Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, Türkiye’de bazı kentlerde valilerin aynı zamanda belediye başkanlarının görevini üstlenmesinin “Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’nın ruhuna aykırı olduğu” uyarısında bulundu.
Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, Slovenyalı Vladimir Prebilic ve İsviçreli David Eray tarafından kaleme alınan Türkiye raporu ve buna bağlı karar tasarı ile tavsiye tasarısını genel kuruldaki tartışmanın ardından oylayarak kabul etti. Genel kuruldaki oylamada rapor için 105 “evet”, 24 “hayır” oyu çıktı.
Oylamada bazı Türk üyelerin, “terörle mücadele yasasında, terör tanımının geniş anlamda kullanılması ve bunun yerel demokrasiye zarar verdiği” yolundaki eleştirilere karşı çıkmak için verdiği değişiklik önergeleri reddedildi.
Türkiye’nin Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’na yönelik taahhütlerini mercek altına alan izleme raporu ve buna bağlı kararlarda, Türkiye’de yönetimin terör suçlamasıyla görevinden alınan belediye başkanlarının yerine kayyum atamasını sürdürmesi eleştirilirken, bunun “adil seçim ilkesine aykırı olduğu” görüşü dile getirildi.
Raporda, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) seçimi kazanmalarına rağmen bazı belediye başkanlarına mazbatalarını vermemesi eleştirildi.
Türkiye’de devletin yerel yönetimlerin planlama kararlarına fazla müdahalede bulunduğu belirtilen rapor ve buna bağlı kararda, Türkiye’de merkezi yönetimin yerel yönetim temsilcilerini “terör suçlamasıyla” görevinden alarak seçilmemiş kişileri bunların yerine atamasının, “Türk vatandaşlarının demokratik seçimine ciddi şekilde zarar vererek, yerel demokrasinin düzgün işleyişini engellediği” görüşü dile getirildi.
Raporda, terörle mücadele yasasında yer alan terör suçlarının çok geniş anlamda tanımlanması eleştirildi.
Devletin yerel yönetimler üzerindeki kontrol yetkisinin çok fazla olduğu uyarısı yapılan tasarıda, yerel yönetimlerin planlama kararlarındaki aşırı devlet kontrolünün ve müdahaleciliğinin yerel yönetimlerin kendi görev ve sorumlulukları üzerindeki etkinliğini düşürdüğü eleştirisi yapıldı.
Yerel yönetimlerin tam ve etkili bir şekilde yetkilerinden yararlanma kapasitelerini merkezi yönetiminin sınırladığı kaydedilen kararda, merkezi yönetimin yerel yönetimlere danışmadan kararlar alabilmesi eleştirildi ve genel olarak Türkiye’de merkezi hükümet ve yerel yönetimler arasındaki iletişim ve hükümetler arası diyalogun yetersiz seviye olduğu uyarısı yapıldı.
“Yerel yönetimlerin yerel vergilerin belirlenmesinde sınırlı yetkileri var”
Yerel yönetimlerin yerel vergilerin belirlenmesinde de sınırlı yetkileri olduğu kaydedilen kararda, kaynakların yarısından fazlasının merkezi hükümetten geldiği için yerel yönetimlerin mali özerklikten yeteri kadar yararlanamadıkları eleştirisi getirildi.
Kabul edilen kararda, raportörlerin izleme komitesini düzenli olarak Türkiye’deki yerel demokrasiyle ilgili gelişmeler konusunda bilgilendirmesi istendi.
Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, Türkiye’nin Avrupa Yerel Yönetimler Sözleşmesi’nin ihlal ettiği gerekçesiyle Ankara aleyhinde “izleme süreci” başlatmıştı. İlgili komite, Türkiye’ye yönelik bu süreçle ilgili ziyaretini geçen yıl aralık ayında gerçekleştirdi.

Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren Avrupa Sosyal Haklar Komitesi’ne göre Türkiye, 1996’da Avrupa Sosyal Şartı’nı imzalayarak vadettiği bazı sosyal hakları sağlayamadı.
