
Ekim 2020’de 5 bin 977, Eylül 2021’de 6 bin 135, Şubat 2021’de 6 bin 300 TUS kadrosu açılmıştı. 18 Nisan’daysa 12 bin 294 TUS kadrosu açıldığı açıklanmıştı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 8 Mart’taki konuşmasında, yurt dışını hedefleyen ve kamu hastanelerinden istifa eden hekimlere yönelik “Varsın giderlerse gitsinler. Biz de yeni yetişen hekimlerle, asistanlarla götürürüz” demişti. Erdoğan’ın bu çıkışı hekimlerde büyük kırgınlık ve kızgınlığına yol açmıştı. Ancak peşi sıra atılan adımlar, Erdoğan’ın sözlerini doğruluyor.
Martta Sağlık Bakanlığı’na verilen 17 bin 266 asistan kadrosu ilan edilince yüksek kontenjanın eğitimin kalitesini düşüreceği, hekimlerin ucuz işgücü olarak kullanılacağı söylenmişti.
Ardından açılan Sağlık Bakanlığı kadrolarının tercih edilmesi için 7 Nisan’da bakanlık adına uzmanlık eğitimi alanların ilave mecburi hizmeti kaldırıldı.
Ayrıca istifa ettiği için yeniden devlet memurluğuna başlayamayan hekimlerin Sağlık Bakanlığı adına üniversitelerde açılan uzmanlık kadrolarını tercih edebilmeleri önündeki engel de kaldırıldı.
En son 18 Nisan’da yeni TUS kadroları açıklandı. Yüksek kadrolar kimseyi mutlu etmediği gibi tam tersine ciddi endişeleri beraberinde getirdi.
Pek çok asistan eğitimini tamamlayamadı
Türk Toraks Derneği’nden Dr. Filiz Çağla Uyanusta Küçük’un verdiği bilgiye göre araştırmada yaklaşık 700 göğüs hastalıkları asistanının 200’üne ulaşıldı.
Pandemi süresince ihtisas süresinin sonuna gelen pek çok asistan hekim gereken eğitimlerini tamamlayamadı.
Araştırmaya göre, özellikle pandeminin ilk dalgasında asistan hekimlerin yüzde 41’i sadece Covid-19 hastalarının bakımına katıldı.
Kliniklerindeki eğitim faaliyetleri sorgulandığında yüz yüze dersler yüzde 81, vaka toplantıları yüzde 60, konferans ve seminerler yüzde 69, multidisipliner konseyler yüzde 72, araştırma ve tez çalışmaları yüzde 49, rotasyonlar yüzde 56, solunum fonksiyon testleri yüzde 70 oranında tamamen durduruldu. Girişimsel işlemler yüzde 69 oranında azaltıldı.
Telafisi zor sorunlar yolda
Yetkin uzman hekim yetiştirmenin koşulunun eğitimin niteliğinin de sürdürülebilmesinden geçtiğini belirten Küçük, şöyle konuştu: “Art arda açılan tıp fakültelerinde öğretim elemanı sayılarının yetersiz olması, fiziki koşullar ve teknik altyapı dikkate alınmadan atılacak adımlar telafisi çok daha zor sorunlar yaratabilir. Asistan sayılarının, klinikler, uzmanlık dernekleri ve meslek örgütlerinin görüşleri dikkate alınmadan arttırılması çözüm olmayacaktır. Uzmanlık eğitiminin asgari standartları karşılayacak duruma getirilmesi asıl hedef olmalıdır.”
Türk Toraks Derneği Asistan Temsilcisi Dr. Nazlı Çetin’in verdiği bilgiye göre, yaklaşık 60 göğüs hastalıkları kliniğinde (46’sı devlet, dördü vakıf olmak üzere 50 üniversite ve 10 eğitim hastanesi), 370 civarında eğiticiyle uzmanlık eğitimi veriliyor.
Halihazırda yaklaşık 700 asistan hekim bulunuyor. Çetin, “Göğüs hastalıkları branşı için 318 yeni asistan kontenjanı eğitimi bu koşullarda karşılanamaz” dedi.
‘Eğitim, standartların düzeltilmesiyle iyileşir’
Ülkenin ihtiyaçlarına göre yetişmiş uzman sayısını artırma, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve kliniklerdeki iş yüküne uygun sayıda asistan hekim kontenjanı açılması uzun zamandır ortak talepti.
Ancak açıklanan asistan kontenjanları o kadar yüksek ki bu talebin karşılanmasını son derece zor, hatta olanaksız. İki yıldır pandeminin de etkisiyle aksayan rotasyonlar, azalan teorik ve pratik eğitim etkinlikleri kliniklerdeki işleyişi etkiledi.
