Özgür Denizli

Munise Ozan: Kaş’ı betona boğma ,sahip çık, koru…BAŞKA KAŞ YOK ! – Metin Batur

Kaş, Türkiye’ de Ege ve Akdeniz’in birleştiği cennetten bir köşe. Nasıl anlatılır, gerçekten sözcüklere sığdırılamayacak kadar özel. Denizden Avrupa’ya en yakın nokta. Doğasını, denizini ve tarihi dokusunu anlatmak için sayfalar dolusu kitaplar yazılır. Kaş, sürdürülebilir turizm, eko turizm adına Türkiye’nin en önemli yerlerinden biri. Kaş Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı Dr. Munise  Ozan ile gerçekleştirdiğimiz söyleşimizi yayımlıyoruz.

Kaş Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı  Dr. Munise  Ozan, biraz sizi tanıyabilir miyiz? Derneğiniz ne zaman kuruldu? Kaç yıldır göreve devam ediyorsunuz, yönetim kurulundaki görev dağılımından söz eder misiniz?

Ben yaklaşık 22 yıldır Kaş’ta yaşıyorum ve hekimlik yapıyorum. Derneğimiz 8 Mart 1991 tarihinde kurulmuştur. Kayıtlı üye sayımız 480 ve yönetim kurulumuz 9 kişidir. Tüm kararlar yönetim kurulumuz tarafından oy çokluğuyla alınmaktadır. Ortaya çıkan sorunlar ve/veya kampanyalar için gönüllü çalışma grupları oluşturulmaktadır. Bölgemizde en etkin Sivil Toplum Kuruluşu (STK) derneğimizdir diyebiliriz. İlçemizde; Kaş Çevre Platformu, Kaş Sualtı Derneği (KASAD), Kaş-Kalkan-Patara Otelciler Birliği, Çekül Vakfı, Akdeniz Koruma Derneği, Hayvan Dostları Derneği, Kaş Çocukları İçin Çalışkan Arılar Derneği vb. STK’lar da faaliyet göstermektedir.

Derneğe üyeliğim sonrası 2008 yılında, başkan yardımcısı olarak göreve başladım. 27.11.2012’den bu yana her iki yılda bir yapılan genel kurullardaki seçimlerde başkan olarak seçildim.

Kaş, turizm olarak çok önemli nokta ve sezon içinde çok önemli misafirleri ağırlıyor, akademik  ve  kültür sanat camiasından insanlar Kaş’ta yaşıyorlar. Dernekle bağlantıları ya da katkıları oluyor mu?

Kaş’ı bir görüp sevdalanmayan yok gibidir. Kaş öteden beri, birçok sanat ve kültür insanını kendine çekmeye devam ediyor. Kaş’ın kendilerine ilham verdiğini sık sık dile getirir burada üreten, yaratan sanatçılar.

Sanat ve kültür insanı olmak çevreye, yaşadığı dünyaya duyarlı olmayı da beraberinde getiriyor ve onların desteğini her zaman alıyoruz, yanımızda hissediyoruz; hem çevre mücadelesinde hem de kültür ve sanat faaliyetlerimizde.

Buna geçmişten bir örnek vereyim: Kaş İnceboğaz’da açılan yunus oyun parkının kaldırılması için açılan kampanyaya Derneğimiz aktif olarak katılmıştı. Yazar Buket Uzuner change.org’da başlattığı imza kampanyası ile 20.000 imza toplamış, yetkili makamlara teslim etmişti. Sanatçı Uğur Polat da bu kampanyaya destek vermişti. Kısa sürede kampanyamız hedefine ulaştı ve yunus parkını kaldırmayı başardık. Yıl 2011-2012 idi.

Yakın geçmişten örnek vereyim; 8 Eylül 2018’de İklim İçin Ses Ver! Başlıklı dünya çapındaki iklim hareketine Kaş’tan ses verdik ve yine yazar Buket Uzuner gelerek sesimize ses, gücümüze güç kattı.

