Kaş, Türkiye’ de Ege ve Akdeniz’in birleştiği cennetten bir köşe. Nasıl anlatılır, gerçekten sözcüklere sığdırılamayacak kadar özel. Denizden Avrupa’ya en yakın nokta. Doğasını, denizini ve tarihi dokusunu anlatmak için sayfalar dolusu kitaplar yazılır. Kaş, sürdürülebilir turizm, eko turizm adına Türkiye’nin en önemli yerlerinden biri. Kaş Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı Dr. Munise Ozan ile gerçekleştirdiğimiz söyleşimizi yayımlıyoruz.
Kaş Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı Dr. Munise Ozan, biraz sizi tanıyabilir miyiz? Derneğiniz ne zaman kuruldu? Kaç yıldır göreve devam ediyorsunuz, yönetim kurulundaki görev dağılımından söz eder misiniz?
Derneğe üyeliğim sonrası 2008 yılında, başkan yardımcısı olarak göreve başladım. 27.11.2012’den bu yana her iki yılda bir yapılan genel kurullardaki seçimlerde başkan olarak seçildim.
Kaş, turizm olarak çok önemli nokta ve sezon içinde çok önemli misafirleri ağırlıyor, akademik ve kültür sanat camiasından insanlar Kaş’ta yaşıyorlar. Dernekle bağlantıları ya da katkıları oluyor mu?
Sanat ve kültür insanı olmak çevreye, yaşadığı dünyaya duyarlı olmayı da beraberinde getiriyor ve onların desteğini her zaman alıyoruz, yanımızda hissediyoruz; hem çevre mücadelesinde hem de kültür ve sanat faaliyetlerimizde.
Buna geçmişten bir örnek vereyim: Kaş İnceboğaz’da açılan yunus oyun parkının kaldırılması için açılan kampanyaya Derneğimiz aktif olarak katılmıştı. Yazar Buket Uzuner change.org’da başlattığı imza kampanyası ile 20.000 imza toplamış, yetkili makamlara teslim etmişti. Sanatçı Uğur Polat da bu kampanyaya destek vermişti. Kısa sürede kampanyamız hedefine ulaştı ve yunus parkını kaldırmayı başardık. Yıl 2011-2012 idi.
2019 yılında dernek olarak iki büyük festival gerçekleştirdik. Yerel, ulusal ve uluslararası onlarca sanatçı gönüllü katılımlarıyla burada olağanüstü günler geceler yaşattılar bizlere ve Kaş’ın konuklarına. Festivallerimizi bu sayede görkemleriyle kıyaslanmayacak kadar küçük bütçelerle gerçekleştirdik ve bugün videolarını izleyince biz bile inanamıyoruz yaratılan güzelliklere.
Diğer yerel, ulusal veya uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler veya başka paydaşlar ile çevre ve sanat adına ortak çalışmalarınız oldu mu? Ne gibi çalışmalar yaptınız?
Çok kapsamlı bu soruyu birkaç örnekle yanıtlayayım;
- WWF in düzenlediği deniz koruma alanları ile ilgili çalışma gruplarında, WWF’in 2014 Sürdürülebilir Turizm Projesinde görev aldık ve “Doğa Dostu Turizm Ödülü Projesini” gerçekleştirdik.
- Mevsim Kaş Projesinde Kaş Belediyesi ile ortak proje yürüttük.
- Bremen Üniversitesinin Yüksek Lisans öğrencilerinin yürüttüğü “Sürdürülebilir, doğa dostu turizm” projesinde birlikte çalışılarak destek verdik.
- WWF –Türkiye’nin 11-20 Haziran 2019 yılında Fransa da gerçekleştirdiği ‘’Kıyı, Ada ve Denizsel alanların entegre ve sürdürülebilir yönetim modellerinin güçlendirilmesi projesi kapsamındaki eğitim çalıştayına katıldık. Kaş –Kekova ÖÇK Bölgesini tanıttık.
- 12-15 Kasım 2019 tarihlerinde Akyaka da düzenlenen MEDPAN, WWF işbirliği ile düzenlenen ‘’Akdeniz Denizel Koruma Alanları Yönetimi” konulu çalıştaya katıldık.
- Eylül 2019 tarihlerinde 1.Kaş Klasik Müzik Festivalini gerçekleştirdik.
- 3-4 Mayıs 2019 tarihlerinde Festival Sete Sois Sete Luas, (7Güneş 7 Ay Festivali) gerçekleştirdik. 30 yıldır 10 Akdeniz ülkesi ve Brezilya’nın dahil olduğu bu festival ağına Türkiye’den ilk kez ve sadece Kaş dahil edildi. Bu sene Haziran ayında yapacaktık ama pandemi nedeniyle erteledik.
