Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağının kaldırılmasını içeren kanun teklifi Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. HDP, darbeler arasında seçicilik yapıldığı ve tüm darbe mağdurlarının tekliften yararlanması gerektiğini belirterek teklife muhalefet şerhi düşmüştü.

Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağının kaldırılmasını içeren ‘Teşkilatı Esasiye Kanununun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanunun Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması ve Neden Olunan Mağduriyetlerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi’ Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop ile AK Parti ve MHP milletvekillerinin imzasını taşıyan iki maddelik yasa teklifi ile 27 Mayıs 1960 darbesinin sonunda kurulan Yüksek Adalet Divanı tarafından gerçekleştirilen ve ‘Yassıada yargılamaları’ olarak bilinen kararlar yok sayılacak.

Yasa teklifi ne getiriyor?

Yassıada yargılamaları sonucu idam edilen dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın da aralarında bulunduğu siyasiler hakkındaki Yüksek Adalet Divanı tarafından alınan ve Milli Birlik Komitesi’nce onaylanan kararların yürürlükten kaldırılmasını öngörüyor.

Teklif ile Yüksek Soruşturma Kurulu ile Yüksek Adalet Divanı tarafından haklarında soruşturma ve kovuşturma yürütülenlerin uğradıkları manevi zararlar, hazine tarafından karşılanacak.

Bu kişilerin mal varlığı değerlerinin müsadere edilmesinden kaynaklanan maddi zararları da giderilecek.

Zarar görenler ve mirasçıları tarafından zararlarının karşılanması istemiyle yapılacak başvuruları değerlendirmek ve karara bağlamak üzere Cumhurbaşkanı tarafından bir komisyon kurulacak. Komisyon çalışma usül ve esasları Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek.

Zararlarının karşılanmasını isteyenler komisyonun çalışma usul ve esaslarının Resmi Gazete’de yayımlanmasını izleyen üç ay içinde komisyona başvurarak, zararlarının tazminini isteyebilecek.

Komisyon kararlarına karşı kararın tebliğini izleyen 15 gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere komisyona itirazda bulunulabilecek. İtiraz üzerine verilen kararlara karşı ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay’da dava açılabilecek. Bu davalar acele işlerden sayılacak.

Maddi zararların karşılanması talepleri karara bağlanırken uğranıldığı kesin olan ancak aradan geçen zaman sebebiyle tutar yönünden tespiti teknik olarak mümkün olmayan zararlar açısından hakkaniyete uygun bir miktarın ödenmesine karar verilecek.

Kamu kurum ve kuruluşları, Yüksek Soruşturma Kurulu ve Yüksek Adalet Divanı’na ait her türlü arşivlik ve arşiv belgesini maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde TBMM Başkanlığı’na devredecek.

HDP şerh düşmüştü

HDP, teklifin darbeler arasında seçicilik yapıldığı ve tüm darbe mağdurlarının tekliften yararlanması gerektiğini belirterek teklife muhalefet şerhi düşmüştü.

Darbe araçlarının bazen mahkeme kararı bazen de yürütme erki tarafından çıkarılan bir kararname olabileceği ve darbe pratiklerinin bugün de devam ettirildiği belirtilen şerhte, Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve Enis Berberoğlu’nun vekilliklerinin düşürülmesinden örnek verilmişti.

Şerhte, 18 Eylül 1920 tarihinde kurulan İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanan, idam edilen, cezalandırılanların yakınları ile 1960, 1971, 1980, 1997 yıllarında yapılan askeri darbeler ile 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL sırasında çıkarılan KHK’ler ile yürütülen iş ve işlemlerden mağdur olan tüm yurttaşlar ve toplumsal kesimlerden, maddi ve manevi anlamda zarar görmüş herkesten aileleri de dâhil olmak üzere özür dilenmesi, geçmişe yönelik özlük hakların verilmesi talep edilmişti.

Darbelerle yüzleşmek için darbeler arasında “seçici” davranmama ve darbelerin hem siyasi hayat hem de hukuk mevzuatından tümüyle silme önerisi yapılan şerhte, “27 Mayıs askeri darbesi nasıl hukuk sisteminde yaralara neden olmuşsa, daha sonra gerçekleştirilen 12 Eylül 1980 askeri darbesi ve onun ürünü olan 1982 Anayasası da hukuk sisteminde onarılmaz yaralara neden olmuştur. 1982 darbe anayasasının üzerine inşa edilen bugünkü sistem de söz konusu yaraları derinleştirmekten başka bir işleve sahip olamamıştır” denilmişti.

Yargısal süreçlerin, darbenin devamı olduğu ifade edilen şerhte, ‘49’lar davası, 27 Mayıs Darbesi sonrası kurulan Yüksek Adalet Divanı, 12 Eylül Darbesi sonrası kurulan Sıkıyönetim Mahkemeleri, 90’lardaki Devlet Güvenlik Mahkemeleri, 2000’li yıllarda kurulan Özel Yetkili Mahkemeler, 20 Temmuz darbesi sonrası kurulan OHAL Komisyonu’ örnek olarak verilmişti.

Şerhte ayrıca, askeri darbe ve darbe girişiminde bulunanların isimlerinin kamu kurum ve kuruluşları, eğitim kurumları, meydan, cadde, park, sokak, tesis ve bunun gibi kamuya ait alanlarda kullanılmaması, darbeleri çağrıştıran mevcut isimlerin değiştirilmesi önerilmişti.

Kaynak: KARINCA

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…