Türkçeye “Halkı halk kurtarır” olarak çevirilebilecek “El pueblo salva al pueblo” cümlesi Valencia’da yaşanan sel felaketi sonrası başlayan halk dayanışmasının ortak sloganı hâline geldi. Felaketin ikinci haftasında Valencia sokaklarında yağmur botları ve kıyafetleri çamurlanmış, ellerinde kürek ve el aletleri taşıyan insanları görmek olağanlaştı.

'Halkı halk kurtarır': Valencia usulü dayanışma

Valencia’da yaşayanlar, Ekim ayının son haftası İspanya’nın güneyini, özellikle Valencia ve çevresini etkileyen yoğun yağışla oluşan zararlarla ilgili olarak, başta belediye olmak üzere devlet kurumlarının ihmali olduğunu düşünüyor.

9 Kasım Cumartesi günü Valencia şehir merkezinde düzenlenen büyük protesto, bunun net bir ifadesiydi. 150.000 kişinin üzerinde olduğu tahmin edilen kalabalık, belediye binasının önündeki meydanı, etrafındaki tüm sokak ve caddeleri doldurdu. Gece boyunca hep bir ağızdan atılan sloganlarla Valencia Belediye Başkanı ve Bölge Lideri Carlos Mazón’un istifası istendi.

Selden sonra dayanışma

En son açıklanan resmî rakamlara göre 223 ölüm ve 2.000’inin üzerinde kayıp ile Ekim 2024’te yaşanan büyük sel felaketi, İspanya’nın yakın tarihinde yaşadığı en büyük “doğal” afetlerden biri oldu. 29 Ekim 2024’te başlayan ve yüksek seviyelerde izole bir alçak basınç alanının neden olduğu belirtilen sağanak yağmurun, Valencia Topluluğu, Castilla-La Mancha ve Endülüs de dahil olmak üzere doğu İspanya’nın birçok bölgesine bir senelik yağışa denk bir su miktarını birkaç gün içinde bıraktığı açıklandı.

  • Her ne kadar felaketin ilk sebebi yoğun yağış olsa da halk, afete bağlı ölümlerin yağıştan daha çok yetkililerin ihmaline bağlı olduğunu düşünüyor. Selden sonra çekilen uydu fotoğrafları ve yağışın olduğu gün çok geç yapılan bilgilendirmeler bu ihmali doğrular nitelikte.

Ben de 29 Ekim günü Valencia merkezdeki evimdeydim ve okuldan bisikletle dönecek olan kızımı endişeyle bekliyordum. Kızım neyse ki eve sorunsuz bir şekilde ulaştı ve sonraki saatlerde rüzgarla birlikte yağış da hızlandı. Cep telefonlarımıza gelen alarmlar akşam saatlerinde çalmaya başladığında ise yağış çoktan en yüksek noktasına ulaşmıştı. Sonraki günlerde herkes uydu fotoğraflarından afetin yatağı değiştirilen Turia Nehri’nin denizle arasındaki bölgeye taşması sonucunda oluştuğunu gördü.

Valencia’nın nemli havasının, portakallarının ve meşhur paella‘sının içindeki pirinçlerinin yetiştiği deltanın müsebbibi, güzel Turia Nehri şehrin en önemli coğrafi işareti. Valencia’yı boydan boya katederek denize dökülen, geniş yatağı ve yüksek su debisiyle tanınan Turia Nehri şehre bereketini vermesinin yanında yoğun yağışlarda da sıkıntı yaratmasıyla bilinmiş.

Valencia, 1957 | @7televalencia

Nehrin taşması ve sel felaketine sebep olması aslında sürekli tekrar eden bir durum. Tarihte geriye gidildiğinde, 14. yüzyıldan başlayarak bu tip taşmalara dair bilgilerin kayıt altına alındığı görülüyor. Fakat 1957’e gelindiğinde, şehir merkezini yerle bir eden bir büyük taşkın daha olunca bu soruna bir çözüm bulmayı o dönemin hükümeti kafaya takıyor ve çözümü nehir yatağının yerinin değiştirilmesinde bulunuyor. Sonuçta Franco hükümetinin geliştirdiği proje ile Turia Nehri olağan yatağından 3 kilometre aşağıya güneye yönlendiriliyor.

Valencia’da şehir merkezinde bununla ilgili sokak sanatı kayıtlarına hâlâ rastlamak mümkün. Seramik zanaatinin de çok geliştiği ve devam ettirildiği Valencia, birçok sokakta, duvarlara yapıştırılmış, çeşitli zamanlara ait su taşkınlarının seviyesini gösteren seramik karoları korumuş.

1957’teki proje ile yatağı değiştirilen Turia’dan kalan susuz alanda öncelikle bir otoyol yapılması düşünülüyor. Fakat halkın yoğun örgütlü mücadelesi bu projeyi iptal ettiriyor ve eski nehir yatağı araç trafiğine değil halkın kullanımına ayrılarak boydan boya bir yeşil alana dönüştürülüyor. Hâlihazırda bu geniş yeşil alan Valencia’nın kalbi; her yaştan, her etnik gruptan insan burada spor yapıyor, dans ediyor, koşuyor, futbol oynuyor, piknik yapmaya ya da doğum günü kutlamalarında hep burada buluşuluyor. Bu yeşil alan için verilen mücadele hâlâ Valencia halkının en çok övündüğü, gurur duyarak anlattığı hikayelerin başında geliyor.

Yatağı değiştirilen Turia Nehri 1957’den sonra ve Ekim 2024’teki yoğun yağışta dahi böylelikle merkezi artık etkilemiyor hâle geliyor. Fakat zaman içinde yeni yatağıyla deniz arasındaki bölgede yapılaşmaya izin veriliyor ve buradaki yerleşim de yıllar içinde yayılarak büyüyor.