Bölgenizde bugüne kadar ne tür savunuculuk veya politika geliştirme faaliyetleri yapıldı? Doğal alanları savunma adına neler yaptınız?
“Derneğin amacı Kaş’ın ve Beldelerinin tüm doğal kaynaklarının korunması, güçlendirilmesi; tarihi, arkeolojik, folklorik, mimari ve diğer bütün değer ve zenginliklerini ortaya çıkarmak, korumak, değerlendirmek ve doğal çevre ile uyumlu turizmin gelişmesine katkıda bulunmak, deniz ve çevre kirliliğiyle mücadele etmektir.”
Yani tüzüğümüz gereği “Sürdürülebilir Turizm, Sürdürülebilir Yaşam” ilkesiyle çalışıyoruz. Hal böyle olunca ‘doğal çevre koruma’ işi, faaliyetlerimiz arasında ilk sırayı alıyor. Tüzüğümüzün ve anayasanın bize verdiği bu “koruma” ödevi gereği birçok çevre davasında, davacılar arasında yer aldık, alıyoruz.
Bazen “keşke herkes görevini tam yapsa, kanuna-nizama uysa, doğal çevre ve değerler devlet tarafından tam olarak korunsa da biz de bu davalarla, mahkemelerle uğraşmasak diyoruz ama durum, bildiğiniz gibi, maalesef öyle değil.
Yukarıda belirttiğim gibi Derneğimizin amaç maddesi gereği ve popüler ifade ile “zamanın ruhu” diyelim hadi, aslında son yıllarda doğaya karşı yapılan amansız saldırılara karşı bir savunma olarak, daha doğrusu tek çare olarak yargı yoluna başvuruyoruz. Başka STK’lar ve çevrelerine, köylerine sahip çıkmak isteyen birçok yurttaş ile birlikte birçok davada davacı konumundayız.
Bunlardan bazılarını sıralamak gerekirse;
- Gömbe-Uçarsu’ya yapılması planlanan HES projesine karşı halkla birlikte büyük bir miting düzenlenmiş ve ÇED toplantısına katılmayarak HES projesinin iptali sağlanmıştır. (2011)
- Kaş-Kekova-Üçağız bölgesinde deniz kanosu, su üstü parkuru ihalesinin özel firmalara verilmesine engel olmak maksadıyla, Demre Kaymakamlığınca açılan ihaleye derneğimiz de katılmıştır, bu sayede ihale iptal edilerek söz konusu haklar köy muhtarlığına bırakılmıştır. (2012)
- Havalimanı projesine karşı Antalya STK’larıyla birlikte ortak basın açıklaması yaptık, kampanyalar yürüttük.
- Kaş Pınarbaşı Köyüne yapılması planlanan Kaş Havalimanı projesine karşı diğer STK’lar, yöre halkı ile birlikte kampanyalar düzenlenmiştir. Antalya da bulunan STK’lar bilgilendirilerek ortak basın açıklaması yapılmıştır.(2016) Maalesef projenin gerçekleşmesi için ön çalışmaların devam ettiğini duyuyoruz.
- Kaş Hidayet Koyunda izinsiz yapılaşmaya karşı Bimer’e başvurduk, suç duyurusunda bulunduk. Yıkım kararı alınmasına ve turistik konaklama tesisi mühürlendi diye cevap verilmesine rağmen tesis halen çalışmaya devam etmektedir. (2015-)
- Kaş için hazırlanan imar planları, Kaş-Kalkan otoyol projesi ile ilgili olarak WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Antalya Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarları Odası Genel Merkezi ile çalışılmıştır.
Doğal varlıkların, arkeolojik alanların korunması veya çevre ihtilafları konularında hiç dava süreçlerine dahil oldunuz mu? Bunları anlatır mısınız?
2015 yılından başlayarak günümüze kadar gelen halen devam etmekte olan bazı STK’larla birlikte açtığımız davalarımız mevcuttur, derneğimiz ve vatandaşlar adına, Antalya Barosundan avukatımız Tuncay Koç bizleri başarıyla temsil etmiş ve etmektedir. Bu davalarımız;
- 2015 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan SİT alanı olan Limanağzı ve Çukurbağ bölgelerinin imara açılmasına onay veren 1/25000’lik Kaş Merkez İmar Planına karşı dava açılmıştır. Bu davada alınan bilirkişi raporu sonrası planlar iptal edilmiştir. Davalının temyizi üzerine Danıştay’da beklemektedir. Bu davada Kaş Turizm ve Tanıtma Derneği’nin yanı sıra 30 yurttaş davacıdır.
