Özgür Denizli

Bir ‘işkence’ öyküsü: Benim başım çok mu büyük anne? – Ersan Atar

Siyaset Alevi mahallesinde, muhafazakar mahallesinde köşe kapmaca oynarken ülkenin düşünen, sorgulayan insanlarının başlarının içinde bir uğultudur kopmuş gidiyor. Rahat bırakmayan, her adımında zonklatan bir uğultu.

O sorgulayan, düşünen insan, evinin yolunda ilerlerken sokağın birinde tam “kimyasal silah iddiası neden düşünce özgürlüğü olarak değerlendirilmiyor ki?” sorusuna kendince cevap bulmuşken köşeyi döndüğünde birden bir uğultu daha kopuyor başının içinde: Bir belediye başkanı ülkenin içişleri bakanına verdiği yanıttan dolayı, neden sanki o sözü seçim hakimlerine söylemiş gibi yargılanıyor ki? Ülkenin insanı tam buna da kendince bir yanıt bulacak, evinden gelen bir telefonla irkiliyor: Gelirken bir tane ekmek alır mısın?

Exit mobile version