2019 yılında dernek olarak iki büyük festival gerçekleştirdik. Yerel, ulusal ve uluslararası onlarca sanatçı gönüllü katılımlarıyla burada olağanüstü günler geceler yaşattılar bizlere ve Kaş’ın konuklarına. Festivallerimizi bu sayede görkemleriyle kıyaslanmayacak kadar küçük bütçelerle gerçekleştirdik ve bugün videolarını izleyince biz bile inanamıyoruz yaratılan güzelliklere.

Diğer yerel, ulusal veya uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler veya başka paydaşlar ile çevre ve sanat adına ortak çalışmalarınız oldu mu? Ne gibi çalışmalar yaptınız?

Çok kapsamlı bu soruyu birkaç örnekle yanıtlayayım;

Bölgenizde bugüne kadar ne tür savunuculuk veya politika geliştirme faaliyetleri yapıldı? Doğal alanları savunma adına neler yaptınız?

Bu soruya derneğimizin amacını belirterek yanıtlamak isterim: dernek tüzüğümüzün ‘AMAÇ’ bölümü aynen şöyle:

“Derneğin amacı Kaş’ın ve Beldelerinin tüm doğal kaynaklarının korunması, güçlendirilmesi; tarihi, arkeolojik, folklorik, mimari ve diğer bütün değer ve zenginliklerini ortaya çıkarmak, korumak, değerlendirmek ve doğal çevre ile uyumlu turizmin gelişmesine katkıda bulunmak, deniz ve çevre kirliliğiyle mücadele etmektir.”

Yani tüzüğümüz gereği “Sürdürülebilir Turizm, Sürdürülebilir Yaşam” ilkesiyle çalışıyoruz. Hal böyle olunca ‘doğal çevre koruma’ işi, faaliyetlerimiz arasında ilk sırayı alıyor. Tüzüğümüzün ve anayasanın bize verdiği bu “koruma” ödevi gereği birçok çevre davasında, davacılar arasında yer aldık, alıyoruz.

Bazen “keşke herkes görevini tam yapsa, kanuna-nizama uysa, doğal çevre ve değerler devlet tarafından tam olarak korunsa da biz de bu davalarla, mahkemelerle uğraşmasak diyoruz ama durum, bildiğiniz gibi, maalesef öyle değil.

Yukarıda belirttiğim gibi Derneğimizin amaç maddesi gereği ve popüler ifade ile “zamanın ruhu” diyelim hadi, aslında son yıllarda doğaya karşı yapılan amansız saldırılara karşı bir savunma olarak, daha doğrusu tek çare olarak yargı yoluna başvuruyoruz. Başka STK’lar ve çevrelerine, köylerine sahip çıkmak isteyen birçok yurttaş ile birlikte birçok davada davacı konumundayız.

Bunlardan bazılarını sıralamak gerekirse;

Doğal varlıkların, arkeolojik alanların korunması veya çevre ihtilafları konularında hiç dava süreçlerine dahil oldunuz mu? Bunları anlatır mısınız?

2015 yılından başlayarak günümüze kadar gelen halen devam etmekte olan bazı STK’larla birlikte açtığımız davalarımız mevcuttur, derneğimiz ve vatandaşlar adına, Antalya Barosundan avukatımız Tuncay Koç bizleri başarıyla temsil etmiş ve etmektedir. Bu davalarımız;

Saydığımız davalarla beraber diğer davalarımız da değişik aşamalarda devam etmektedir.

Son olarak Kaş’ta; ormanlarımızın taş ocakları için yok edilmesi, daha fazla alanın açgözlü kısa vadeli kazançlar uğruna imara açılması, gereksiz otoban ve devasa havaalanı gibi projelerle yörenin nüfus artışının körüklenmesiyle ekolojik dengelerin bozulacağı, iklim krizinin baş kurbanları arasına gireceğimiz aşikardır. Bu nedenle Kaş’ta yaşayan vatandaşlarımız ve Kaş severler olarak sesleniyoruz;

Kaş’ı betona boğma, sahip çık, koru…BAŞKA KAŞ YOK !

Dr. Munise Ozan söyleşi için çok teşekkür ederiz…

Ben de size çok teşekkür ediyorum bu güzel söyleşi için.

Exit mobile version