Kendisine şiddet uygulayan ve seks işçiliği yapmaya zorlayan kocasını öldürdüğü için 15 yıl hapis cezası alan Çilem Doğan’ın Yargıtay’daki ilk duruşması görüldü. Türkiye’nin çeşitli yerlerinden destek için gelen kadınlar ve basın duruşma salonuna alınmadı. Savcı cezanın onanmasını isterken Doğan’ın avukatları, savunmalarında müvekkillerinin meşru müdafaada bulunduğuna ve beraat etmesi gerektiğini söyledi. Avukatların savunmalarının ardından mahkeme heyeti kararı 4 Kasım’da vereceğini açıkladı
Kendisine şiddet uygulayan ve seks işçiliği yapmaya zorlayan kocasını öldürdüğü için 15 yıl hapis cezası alan, ardından kefaletle serbest bırakılan Çilem Doğan’ın Yargıtay’daki davası başladı. Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen Doğan’a destek için gelen kadınlar da Yargıtay ek hizmet binası önünde buluştu.
Basına da desteğe gelenlere de engel
Mahkeme heyeti Doğan’a desteğe gelen kadınların duruşmayı izlemek için salona girmesine izin vermedi. Yalnızca soyadı “Doğan” olan kişilerin içeri girmesine izin verileceği söylendi. Sonradan soyad kısıtını kaldırarak içeriye yalnızca beş kişinin girmesine müsaade eden heyet, basını da içeri almadı. 30’dan fazla avukatın takip ettiği dava için duruşma salonunda yalnızca dört sandalyenin konulmuş olması dikkat çekti.
Çilem Doğan, duruşmaya katılmadı. Savcının cezanın onanmasını istediği duruşmada Doğan’ın avukatları savunmalarında müvekkillerinin meşru müdafaada bulunduğuna dikkat çekerek beraatini talep etti.
Duruşmada neler yaşandı?
Bu duruşmada yalnızca Çilem Doğan’ın avukatları savunma yaptı. Mahkemede savcı, cezanın onanmasını istedi. Doğan’ın Yargıtay duruşması yetki belgesi krizi ile başladı. Başkan asıl vekil varken yetki belgesi verilen avukatlar duruşmaya katılamaz şeklinde usulde olmayan bir kural koymaya çalıştı.
Mahkeme başkanından savunmaya müdahale
Çilem Doğan’ın avukatlarından ilk söz alan Av. İsa Ayanoğlu oldu. Ayanoğlu, meşru müdafaa kapsamında TCK’nin 27’nci maddesinin uygulanmasını istedi. Hasan Karabulut’un bir suç dosyası olduğunu hatırlatan Ayanoğlu, “Çilem daha önce Karabulut’u Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele’de (KOM) şikayet etmişti. Hasan Karabulut’un KOM’a yapılan şikayeti öğrenmesinin ardından tartışma başladı” dedi. Mahkeme başkanı Ayanoğlu’nun sözlerini keserek başka duruşmalarının da olduğunu ve bu kadar ayrıntılı savunma yapmamasını söyledi.
Ayanoğlu’nun ardından söz alan Av. Songül Yıldız, şöyle konuştu:
Yılmaz, savunmasının devamında gerekçeli kararda yer alan Karabulut’un olay anında Çilem’in hayatına yönelik bir saldırısının olmadığı, olsaydı Çilem’in silahla öldürülmüş olacağı yönündeki tespitini eleştirdi. Yine gerekçeli kararda yer alan Çilem’in şiddet gördüğü sırada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na başvurmaması ve daha önce emniyete yaptığı şikayetlerini baskı ve tehdit ile geri çekmesi konusunda da itirazlarını dile getirdi.
Yıldız’ın ardından söz alan Av. Cemre Topal ise savunmasında Çilem Doğan’ın durumunun sadece olay günü üzerinden değerlendirilemeyeceğini ifade ederek şöyle konuştu:
Avukat Ayşe Zilan ise Yargıtay 1’inci Ceza Dairesinin meşru müdafaa hükümlerinin uygulandığı, bazı emsal kararları hatırlatarak, Çilem’in durumunun da benzer olduğunu söyledi.
“Hayatını savunmak zorunda kalmanın cezalandırılmasına itiraz ediyoruz”
Son sözü alan Av. Büşra Özbiçer ise Çilem Doğan’ın kendi hayatını savunmak zorunda kaldığı için 15 yıl ceza aldığını ve bunun kabul edilemez olduğunu belirterek şöyle konuştu:
Karar 4 Kasım’da
Avukatların savunmalarının ardından mahkeme heyeti kararı 4 Kasım’da vereceğini açıkladı. Duruşma sonrasında kadınlar basın açıklaması yapmak isteyince polis engel oldu. Polisin engeline rağmen Yargıtay ana girişinde avukatlar dava süreci hakkında bilgilendirme yaptı. Bilgilendirmenin ardından kadınlar sloganlarla Yargıtay’dan ayrıldı.
Sendika.Org / Ankara
