sonra temas halinde bulaşması çok daha hızlı ve yaygın. Onun için deri döküntüsü olanlara hizmet verecek sağlık personelinin de çok dikkatli olması ve gerekli önlemleri alması lazım.”
Öte yandan, cinsel yolla bulaşma kesin değil. Ancak yakın temas söz konusu olduğundan cinsel ilişki sırasında bulaşması mümkün. Vakaların bir kısmının bu yolla bulaştığı biliniyor.
Maymun çiçeği hastalığı, ateş, baş ağrısı, yorgunluk, yaygın vücut ağrıları, lenf bezlerinde şişlik ve cilt lezyonlarına (döküntülere) neden oluyor. Yakınmalar genellikle virüsle temas ettikten sonra ortalama 6-13 gün sonra ortaya çıkıyor.
Ciltteki döküntüler, ateş başladıktan sonra bir ila üç gün içinde ortaya çıkıyor. Gövdeden çok yüz, kollar ve bacaklarda görülüyor. Avuç içi ve ayak tabakları, ağız içi, genital bölge ve gözlerde de lezyon saptanabiliyor. Süreç, genellikle iki-dört hafta sürüyor ve kendiliğinden iyileşiyor. Bağışıklık sistemi baskılananlarda hastalık ağır seyredebiliyor.
Büke, şöyle uyardı: “İlk belirtiler genellikle baş, kas, eklem ağrısı ve yüksek ateş. Birkaç gün sonra deride döküntüler ortaya çıkmaya başlasa da yüksek ateş, baş ve kas-eklem ağrılarının olduğu dönemde de bulaşabiliyor. İzolasyon çok önemli ancak hastanın mutlaka hastaneye yatırılması gerekmiyor. Ağır seyirli değilse evde, izolasyonda kalarak geçirebiliyor.”
Haziran başından Afrika dışındaki ülkelerde tespit edilen batı Afrika tipi maymun çiçeği virüsü, yüzde 1 oranında ölüme yol açabiliyor. Genellikle hafif seyirli olsa da çocuklar, hamileler, bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda ağır seyredebiliyor.
Maymun çiçeği hastalığının önlenmesi için onaylanmış yeni aşılar geliştirildi. Çiçek hastalığı tedavisi için geliştirilen bir antiviral ilaç, maymun çiçeği hastalığı için de ruhsatlandırıldı.

ABD, Avrupa ülkeleri aşı siparişlerini veriyor. Türkiye henüz bu konuda harekete geçmedi.
Büke, şöyle konuştu: “Aşı hastada da hastalık başlangıcından sonra üç-dört gün içinde kullanılırsa etkili oluyor. Herkese aşı yapmak mümkün değil. Ama hastayla temas edenleri, sağlık personelini aşılamak iyi olabilir. ‘Bir vakayla ne olacak?’ dememek lazım. Düşünmeye başlayan ve siparişleri veren ülkeler var.”
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) maymun çiçeği enfeksiyonuyla ilgili henüz alarm vermediğini, dikkatle izlemeyi sürdürdüğünü hatırlatan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuğrul Erbaydar’sa şunları dedi: “Şu anda enfeksiyonun kontrolsüz olduğunu, patlamaya doğru gideceğini gösteren bir şey yok. Ama artma olasılığı da var. Vakalar biraz daha artıp sonra kendiliğinden de düşebilir. Henüz alarm vermeyi gerektiren bir noktada değil.”
Hastalığın etkeni maymun çiçeği virüsü (monkeypox virus), çiçek virüsüne akraba. Bu DNA virüsünün orta ve batı Afrika’da iki farklı genetik alt tipi bulunuyor. Halen yayılan batı Afrika alt tipi, Orta Afrika (Kongo Havzası) alt tipine kıyasla daha hafif seyirli hastalığa yol açabiliyor.
