Aşı karşıtlığının tırmanması sonucu çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin sayısı 83’ten 23 bine yükseldi. 2019’un ilk dokuz ayında kızamık vakaları önceki yıla kıyasla 5,2 kat artarak 2 bin 666’ya ulaştı
Türkiye’de son yıllarda tırmanan aşı karşıtı çağrılar sonucunda çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin sayısı son 7 yılda 83’ten 23 bine yükseldi. Aşı şirketlerinin maddi kazanç odaklı çalıştığı, aşıların gerekli ve güvenliği olmadığı, aşının “dinen uygun” olmadığı gibi anlayışlar sonucu 2019’un ilk dokuz ayında kızamık vakaları önceki yıla kıyasla 5,2 kat artarak 2 bin 666’ya ulaştı.
Gazete Duvar’dan Müzeyyen Yüce’nin haberine göre, Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Sinan Adıyaman, Türkiye’deki kızamık vakalarında yaşanan artışa dikkat çekti ve şunları söyledi:
Kızamık aşısı yapılmazsa yılda 2,7 milyon çocuk ölebilir
Çocuk ölümlerine neden olan kızamık, çocuk felci, tetanos, boğmaca ve difteri gibi hastalıkların aşı ile alınan önlemler sonucu azaldığına dikkat çeken Adıyaman, UNICEF verilerine işaret ederek şöyle konuştu:
“Çocuklar için en büyük tehdit aşı karşıtlığı”
Çocuklar için en büyük tehdidin aşı karşıtlığı olduğunu belirten TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Filiz Ünal ise “aşı kırılmasının” okul çağında yaşandığını ifade etti. Okullarda prosedürler nedeniyle bir aksama yaşandığını ya da ailelerin okul döneminde yapılan aşıları reddetmesi sonucu çocukların aşı takviminde bir kırılmanın başladığını belirten Ünal şunları söyledi:
“Dini nedenlerle aşı reddi yapan ailelere bilimsel verilerle ulaşmak imkansız”
Aile Hekimi olarak sahada aşı reddi yapan aileler ile birebir muhatap olduklarını ve iki grubun aşıyı reddettiğini belirten Ünal, “Biri dini gruplar; ‘günah’ sebebiyle, diğeri aşının güvenli olduğuna yönelik soru işaretleri olan postmodernler” dedi. Aile hekimleri olarak çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırdıklarını vurgulayan Ünal, “Aşının içeriğine, gerekli olup olmadığına dair soru işaretleri oluyor. Postmodern ailelere, bilimsel doyuma ulaşmış bilgiler verildiği takdirde uzlaşı sağlayabiliyoruz. Ama asıl yönelinmesi gereken grup, dini nedenlerle aşı reddi yapan aileler. Onlara bilimsel veriler ile ulaşmak imkansız. Özellikle benim görev yaptığım Sincan bölgesinde çok sık rastladığımız bir durum” dedi.
Bazı tarikat ve cemaat liderlerinin aşı ile önlenebilir hastalıklara ilişkin, “Eskiden aşı mı vardı, yaptırmayın”, “Modern tıp Allah’ın işine karışıyor” gibi söylemlerle aileleri aşıdan uzaklaştırdığını belirten Ünal, bunun sahaya yansıyan örneklerini şu sözler ile anlattı:
“Kızamıktan ölen çocuk görmedikleri için sorguluyorlar”
Ünal, dinsel algıların yanı sıra bazı politikacıların söylemlerinin de aşı karşıtlığını beslediğini söylerken, “Son dönemde aşı oranlarının düşmesi ülkeyi salgınlara açık hale getirdi. Şeyhler, şıhlar bilimle çatışıyor. Postmodernler artık kızamıktan ölen, ayağı sakatlanan, zeka engeli olan çocuk görmediği için aşının gerekliliğini sorguluyor. Burada devreye hükümetin çok yönlü politikası giriyor. Koordineli bir çalışma ile aşı oranlarını yeniden yükseltebiliriz” dedi.
Kaynak: Duvar-Sendika.org
