Özgür Denizli

Sivil toplumun yeniden inşası – Cem Erciyes

Hakikaten Türkiye’de siyaset hiç olmadığı kadar liderlere odaklandı. Başkanlık sistemi, buna bağlı olarak parlamentonun etkisinin azalması, siyasi partilerin önemini de azaltıyor. Ama daha önemlisi, AKP en büyük kozu Erdoğan’ın kişiliği olduğu için sadece liderlerin görünür olduğu bir siyasi iklim yaratıyor. Bu iklimin en önemli stratejilerinden biri ise sivil toplumu, siyasetin dışına itmek.

Genel seçimlerin üstünden üç ay geçti ve muhalefet cephesinde hâlâ ümitsizlikten başka bir şey yok. Partilerden medyaya, kaynayan kazanlardan bir şeyler pişip gelecek yakında önümüze. Yerel seçimlere nasıl bir siyasi denklemle gireceğimizi göreceğiz… Bu arada, muhalif sivil toplum örgütlerinde de bir hareketlenme olduğunu görmek biraz daha umut verici olabilir. Geçen hafta, sosyal demokrat siyasetin önde gelen iki kuruluşu ortak bir rapor açıkladı. Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) ile Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES)’in seçimin hemen ardından yaptığı ‘Arayış Toplantısı’nın sonuç raporu, önemli görüşler içeriyor.

SODEV Başkanı Rasim Şişman ve TÜSES Başkanı Celal Korkut Yıldırım’ın ortak imzasıyla iki vakfın üyelerine gönderilen raporun, ‘gelecek dönemdeki seçim hazırlıklarına ışık tutması’ dileğiyle hazırlandığı belirtiliyor. Bu iki vakıf, başta CHP olmak üzere merkez sol parti ve hareketlerin dikkatle izlediği kurumlar. Dolayısıyla buralarda konuşulanların, hazırlanan raporların partili siyasete de bir nebze etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Fakat daha da önemlisi sivil toplumun seçim sonuçlarıyla komaya girmek yerine işini yapmaya, yani yeni fikirler üretip çevresini hareketlendirmeye devam ettiğini görmek…

Söz konusu rapor, AKP döneminde Türkiye’nin sosyoekonomik yapısının nasıl şekillendiğini, iktidar partisinin bunu nasıl kullandığını ve muhalefet partilerinin içine düştüğü hataları anlatılıyor. Bunların bir kısmı başka platformlarda da sık sık dile getirilen argümanlar. Mesela, altılı masa koalisyonunun aday belirlemekten, ilkeler bildirgesini hazırlamaya kadar tüm aşamalarda nasıl yavaş davrandığı gibi… Ne inandırıcı ve güven verici bir görünüm sundular ne de etkili bir siyasi söylem geliştirdiler. Masanın, yani Millet İttifakı’nın kurucusu CHP ise ülkenin sağcılaşmasına çare olarak muhafazakarlaşmaya çalıştı. Hatta SODEV-TÜSES raporunda söylendiği şekilde “gericiliği muhafazakarlık olarak yorumlayarak” etkili bir tutum alamadı, tam tersine milliyetçiliği ön plana çıkartmaya çalıştı…

Kaynak: Kısa Dalga

Exit mobile version