Dünya Meteoroloji Örgütü’nün verilerine göre metrekareye 300 litrenin üzerinde suyun düştüğü 29 Ekim gecesi, yoğun yağışa rağmen şehir merkezinde bir birikme ya da yağışa bağlı hiçbir sorun yaşanmaması işte bu yüzden. Yine aynı sebeple olağan yatağı değiştirilmiş Turia Nehri’nin yeni akış alanıyla denizle arasındaki yerleşim yerleri ise sular altında kaldı.

Bölgede geçmişte benzer şiddetli yağmur dönemleri olsa da, yaşanan sel felaketinin, insan faaliyetlerine bağlı olarak gelişen iklim değişikliği nedeniyle muhtemelen daha yoğun yaşandığı ve yerel yönetimin afetlere karşı yetersiz müdahalesinin olayın insani maliyetini muhtemelen daha da ağırlaştırdığı ifade ediliyor. Felaketin yönetimdekilerin kararları neticesindeki sonuçları ve herkesin aynı derece etkilenmemesine bağlı sınıfsal göstergeleri ise medyada çok konuşulmasa da halkın tepkisiyle görünür hâle geldi.

Halkın protestosu | Getty Images

Eleştirilerin merkezinde İspanya Ulusal Meteoroloji Ofisi’nin (Aemet) 29 Ekim’de verdiği kırmızı hava uyarısına yanıt vermek ve doğrudan insanların telefonlarına uyarı göndermek için yaklaşık 12 saat bekleyen ve sonrasında da Başbakan’dan yardım istemekle ilgili politik konuları sebep göstererek geciktiren Valencia’nın bölge lideri Carlos Mazón var.

  • Mazón ile birlikte felaketten 6 gün sonra bölgeye gelen Başbakan Sanchez ile İspanya Kralı da halkın yoğun protestosuyla karşılaşmıştı. Sel felaketinden en çok etkilenen Valencia’nın Paiporta bölgesine giden Kral, Sánchez ve Mazón, kasabada yaşayanlar ve onlara yardıma gelen gönüllülerin olduğu sokaklardan yürürken yuhalandılar, halk üzerlerine çamur attı ve onlara “katil” diye seslendi. Sanchez bunun üzerine bölgeden uzaklaştı.

Tüm bunlara rağmen şehirde hiç de umutsuz, karamsar bir hava hâkim değil. Tersine büyük bir dayanışma, örgütlülük ve sonuçlar hakkında birlikte fikir yürütmenin de yarattığı umut ve inanç hissediliyor. Yaşanan büyük yıkıma karşın, halk bu vesileyle hükümetlerin ve devletin güvenilmezliğine vurgu yapıp, insani ilişkilerin ve örgütlü dayanışmanın önemini vurgulayacak şekilde hareket etmeyi başardı.

Valencia ve yakın çevrelerde yaşayanlar selin ardından etkin bir şekilde harekete geçerek sular altında kalan bölgelerde yardım çalışmaları yürütmeye başladı. Bu dayanışmaya birçok grup dahil olsa da, hareketlenme kurumlar üzerinden değil çoğunlukla halkın kendi, bağımsız örgütlenmesiyle oluştu. Valencialı ünlü mimar Calatrava’nın tasarladığı, şehrin simgelerinden Bilim ve Sanat Merkezi’nin (Ciutat de les Arts i les Ciències) önünde, felaketin ikinci gününde toplananlarının sayısı 15.000’in üzerindeydi.

Bu gruba sonraki günlerde yakın çevreden gelen insanlar da eklenince yaklaşık 45.000 sivil gönüllünün biraraya geldiği bir topluluk oluştu. İnsanlar, metro ve toplu taşımanın çalışmamasına, çoğu yolun motorlu trafiğe kapalı olmasına rağmen, ellerinde kovalar, süpürgeler ve faraşlarla yürüyerek selden etkilenen mahallelere kendi çabalarıyla gittiler. Çamurun sokaklardan ve giriş katlardaki ev ve dükkanlardan temizlenmesi, barınaklardaki hayvanların kurtarılması, elektrik ve su gibi altyapı hizmetlerinin kesildiği yerlere temel ihtiyaçların ulaştırılması, dayanışma mutfaklarının kurulması gibi çok çeşitli konular için birlikte çözüm ürettiler.

Felaketin ikinci haftasında Valencia merkezde özellikle akşamüzeri iş dönüşü, sokaklarda ya da kafelerde yağmur botları ve kıyafetleri çamurlanmış, ellerinde kürek ve el aletleri taşıyan insanları görmek olağanlaştı. Çamurlanmışlıklarını gururla taşıyan, çoğunluğu genç, her yaştan insan çok yorgun ama neşeli görünüyor. Ve yüzlerinde İspanya’yı tanıyan gözlerden kaçmayan bir gurur da okunuyor.

Turia Nehri’nin yarattığı deltanın verimli, sulak topraklarında yetişen pirinçlerden yapılan paella’sıyla tanınan Valencia artık aynı zamanda sorunu doğada değil iktidarlarda arayan bilinçli bir halkın dayanışması ile birlikte anılacak gibi görünüyor. Valencia usulü paella yani “paella a la Valenciana” kadar “solidaridad a la Valenciana”yani “Valencia usulü dayanışma”yı da bir kenara yazabilirsiniz.

Kaynak: Aposto.com (https://aposto.com/s/halki-halk-kurtarir-valencia-usulu-dayanisma)

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…