Özgür Denizli

Yazar Şilan Avcı, son kitabı Roni-Başka Bir Hayatta’yı anlattı – Sibel Öz

Sibel Öz, Şilan Avcı’nın dört yıl önce kaleme aldığı ‘Başka Bir Hayatta’ adlı romanının devamı niteliğindeki yeni kitabı Roni-Başka Bir Hayatta’yı yazarla konuştu: Mardin sokaklarında uğuldayan bir aşkın hikâyesi bu…

Şilan Avcı’nın, 2008-2011 yılları arasında Yaşam Radyo’da yayınlanan sinema-edebiyat içerikli Sinemasal Şiirler isimli programını hâlâ hatırlayanlar olabilir. Avcı’nın üretimi yalnız bununla sınırlı değil tabii… 2010’da senaryosunu yazdığı Kesişme adlı kısa filmi çektikten sonra, 2014 yılında Yedi Güzel Adam isimli televizyon dizisinin hikâye ve senaryo yazarlığını yaptı. 2014’te Kar Pekmezi isimli ilk romanı yayımlandı. 2017 yılında yazdığı Annemin Türküsü isimli tiyatro oyunu Kültür Bakanlığı destekli olarak hayata geçti. Bunu 2018 yılında Notabene Yayınları tarafından basılan Başka Bir Hayatta isimli romanı izledi. 2021 yılında senaryosunu yazdığı Seherin Kadınları isimli tiyatro oyunu pek çok övgü aldı. Ve son olarak 2022 Eylül’ünde Roni-Başka Bir Hayatta adlı son kitabı yayımlandı. İşte bu denli üretken bir yazar olan Şilan Avcı’yla buluştuk, Roni-Başka Bir Hayatta’yı konuştuk.

Sibel Öz: Eylül ayında okurla buluşan yeni kitabınız Roni – Başka Bir Hayatta, hem daha önce yayımlanan Başka Bir Hayatta adlı kitabınızın devamı niteliğinde, hem de bağımsız bir eser gibi duruyor. Dört yıl sonra, okurların oldukça sevdiği o kitabın devamını yazdınız. Sizi, ilk kitapta yalnızca kadın kahramanının gözünden yazdığınız bu hikâyeyi mutlaka tamamlamak isteğiyle kuşatan tam olarak neydi?

Şilan Avcı: Hikâyeyi düşünmeye başladığım ilk günler, Ayno’nun sesi her yerdeydi. Çalışırken, yürürken, konuşurken, susarken… Roni’nin ise fısıltılarını duyabiliyordum ancak. Ben de ister istemez Ayno’ya kulak vermiştim. İçindeki acıyla çekip giden konuşsun istedim önce. Aynı zamanda azınlık olan, kadın olan, gayrimüslim olan… İlginçtir ve ama kabul edilebilirdir ki asıl ketum olan, asıl anlatmaktan imtina eden Ayno oldu zamanla. Bu yüzden öykünün içinde beni şiirimle uzun uzun ve ama bir şiir gibi kısa bir anlatıyla gezdirdi. Sonra ne oldu? Kitap yayımlandı, zaman geçti, başka şeyler yazarken hep aklımda Roni… Önce kulak vermedim, ama tam olarak şöyle oldu; bir gün oturdum ve sadece parmaklarımı harflere uzattım diyebilirim. Yazılmayı bekleyen hikâyesiyle Roni, çığlık çığlığa bir sakinlik, gürül gürül bir tane tanelik ve her şeyi baştan sona daha derin hatırlayan, gıpta edilir bir sevgililikle karşımdaydı. Roni’yi bitirdiğim gün ya da ertesi gündü sanırım, ilk defa anlattığım bir hikâyenin kahramanlarımı rüyamda gördüm. En yakın hisle âşık olmak gibiydi. Ne konuşuyorduk hatırlamıyorum, ama muhabbetin duygusu çok güzeldi.

Exit mobile version