İhtisas süresinin sonuna gelen pek çok asistan hekim eğitimlerini henüz tamamlayamadı. Bu koşullarda eğitici-asistan sayısının uyumu, akran eğitimi daha da önem kazanıyor.
Çetin, şunları söyledi: “Kontenjanların eğitim akışına uygun, sıralı ve kesintisiz açılması bilgi, beceri ve tutum davranışlarının aktarımını kolaylaştırabilir. Uzmanlık eğitimi sayıların arttırılmasıyla değil, standartların düzeltilmesiyle iyileşir.”
‘Batan sağlık sisteminin can simidi‘
Öte yandan Türk Tabipleri Birliği konuyla ilgili açıklamasında, TUS kadrolarının hemen hepsinin bakanlığın hastanelerine, 239’unun vakıf üniversitelerine verildiğini vurguladı: “Ardı ardına yapılan değişikliklerin Sağlıkta Dönüşüm Programı süresince tüm olanakları ellerinden alınan, borçlandırılarak tüketilen ve akademik özerkliği yok edilen üniversite hastanelerinin bakanlığa devredilmesi niyetinin sinyallerini taşımaktadır. Özerk akademinin, bilimin yok sayıldığı, tümüyle tasfiye edilmeye çalışıldığı, nitelik yerine niceliğin öncelendiği bir ortamda binlerce asistanın eğitiminin nasıl olacağı, eğitici kadronun yetip yetmediği, yeterli teorik ve pratik eğitim veya laboratuvar çalışmalarının olup olamayacağı gibi birçok sorun göz ardı edilmektedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri hatırlatılan açıklamada şunlar dendi: “Hiçbir planlama yapılmadan tıp fakültesi, eğitim ve araştırma hastanesi açan zihniyetin şimdi de uzmanlık eğitiminin niteliğini de yok sayan bir yaklaşımla asistanlığı batan sağlık sisteminin can simidi olarak gördüğünü ilan ettiği binlerce kadro ile itiraf etmiştir.”
En fazla kadro pediatriye
En çok kadro, TUS’ta giderek daha az tercih edilen pediatriye açıldı. Pediatriye 1028 kontenjan verildi. Yine son yıllarda çok tercih edilen uzmanlıklar olan dermatoloji, plastik cerrahi ve estetik ile radyoloji kontenjanlarındaki artış da çok yüksek.
Dermatoloji 90 kadrodan 338’e, plastik cerrahi 70’ten 243’e, radyoloji 137’den 761’e, nöroloji 98’den 544’e fizik tedavi ve rehabilitasyon 100’den 321’e, kulak burun boğaz hastalıkları uzmanlığı 101’den 450’ye, üroloji 91’den 261’e, genel cerrahi 277’den 545’e yükseldi.
Radyoloji Derneği: Ortam buna hazır değil
Türk Radyoloji Derneği bir önceki Eylül 2021 TUS’u ile karşılaştırıldığında 5,55 katla en yüksek kadro artışını gördüklerini belirtmişti.
Dernek açıklamasında, şunlar yazıldı: “Çocuk hastalıklarının artışı 1,37, iç hastalıklarının artışı 1,20, acil tıbbın artışı 1,43’dür. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya ve göz bebeğimiz olan uzmanlık öğrencilerimizi yine en iyi şekilde yetiştirmeye çalışıyoruz. Ancak, radyoloji teknoloji ile içi içe olan bir alandır. Bir uzmanlık öğrencisinin yeterli alt yapı ve yeterli sayıda öğreticiyle yetişeceği göz önüne alınırsa öğretici ve teknoloji anlamında yeterli yatırım yapılmadan, radyoloji uzmanlık öğrencisi sayısının arttırılmasının hem mesleki hem de halk sağlığı anlamında ciddi bir problem olduğunu düşünüyoruz.”
Dermatologlar dava açıyor
Türk Dermatoloji Derneği kararla ilgili yürütmeyi durdurma davası açmak için işlemleri başlattığını açıkladı.
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği, bazı eğitim kliniklerine aynı sınavla 20’nin üzerinde asistan alımı planlandığını vurgulayarak, bunun cerrahi eğitimin köklü gelenekleri ve çağdaş tıp eğitiminin güncel verilerine aykırı olduğunu açıkladı.
Türkiye Psikiyatri Derneği de psikiyatride de kadroların ölçüsüz şekilde arttırıldığını kaydetti.
Dernek açıklamasında, şunlar dendi: “Beklenen, talep edilen, nitelikli eğitim verme imkânı bulunan sayının üzerinde kadro açılması yanlış bir karardır. Bu kararın ne uzmanlık eğitimi verenler, ne eğitim alanlar ne de uzmanlardan sağlık hizmeti alacaklar açısından olumlu etkisi olur.”
Kaynak: DİKEN