Erbaydar Türkiye’de tespit edilen olguda, virüsün hızla genetik olarak incelenmesi gerektiğini söyledi: “Mutlaka genetik inceleme yapılarak, hangi ülkelerdeki, hangi şuşla yakın olduğu, klinik seyri, hastanın özellikleri hemen değerlendirilmeli. İki buçuk yıldır hayatımızda olan pandemiden de öğrendiğimiz ve başından beri söylediğimiz gibi Türkiye’nin kendi laboratuvar, genetik inceleme kapasitesini artırması gerekiyor. Laboratuvar kapasitesini geliştirmeyle ilgili bazı adımlar var ama yeterli değil. Çok yavaş, şeffaf olmayan mekanizmalar işliyor.”
Bakan Koca’nın maymun çiçeği vakasını açıklarken, ‘immün (bağışıklık sistemi) yetmezliği’ vurguladığını hatırlatan Erbaydar şöyle devam etti: “İfadeden ‘Endişelenmeyin, korkacak bir şey yok’ dediğini anlıyorum. Ama pandemi boyunca, en korkunç noktalarda bile bu mesaj verilmişti. Bu konularda politikacı (Bakan Koca) yerine ilgili, bilen uzmanlar konuşsa keşke. Güvenilir, şeffaf bilgi kaynaklarına ihtiyaç duyuyoruz. DSÖ önerilerini, mesajlarını yakından takip etmek, örgüte şeffaf, temiz veri sağlamak çok önemli. Çok hızla kendi genetik analiz, aşı ve test üretme kapasitemizi güncellememiz gerekiyor.”
Maymun çiçeği maymunlardan daha çok sincap, sıçan, fare gibi kemirgenlerde bulunan ve onlardan insana geçen bir hastalık. Adının nedeni, ilk olarak 1958’de araştırma laboratuvarındaki maymunlarda çiçek benzeri bir hastalık salgını çıkınca fark edilmesi.
Virüsün doğadaki rezervuarları ve doğal döngüsü tam olarak henüz bilinmiyor. Şimdiye kadar doğal ortamdaki hayvanlardan iki kez izole edilebildi. İlki 1985’de Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde Afrika sincabından izole edildi. İkincisi de 2012’de Fildişi Sahilleri’ndeki yağmur ormanlarında mangabey isimli bir maymun türüne ait ölü bir yavru primattan izole edildi. Doğal rezervuar bu nedenle belirsizliğini koruyor.
‘Çiçek’li hastalıklar virüslerin yol açtığı benzer hastalıklar. Çiçek ve suçiçeğinde görülen cilt lezyonlarının benzeri maymun çiçeğinde de görülüyor.
Ancak hem lezyonların vücuttaki yerleşimleri hem görüntüleri hem de seyirleri farklı. Ayrıca çiçek hastalığı aşı sayesinde yeryüzünden silindi. Maymun çiçeğinde lenf düğümlerinde önemli bir başka farklılık.

Hastalığın tanınabilmesi için öncelikle akla gelmesi önemli. Tanı, PCR’la (polimeraz zincir reaksiyonu) virüse ait DNA’nın örneklerde gösterilmesine dayanıyor. Maymun çiçeği genellikle iki ila dört hafta içerisinde kendiliğinden iyileşiyor. Ancak bağışıklığı baskılanmış kişilerde ve küçük çocuklarda ağır hastalık görülebiliyor.
DSÖ’nün Afrika’daki tecrübelerine göre çiçek aşısının maymun çiçeğinden yüzde 85 kadar koruma sağlıyor. Ancak çiçek aşısı 1980’den beri uygulanmıyor. Aradan geçen bu uzun süre sonunda koruyuculuğun hangi düzeyde devam ettiğini bilim insanları söyleyemiyor.
Afrika’daki ev içi bulaşmaların çiçek aşısı olmuş kişilerde daha az olduğu ve ağır hastalıktan korundukları gözlenmiş. Laboratuvarda maymun çiçeği şüpheli örneklerin mümkünse aşılanmış kişiler tarafından çalışılması öneriliyor.
Kaynak: DİKEN
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()