Avrupa Sosyal Haklar Komitesi bugün yayımladığı 2021 İnceleme Raporu’nda, Türkiye’nin sağlayamadığı veya sağlamakta yetersiz kaldığı sosyal hakları şöyle sıraladı:
- Sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma hakkı
- Sağlığın korunması hakkı
- Sosyal yardım hakkı
- Yaşlıların sosyal güvenceye erişim hakkı
- Yoksulluk ve sosyal dışlanmaya karşı korunma hakkı
Avrupa Konseyi üyesi Türkiye, 1996’da Avrupa Sosyal Şartı’nı imzalarken bazı maddelere çekince koyarak bunları sağlama yükümlülüğüne girmemişti.
Bunlar insana yakışır bir yaşam için yeterli ücret, örgütlenme hakkı, toplu pazarlık hakkı ve yılda dört hafta ücretli izin hakkıydı.
Avrupa Sosyal Hakları Komitesi, Türkiye’nin eksik kaldığı alanlara dair bazı tespitlerde bulundu.
Sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma hakkı
Komite, Türkiye’nin sağlıklı ve güvenlik bir ortamda çalışma hakkına dair yasal düzenlemelerinin yeterli olduğunu fakat bunların uygulanmasında eksiklikler olduğunu tespit etti.
İş kazaları ve meslek hastalıklarının etkili bir şekilde izlenmediği, işyerlerinin düzenlemelere uyup uymadığını denetlemek için yeterli insan gücü olmadığı açıklandı.
Sözleşmeye göre mesleki sağlığa yönelik hizmetlerin tüm sektörlerdeki tüm işçilere sağlanacak şekilde genişletilmesi gerektiği fakat Türkiye’nin bu yolda ilerlemediği görüldü.
KAYNAK: GETTY IMAGES
Sağlığın korunması hakkı
Türkiye’nin, ülkede yaşayan kişilerin sağlığını koruma yükümlülüğünü de yeterince karşılayamadığı açıklandı.
Buna neden olarak doğum sırasında yaşanan anne ve bebek ölümlerinin yeterince azaltılamaması ve sağlık sistemindeki uzun bekleme süreleri gösterildi.
Sosyal güvenlik sisteminin ise minimum standartları sağladığı ve gelişmekte olduğu tespit edildi.
Sosyal yardım hakkı
Türkiye’de geliri olmayan bir kişiye yapılan sosyal yardımın yetersiz olduğu kayıt altına alındı.
Sosyal yardımlara erişimin de sorunlu olduğu, bu birimlerin yeterli çalışanının olmadığı ve sözleşmenin imzacısı olan diğer ülke vatandaşlarına da aynı seviyede sosyal hizmet sunulması şartının yerine getirilmediği belirtildi.
Sosyal hizmetlere dair alınan kararlara halkın katılımının da Avrupa Sosyal Şartı’nın bir parçası olduğu ve Türkiye’nin bunu yerine getiremediği, özel sektörün sağladığı hizmetlerin de herkes için erişilebilir olduğuna dair bir bulgu görülmediği aktarıldı.
Türkiye’de yaşayan yabancıların acil durumlarda sağlık hizmetlerine erişimi ise yeterli seviyede görüldü.
Yaşlıların sosyal güvenceye erişim hakkı
Komite, Türkiye’de emekli olmamış yaşlıların temel sosyal güvenceye erişim hakkının son derece yetersiz olduğunu tespit etti.
Türkiye’de emekli olmayan ve asgari ücretin üçte birinden az geliri olan yaşlılara 2020 itibarıyla 711,50 TL yardım verildiğini belirten Komite, bunun son derece düşük olduğunu vurguladı.
Ankara’nın Komite’ye sunduğu verilere göre 2019 itibarıyla Türkiye’de yaşlıların yalnızca yüzde 46’sı emeklilik maaşı alıyordu.
Bu oranın çok düşük olduğunu raporlayan Komite, bunun nedenleri konusunda Türkiye’den ek bilgi istedi.
Yoksulluk ve sosyal dışlanmaya karşı korunma hakkı
Yoksulluk ve sosyal dışlanmayla mücadele için kapsamlı, yeterli ve koordineli bir politika olmadığı açıklandı.
Kaynak: EURONEWS TR & BBC TR