- Yine aynı konuda Belediye’nin yaptığı ikinci 1/25000’lik plana karşı da ilk davadaki gerekçeler ve alınan mahkeme kararı doğrultusunda dava açılmış, bu dosyada keşif yapılmış ve bilirkişi raporundan sonra yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Alanla ilgili 1/100.000 lik planın da iptali istendiğinden dava Danıştay Başkanlığı’nda açılmıştır. Planlarla ilgili Danıştay 6. Dairesi ve Danıştay İdari Dava genel kurulunca durdurma kararı verilmiştir. (2019)
- Kaş Çukurbağ-Ağullu-Yeniköy-Gökçeören-Bayındır mahallelerine ilişkin 1/25000’lik imar planı Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmış ve askıya çıkmıştır. Bu plana karşı Derneğimiz ve 30 yurttaş dava açmıştır. Antalya 2. İdare mahkemesi 2019/63 sayılı dosyada keşif yapılmıştır. Karar beklenmektedir.
- Kaş Çukurbağ-Ağullu-Yeniköy-Gökçeören-Bayındır mahallelerine ilişkin 1/5000 lik ve 1/1000’lik imar planları Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Kaş Belediyesi tarafından yapılmış ve askıya çıkmıştır. Bu planların iptaline karşı vatandaşlar ve Antalya Mimarlar Odası ile 5 ayrı dava açılmıştır. Davalar değişik mahkemelerde sürmektedir.
- Mersin-Muğla Akdeniz sahil otoyolu projesi kapsamında Kaş-Kalkan arasına yapılmak istenen ve Kaputaş Kanyonu 1. Derece doğal SİT alanından viyadükle geçecek olan 28 km’lik otoyol projesine izin veren Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu kararına karşı Antalya 4. İdare mahkemesinde dava açılmıştır. Davada Dernek dışında, 76 yurttaş ve Peyzaj Mimarları Odası davacıdır Antalya 4. İdare mahkemesi iptal kararı vermiştir. Dosya itiraz üzerine Konya Bölge İdare Mahkemesi 2.dairesine gönderilmiştir.
- Kaş-Kalkan arasına yapılmak istenen Otoyol projesinin ÇED gerekli değildir kararına karşı da 76 davacı ve Peyzaj Mimarları odası davacı olmuştur. Antalya 2. İdare mahkemesinde açılan ve iptal edilen dava, Danıştay tarafından bozulması üzerine alanda keşif yapılmış ve Antalya 2 İdare mahkemesi yeniden iptal kararı verilmiştir. Danıştay 14. Dairesi bu kararı 5/12/2019 tarihinde onamış ve karar kesinleşmiştir.
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kaş Gelemiş köyü, Patara ve Fırnaz Koyu SİT Alanları’nın derecesinin düşürülmesine ilişkin karara karşı Derneğimiz, Peyzaj Mimarları Odası ve Mimarlar Odası Antalya Şubesi ile beraber dava açmışlardır. Dava, Antalya 4. İdare Mahkemesinde görülmüş, alanda iki kere keşfe gidilmiş ve bilirkişi raporu lehimize gelmiş, yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Dosyada Haziran 2020 de 4.İdare mahkemesi davalı işlemin iptaline karar vermiştir.
- Kaş İlçesi Çukurbağ Yarımadası Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı ile Limanağzı Bölgesi 3. Derece Doğal SİT alanını kapsayan 1/25.000 ölçekli, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 9/7/2019 tarih ve 160468 sayılı Nazım İmar Planı kararının iptali için dava açılmıştır. Dava Antalya 2. İdare mahkemesinde devam etmektedir. Keşif günü beklenmektedir. Bu davada Antalya Mimarlar Odası Şubesi ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı da dernekle beraber davacıdır.
Saydığımız davalarla beraber diğer davalarımız da değişik aşamalarda devam etmektedir.
Son olarak Kaş’ta; ormanlarımızın taş ocakları için yok edilmesi, daha fazla alanın açgözlü kısa vadeli kazançlar uğruna imara açılması, gereksiz otoban ve devasa havaalanı gibi projelerle yörenin nüfus artışının körüklenmesiyle ekolojik dengelerin bozulacağı, iklim krizinin baş kurbanları arasına gireceğimiz aşikardır. Bu nedenle Kaş’ta yaşayan vatandaşlarımız ve Kaş severler olarak sesleniyoruz;
Kaş’ı betona boğma, sahip çık, koru…BAŞKA KAŞ YOK !
Dr. Munise Ozan söyleşi için çok teşekkür ederiz…
Ben de size çok teşekkür ediyorum bu güzel söyleşi için.
